Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "1 Ocak 2022 tarihinden itibaren tutuklamaya itiraza Asliye Ceza Mahkemesi hakimleri bakacak" dedi.

Adalet Bakanı Gül, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Adalet Bakanlığı ve bağlı kuruluşların 2022 bütçesi görüşmelerinde yaptığı konuşmada, 2022 bütçesinin hayırlı olması temennisinde bulundu.

HUKUK DEVLETİNİN NİHAİ AMACI ADALETİN TECELLİSİDİR

İnsan haklarının bir lütufla doğmadığı gibi bir lütuf olarak da korunamayacağını, bu hakları korumanın devletin temel görevi olduğunu belirten Bakan Gül, hukuk devletinin nihai amacının adaletin tecellisi olduğunu söyledi. Adaletin sadece adliye binalarına veya duruşma salonlarına tahsisli bir kavram olarak anlaşılmaması gerektiğini kaydeden Bakan Gül, “Adalet yalnızca mahkemelerde değil,  hayatın her alanında, devletin tüm görevlerinde aranmalı ve titizlikle yerine getirilmelidir. Bu açıdan adil davranma yükümlülüğü, her kurum, her fert, yani hepimiz için geçerli bir yükümlülüktür. Yargısal adalet, adaletin önemli bir boyutudur. Vatandaşımızın hakkını aradığı, mağduriyetini gidermek için son çare olarak kapısını çaldığı, en güvenilir liman yargısal adalettir. Bu bağlamda, iyi işleyen, bağımsız ve tarafsız bir yargı sistemi, hukukun üstünlüğünün ve demokrasinin vazgeçilmez koşuludur.” dedi.

VATANDAŞLARIN LAYIK OLDUĞU BİÇİMDE GELİŞMESİ İÇİN REFORM YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Adalet Bakanı Gül, milletin yargıdan beklentisinin, tarafsızlık ve bağımsızlık vasıflarını özenle koruyarak kapılarına ‘adalet’ için gelen herkese ayrımsız adalet hizmeti sunması olduğunu ifade etti. Adaletin, milletin beklentisine uygun şekilde, vatandaşların layık olduğu biçimde gelişmesi için reformlar yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini vurgulayan Gül, geçmişte darbe dönemlerinin araçsallaşan yargısı ve tarihe utanç vesikası olarak geçen hukuk cinayetlerinin toplumun adalet duygusunu derinden sarstığını kaydederek, “Bu sarsıntının yaraları kapanmadan FETÖ’nün cübbeli hainleri, dosyalarını örgüt ajandasına göre kurdular, tezgahladılar ve tuzakladılar. Bu süreçleri hep beraber, bedeller ödeyerek yaşadık gördük. 17-25 Aralık sonrası milletin desteğiyle mevzi kazanan Türk yargısı, 15 Temmuz akabinde bu mücadeleyi kendi saygınlığı ve bağımsızlığı için de en üst seviyeye çıkarmıştır.” diye konuştu.

YARGI ELE GEÇİRİLECEK BİR MEVZİ DEĞİL, ASLA EL DEĞMEYECEK BİR MERCİDİR

Bakan Gül, milletin tercihinin ‘hukuk devleti’ ilkesi olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hukuk devletinde, yargının yegane ideolojisi vardır, o da adalettir.  Emir alacağı tek yer vardır; anayasadır, kanunlardır, hukuktur. Yargı ele geçirilecek bir mevzi değil, asla el değmeyecek bir mercidir. Bu konu bizim için bütün meselelerin üzerindedir, temel hassasiyetimizdir. Bu hassasiyetle yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına büyük önem veriyoruz. Çünkü ancak bağımsız ve tarafsız yargı ‘millet adına’ karar verebilir.”

