Adalet Bakanı Gül, Anadolu Yayıncılar Derneği'nde gazetecilerle bir araya geldi, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.  AK Parti döneminde, Türkiye'nin yıllarca halı altına süpürülmüş sorunların çözüme kavuşturulduğunu vurgulayan Bakan Gül,  güçlü ve büyük Türkiye vizyonunun ortaya konulduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde önemli manevralar yapıldığını anlatan Gül, bu dönemde vatandaşı birinci, ikinci sınıf diye tasnif eden anlayıştan, herkesi birinci sınıf vatandaş gören anlayışa geçildiğini vurguladı.

AİHM'İN VERMİŞ OLDUĞU KARAR SİYASİ BİR KARAR

Adalet Bakanı Gül, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Ermenistan'ın başvurusu üzerine verdiği karara değinerek, kararın siyasi olduğunu vurguladı.

Kararın Türkiye açısından hiçbir hükmünün, geçerliliğinin olmadığını belirten Bakan Gül, "AİHM'in vermiş olduğu karar siyasi bir karar. Asla ülkemizden bilgi dahi alınmadan verilmiş bir karar. Böyle bir şeyde tedbir kararı baki olmuş da değil. Alelacele Ermenistan'ın gazete küpürleriyle vermiş olduğu birtakım iddiaları üzerine AİHM gibi mahkemenin bu şekilde karar vermesi kabul edilebilir değil. Türkiye'yi zikrediyorsun, Türkiye'yle ilgili bu konuda herhangi bir görüşünü, bilgisini dahi almıyorsun. AİHM'in, uluslararası siyasi kurum olmadığını hatırlaması lazım. AİHM bir mahkemedir, bir insan hakları mahkemesidir, siyasi denetim mekanizması, uluslararası kurum değildir. AİHM'in, Ermenistan'ın tezleri doğrultusunda vermiş olduğu, yanlı, hukuki hiçbir temeli olmayan bu kararının kabul edilebilir yanı yoktur." diye konuştu.

YARGI, TÜRK MİLLETİNE SIRTINI DÖNEMEZ

Belli dönemlerde yargının, siyasal egemen güçlerin, vesayetin aparatı olarak kullanıldığına işaret eden Gül, bunun acı örneklerinin hep birlikte yaşandığını anımsattı.

Bu konu da önemli kazanımlar elde edildiğine dikkati çeken Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Temel yaklaşım; Türk milleti adına karar veren hakim, savcı, yargı, Türk milletine sırtını dönemez. Bu milletin ihtiyaç ve beklentilerini dikkate almak zorundadır. Yetkiyi milletten alan bir yargı milletin beklentilerine sırt çeviremez. Yargının 'pardon' deme lüksü yoktur. Çünkü o pardon dediğiniz, aylarca yıllarca cezaevinde kalmıştır. Buradaki pardon, o kişi lekelendikten sonra hukuk sistemine ve o kişinin onuruna, haysiyetine telafisi güç zararlar doğurur. AK Parti'nin en büyük demokratik reformlarından birisi 'Bu ülkeyi milletin iradesini almayan hiçbir güç yönetmeyecektir' demesidir. 'Millet bizi seçmedi, millete hesap vermiyoruz ama ben yetkimi kullanırım. Danıştay, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, yargı kurumları olarak Bakanlar Kurulu'nun, MGK'nın, yasamanın yerine geçerim' gibi bir anlayış vardı. AK Parti bununla da mücadele etti. Bu kötü örnekler Türkiye'ye çok şey kaybettirdi."

DEMOKRASİDE TEK SÜPER GÜÇ HUKUKTUR

Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu vurgulayan Gül, "Demokraside süper güç, süper savcı, süper mahkeme, süper kurum yoktur. Demokraside tek süper güç, hukuktur." ifadesini kullandı. Bakan Gül, vatandaşların adliye kapısından, adalete ulaşacağı düşüncesiyle girmesinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, ‘Ben yargıyım, ben hesap vermem' anlayışının asla kabul edilemez olduğunu kaydetti.

YARGIYA GÜVEN KONUSUNDA ÖNEMLİ ADIMLAR ATILDI

Yargının, FETÖ'yle ilgili etkin bir mücadele verdiğini aktaran Gül, burada da yargıdan beklentinin FETÖ ile mücadele adı altında masum insanlara leke çalınmaması ve iftira edilmemesi olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan Yargı Reformu Stratejisinin yargıya güven konusunda önemli adımların atılmasını sağladığını vurgulayan Bakan Gül, vatandaşların tutunacağı tek dalın hukuk ve adalet olduğunu kaydetti.

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından yaklaşık 4 bin yargı mensubunun ihraç edildiğini belirten Bakan Gül, Anadolu insanı gençlerin, stajını tamamlayamayanların kürsüye çıktığını aktararak, "Anayasa'ya baktılar, Pensilvanya'ya değil. Eksikleri yeni alımlarla telafi etmeye çalışıyoruz." dedi. Darbe girişiminin ardından hakim ve savcı stajı süresinin bir yıla düşürüldüğünü anımsatan Bakan Gül, bu sene itibarıyla da sürenin 2 yıla çıkarılacağını bildirdi.

TUTUKLAMA ORANI YÜZDE 16,8

Soru üzerine Bakan Gül, uyuşmazlıkları sona erdiren önemli hakemlik kurumu yargının, gündelik magazinin, siyasal rekabetin konusu olmaması gerektiğine dikkati çekti. Sosyal medyada yürütülen yargı tartışmalarına da değinen Gül, vatandaşların kulaktan dolma bilgilerle hareket etmemesi gerektiğini söyledi.   AK Parti iktidara geldiğinde yüzde 41 olan tutuklama oranının şu anda yüzde 16,8 olduğunu anlatan Gül, halen yaklaşık 43 bin tutuklunun bulunduğunu kaydetti.

KOBANİ EYLEMLERİ SORUŞTURMASI

Kobani eylemleri soruşturmasına yönelik soru üzerine Gül, Gezi ve Kobani olaylarıyla sokak üzerinden vesayet devşirme alanında vandalların, teröristlerin devreye girdiğini belirtti. Yargının yaşananlarla ilgili gerekli süreci yürüttüğünü, yürütmeye devam ettiğini aktaran Gül, 6-8 Ekim olaylarında çok büyük vahşetler yaşandığını dile getirdi. Bölge halkının, Kürtlerin en büyük sorununun PKK olduğuna işaret eden Gül, "Oy alıncaya kadar kapılarına geldi, oy aldıktan sonra kapısının önüne çukur kazdı" dedi. Gül, savcılığın soruşturmayı gizli yürüttüğünü, vardığı sonucu kamuoyuyla paylaşacağını sözlerine ekledi.