Adalet Bakanı Gül, Ankara Hakimevi'nde düzenlenen "Birinci Yılında Dava Şartı Arabuluculuk Sempozyumu"na katıldı. Programda konuşan Gül, 2017'nin Ekim ayında 67 yıllık İş Mahkemeleri Kanunu'nun yenilendiğini belirterek, "Eski kanunun yürürlük süresi hayli uzun bir süreye tekabül ediyor. Bu dönemde kanunun bazı hükümleri değiştirilmiş, bazı maddeleri ise fiilen kullanılamaz hale gelmiştir. Bu dönem içinde iş hayatı hızlı bir değişim göstermiş, nüfusumuz artmış, iş alanları ve iş yapma şekilleri farklılaşmıştır. Sosyal ve ekonomik gelişmeler karşısında uyuşmazlıklar da artmış, çeşitlenmiş, farklılaşmıştır. Bu durum mahkemelerimizin iş yüküne de belirgin bir şekilde yansıdı. Sayılardaki görünümden daha önemlisi adaletin sağlanması, hızı ve kalitesi önem taşıyor. İşte kanunu yenilerken bunu bir fırsat olarak gördük. Vatandaş memnuniyetini merkeze alarak arabuluculuğu bir dava şartına dönüştürdük. Amacımız hem işçinin hem de iş verenin hukuki olarak tatminiydi. İşçi hakkına alın teri kurumadan kavuşsun, iş verende işçisiyle nizalı duruma düşmesin ve bu çalışma barışı sağlansın temel yaklaşımımızdır" diye konuştu. 

Toplumun uyuşmazlıklara tahammülünün olmadığını ifade eden Gül, devletin en büyük varlık sebebinin ihtilafları kalıcı bir şekilde çözmek, hukuk yardımıyla düzen ve barışı inşa etmek olduğunu söyledi. Gül, tarihte pek çok düşünürün devletin ortaya çıkışını yargısal düzen ve adaletin sağlanması konusundaki ihtiyaca bağladığını dile getirdi. Bu kapsamda "geciken adalet adalet değildir" diyerek uyuşmazlıklara süratle ve adaletle yanıt vermeyi amaç edindiklerini aktaran Gül, yeni çatışmalar, yeni ihtilaflar üretmeden uyuşmazlıkları kalıcı biçimde çözmeyi de amaçladıklarını söyledi. 

"355 bin uyuşmazlığın yüzde 70'i arabulucular önünde çözüme kavuştu" 

Arabuluculuk uygulamasına ilişkin istatistikleri paylaşan Gül, şunları kaydetti: 
"Uygulamanın ilk bir yılında yaklaşık 355 bin uyuşmazlığın yüzde 70'i arabulucular önünde çözüme kavuşmuştur. Sadece yüzde 30'luk kısım mahkemelerin önüne taşınmıştır. Anlaşmayla sonuçlanan ihtilaf sayısı 238 bin civarındadır. Bu kabaca 238 mahkemenin iş yüküne denktir. Sistemin başarısı iş mahkemelerine açılan dava sayısında da görülmektedir. 2017 yılında iş mahkemelerine açılan dava sayısı 210 bin civarındayken, 2018 yılında 92 bine gerilemiştir. Mahkemelerin iş sayısındaki bu azalış bizim için ikincil önemdedir. Dava sayılarının azalmasından daha önemlisi uyuşmazlıkların çok kısa sürede sonuca ulaşmasıdır. Bu süre bazen bir hafta, bazen birkaç gün, bazen birkaç saat olmuştur. Kesin hüküm aşamasına en erken iki yılda ulaşılan davaların günlerle ölçülen sürelerde sonuca ulaşması en büyük kazanımdır." 

"Mahkeme içi aile arabuluculuk sistemini kamuoyunun tartışmasına açıyoruz" 

Gül, "Mahkeme içi aile arabuluculuk sistemini de yine kamuoyunun tartışmasına açıyoruz. Kamu düzenine ilişkin ve kadına şiddet hariç olmak üzere bu konuda yine arabuluculuk eliyle aile davalarını yıllara süren ve kadın ve erkeğin yıprandığı, çocukların arada ihtilafın bir şekilde kilitlenmesinde unsur olarak suistimal edildiği bu sürecin yine bir an önce insani ve medeni bir şekilde tamamlanması için aile arabuluculuğu sistemini de kamuoyuyla paylaşıp en güzel şekilde hukuk sistemine kazandırmayı düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

Bir yıllık uygulamada da sistemden kaynaklanan çok büyük bir sorun görmediklerini yineleyen Gül, "Elbette aksayan ve eksik kalan yönler de vardır, varsa bunların takipçisi olarak sistemi geliştirmek istiyoruz. Arabuluculuğu, vatandaşlarımızın adalet beklentisine hizmet eden bir araç olarak daha işlevsel hale getirmeyi planlıyoruz." dedi.

İHA