YARGI REFORMU STRATEJİSİ VE İHEP’TE YAPILAN ÇALIŞMALAR

Devletin, özgürlükleri daraltan bir aygıt olarak değil, özgürlükleri koruyan ve yaşatan temel bir zemin olarak gören bir anlayışla cumhuriyetin ikinci yüzyılına girildiğini aktaran Adalet Bakanı Gül, amaçlarının, bu temel çerçevenin daha da güçlendirilmesi olduğunun altını çizdi. Daha sağlam bir hukuk sistemi, daha güçlü bir demokrasi, daha geniş özgürlüklerin reformcu kimliğin bileşenleri olduğunu ifade eden Gül, “Güven veren ve erişilebilir bir adalet” anlayışıyla hazırlanan Yargı Reformu Stratejisini kapsamında yer alan hedeflerin hayata geçme oranının yüzde 62 olduğunu söyledi. Bakan Gül, ‘Özgür birey, güçlü toplum; daha demokratik bir Türkiye’ perspektifiyle yürütülen İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında 6 aylık süreçte ise faaliyetlerin yüzde 35’inin hayata geçtiğini kaydetti.

DEMOKRASİ ANLAYIŞIMIZ, BU ANAYASANIN SUNDUĞU PERSPEKTİFİN ÇOK İLERİSİNDE

Adalet Bakanı Gül, reformun bir süreç olduğunu belirterek, ‘bir bisikletin pedalını çevirir gibi reform adımlarımızı atmaya devam etme kararlılığında’ olduklarını, bu kapsamda yürütülen çalışmalarla şu ana kadar dört yargı paketinin kanunlaştığını hatırlattı.

Yeni anayasa çalışmalarına da değinen Bakan Gül, “Bize göre, millet iradesinin bir daha ipotek altına alınmaması için, bütün demokratik kazanımların en güçlü güvenceye kavuşması için yeni ve sivil bir anayasa, siyasetin önündeki sorumluluklardan biridir. Bu sorumluluk, siyaset kurumuna partiler üstü bir ödev vermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın tüm partilere yaptığı çağrının arkasında da bu hassasiyet, bu anlayış bulunmaktadır. Kabul etmek gerekir ki, darbe dönemlerinin ruhu, 1982 Anayasası’na, millete ve siyaset kurumuna güvensizlik olarak yansımıştır. Bu yansımanın izlerini silmek için yapılan birçok değişiklik de anayasadaki vesayetçi anlayışı bütünüyle giderilebilmiş değildir. Hali hazırda demokrasi anlayışımız bu anayasanın sunduğu perspektifin çok ilerisinde bulunmaktadır. Millet iradesini en güçlü şekilde koruyacak, özgürlükçü bir anlayışa dayalı anayasaya ihtiyacımız olduğu açıktır. Demokrasinin bir gereği olarak hukukun herkese eşit ve adil bir şekilde uygulanması, çoğulculuğun ve farklılıklara saygının esas alınacağı bir anayasa milletimizin ihtiyacı vardır. Bu perspektifle milletin sesinden, sözünden ürkerek değil, milletin sesi ve sözünden güç alarak özgürlüklerimizi genişletmek için yeni ve sivil bir anayasayı, 84 milyonun anayasasını yapma kararlılığındayız.”

TRAFİK MAGANDALIĞI GİBİ FİİLLERE CEZA ARTTIRIMI GÜNDEMDE

Ceza adaleti sisteminde yapılan değişiklikleri anlatan Bakan Gül, sulh ceza hakimliklerinin tutuklama ve adli kontrol kararlarına karşı dikey itiraz usulünün getirildiğini, 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren tutuklamaya itirazların bir üst mahkeme olan asliye ceza mahkemeleri tarafından değerlendirileceğini vurguladı. Yeni yapılması planlanan düzenlemelere de değinen Gül, vergi suçlarına ilişkin ceza adaletinin orantılılık ve ölçülülük ilkeleri doğrultusunda bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu düşündüklerini söyledi. Sosyal dokuyu ve toplum huzurunu koruyan mevzuat hükümlerini de gözden geçireceklerini aktaran Bakan Gül, “Trafik magandalığı gibi tabir edilen fiillere ceza artırımı gündemimizde bulunmaktadır." dedi.

472 BİN KİŞİ LEKELENMEME HAKKINDAN YARARLANDI

Adalet Bakanı Gül, insanların hukuktan beklentisinin haysiyetine, masumiyetine ve itibarına yönelen her türlü girişime karşı korunmak olduğunu, suçsuzluk karinesi ve insanların lekelenmeme hakkının adalet hizmetlerindeki temel öncelikleri olduğunu belirtti. Bu çerçevede 2017 yılında hayata geçirilen ‘Lekelenmeme hakkı’ kapsamında 472 bin kişi hakkında “soruşturmaya yer olmadığına dair karar” verildiğini anımsattı. 84 milyon vatandaşın şerefinin, onurunun ve itibarının devlete emanet olduğunu vurgulayan Bakan Gül, hiçbir şekilde insanın mahreminin ifşasının kabul edilemeyeceğini ifade etti. İletişim kayıtlarının, daha önce takipsizlik kararları verildiğinde yok edildiğini, yeni düzenlemeyle beraat kararı verildiğinde de yok edilmesine imkan tanındığını anlatan Gül, "Vatandaş beraat almış, ama dinleme kayıtları dosyada yıllarca kalabiliyordu. Bu kayıtlar da artık imha edilecek." diye konuştu.

9 BİN 351 VATANDAŞIMIZ TAAHHÜT VEREREK SERBEST KALDI

Bakan Gül, ‘vatandaşımıza güven esastır’ ilkesi gereğince hayata geçirilen ‘taahhütle serbest kalma’ uygulaması ile ifade alınması için gece yarısı gözaltına alınma, otelden, havaalanından yakalama işlemlerine son verildiğini belirtti. Bakan Gül, şunları söyledi:

"Artık mesai saatleri dışında yakalanan kişiler, yargı mercilerine gelip ifade vermeyi taahhüt etmeleri durumunda Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda bir defaya mahsus olmak üzere serbest kalıyorlar. Bu değişiklik, ceza adaleti sisteminde kişi özgürlüğü ve güvenliği konusunda şimdiye kadar gerçekleştirilen en önemli yeniliklerden biridir. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği 14 Temmuz 2021 tarihinden bu yana 9 bin 351 vatandaşımız taahhüt vererek serbest kalmıştır."

SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANINA ADLİYE KURULACAK

İstanbul Havalimanı'nda 11 Şubat 2020'de kurulan adliyenin vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılandığını, uygulamanın yurt dışına çıkışların yoğun olduğu diğer havalimanlarında da hayata geçirmeyi planladıklarını söyledi. Bakan Gül, 2022 yılında, Sabiha Gökçen Havalimanı'nda adliye kurulacağını açıkladı.

SERİ MUHAKAME VE BASİT YARGILAMA USÜLLERİ CEZA ADALET SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİYOR

Bakan Gül, 1 Ocak 2020’de hayata geçirilen ‘basit yargılama’ ve ‘seri muhakeme’ usullerinin ceza adaleti sistemini güçlendirdiğini söyledi. 2021 yılında seri muhakeme bürolarına gelen dosyaların 66 bin 838’inde mahkemelerin talepname doğrultusunda hüküm kurduğu belirten Bakan Gül, klasik yargılamada bu kapsamdaki bir davanın kesinleşmesinin ortalama 1 yıl 7 ay sürerken, seri muhakemenin uygulandığı dosyaların ortalama iki haftada kesinleştiğini vurguladı. Gül ayrıca, 2021 yılında toplam 389 bin 443 suçta basit yargılama usulü uygulandığını, bu suçlardan 202 bin 270’inde karar verildiğini sözlerine ekledi.

ALTERNATİF UYUŞMAZLIK YÖNTEMLERİ YARGILAMALARI KISALTIYOR

Bakan Gül, 2019 yılında kapsamı genişletilen alternatif çözüm yöntemi olan uzlaştırma müessesi kapsamında 2021 yılında müzakerelerine geçilen 194 bin 924 dosyada uzlaşma sağlandığını, olumlu sonuçlanan dosya sayısı oranının yüzde 84,5 olduğunu ifade etti. Şu an 27 bin 403 uzlaştırmacının bulunduğunu kaydeden Bakan Gül, halen görev yapanların kazanılmış haklarının muhafazası suretiyle bu görevin avukatlar tarafından yapılmasının doğru olacağına inandıklarını aktardı.

ARABULUCULUK SINAVI 26 HAZİRAN 2022’DE

Bakan Gül, 2 milyon 392 bin 342 uyuşmazlığın 1 milyon 647 bin 280'inin arabuluculukla sonuçlandığını kaydetti. Arabuluculuk uygulamasının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmaların önümüzdeki süreçte de devam edeceğini belirten Gül, 26 Haziran 2022'de de ÖSYM tarafından yeni bir arabuluculuk sınavının yapılacağını açıkladı.

HÜKÜMLÜLERİN REHABİLİTASYONU VE TOPLUMA KAZANDIRILMALARINI AMAÇLIYORUZ

Adalet Bakanı Gül, ceza infaz sisteminin amacının, yalnızca suçluların özgürlüğünü kısıtlamak değil aynı zamanda suçluları yeniden topluma kazandırmak olduğunun altını çizdi. Hükümlülerin rehabilitasyonunda önem verdikleri konuların başında meslek edindirme faaliyetleri geldiğini kaydeden Gül, son üç yılda ceza infaz kurumlarında 14 bin 345 hükümlü ve tutuklu okuma-yazma öğrendiğini, ülke genelindeki 336 işyurdu çalışmalarında gıda, tarım ve hayvancılıktan mobilyaya, el sanatlarından tekstile, metal işlerinden inşaat ve onarım işlerine kadar 180’den fazla değişik iş kolunda eğitim verildiğini belirtti.

AGO’LARDA 38 BİN GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİ

Mağdur hakları alanında son yıllarda mevzuat değişiklikleri yapıldığını, yeni uygulamaların hayata geçirildiğini anlatan Gül, adliyenin kapısının adaletin kapısı olduğunu vurguladı. Hakim ve savcı olmadan kadın ve çocukların ifadelerinin alındığı adli görüşme odalarına da değinen Gül, Türkiye genelinde 110 adli görüşme odasının bulunduğunu, bu özel ifade odalarında 38 binden fazla görüşme gerçekleştirildiğini kaydetti.

ŞİDDETİ DOĞURAN ETKENLERİN ÖNLENMESİ ÖNCELİKLİ MESELE

Adalet Bakanı Gül, kadına yönelen her türlü şiddetin acısını hissettiklerini, bu tür olayların kendilerini derinden yaraladığını belirtti. Kadına yönelik her türlü şiddet eylemini kınadığını ifade eden Gül, şöyle devam etti:

“Kadına yönelik şiddetin mağduru aynı zamanda çocuğumuz, ailemiz, toplumumuz, kısaca herkestir. Bu noktada asıl olan şiddetin önlenmesidir. Şiddetin tamamıyla ortadan kaldırılmasıdır. Şiddeti doğuran etkenlerin önlenmesi öncelikli mesele olmalıdır. Aile içi şiddet bürolarında görevli Cumhuriyet savcıları ile tedbir kararlarına bakmakla görevli hakimlere uygulama birliğinin sağlanması için düzenli eğitimler veriliyor. Bu eğitimlere son 3 yılda 7 binden fazla hakim ve savcı katıldı” dedi.

TACİZ NİTELİĞİNDE ISRARLI TAKİP FİİLLERİNE DAHA AĞIR CEZALAR GETİRİLMESİ İÇİN ÇALIŞMALAR YAPILIYOR

Kadınlara yönelik huzur ve sükun bozucu ya da taciz niteliğindeki ısrarlı takip fiillerinin daha ağır cezalandırılmasına ilişkin yeni bir suç ihdasının da çalışılan başlıklar arasında yer aldığını dile getiren Gül, çocuk haklarının geliştirilmesinde yapılanlara değindi. Bakan Gül, Erzurum'da örnek bir Çocuk Adalet Merkezi oluşturulduğunu, bundan sonraki süreçte adliye projelerinde de çocuklar düşünülerek hareket edileceğini söyledi.

SULHUN KAMU KURUMLARI İLE VATANDAŞLAR ARASINDA ASIL ÇÖZÜM YOLU HALİNE GELMESİNİ HEDEFLELİYORUZ

Bakan Gül idari uyuşmazlıkların mahkemelere gitmeden önce çözülmesi ve vatandaşların işlerinin kolaylaştırılmasının önemli olduğunu kaydetti. Sulhun kamu kurumları ile vatandaşlar arasında asıl çözüm yolu haline gelmesini hedeflediklerini aktaran Gül, “Bu düşünceyle ele aldığımız idari sulh çalışmamızı sonuçlandırmak üzereyiz. Planladığımız düzenleme yalnızca idari yargıda değil, adli yargıda görülen ve kamu kurumlarının taraf olduğu davaları da kapsayacak." dedi. Uyuşmazlıklarda ‘pilot dava’ usulünün de gündemlerinde yer aldığını aktaran Gül, ayrıca makul sürede yargılanma hakkının, adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından biri olduğunu ifade etti.

Adalet Bakanı Gül, yargıda hedef sürelere uyulma oranının Kovid-19 salgınına rağmen memnuniyet verici olduğunu ancak bazı davalarda sürenin uzamasından doğan mağduriyetin, tarafların hayatına doğrudan tesir ettiğine dikkati çekti. Boşanma davalarının, tazminat ve velayet gibi taleplerden dolayı uzadığını anlatan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İki taraf da boşanma konusunda kararlı ancak sair hususlarda anlaşamadığı durumlarda uzayıp giden çekişme, kadına da erkeğe de esas itibarıyla ilave külfetler getiriyor. Tarafların iradesine uygun, yeni mağduriyetlere yol açmayan bir usul geliştirme ihtiyacını tespit ettik. İki taraf da boşanmak istiyorsa, bu boşanma iradesini hakim huzurunda söylediyse boşanma kararını gecikmeksizin vererek kişilerin medeni haliyle ilgili gecikmeden kararın verilmesi konusunda çalışmalarımızı da son hale getirmiş durumdayız."

İHTİSAS MAHKEMELERİ KURULACAK

Adalet Bakanı Gül, ihtisas mahkemelerine ve uzmanlaşmaya önem verdiklerini ifade ederek, "Yakın süreçte İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerimizden başlayarak finans mahkemeleri kuracağız. Yine sendika uyuşmazlıkları için de sendika ihtisas mahkemelerini yakın zamanda hayata geçirmiş olacağız." dedi.

12 BİN 400 YENİ PERSONEL ALINACAK

Adalet teşkilatına yeni personel alımının planlandığını söyleyen Bakan Gül, 2022 yılında 12 bin 400 yeni personel alınacağını söyledi. Adliyelerde ve ceza infaz kurumlarında görev yapan personelin özveriyle çalıştığını anlatan Bakan Gül, özlük haklarının güçlendirilmesi için çalışmalar yaptıklarını kaydetti. Bakan Gül, “Yakın zamanda imzalanan toplu sözleşme ile çeşitli kadrolardaki personelimize, illerin büyüklüğüne göre değişen oranlarda daha fazla adalet hizmeti tazminatı ödenmesini sağladık. Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi konusunda da somut neticeleri 2022 yılında alacağımıza inanıyoruz. 2022 yılında da 12 bin 400 yeni personel alacağız. Bu konudaki planlamamızı tamamladık.” diye konuştu.