Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Faize karşı olduğumu söylemek boşuna değil. Boşuna konuşmuyorum ben. Şu anda karşımda ağırlıklı yatırımcılarımız var, girişimcilerimiz var. Bir çoklarınızın faiz yükü altında nasıl ezildiğinizi biliyorum. Bu bankaların sizi nasıl sömürdüğünü biliyorum. Yeri geldiği zaman Türkiye’yi bir faiz cennetine getirmekten bahsediyoruz ama öbür tarafta banklarımız, gerek kamu, gerek özel sektör bankaları ne kadar etmişler bunu konuşuyorlar. Sen ne kadar yatırımcı kazandırdın bu ülkeye onu söylesene" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti. Erdoğan , Beşiktaş’ta bulunan Dolmabahçe Çalışma Ofisi’ndeki kabulde yaptığı konuşmada, "Önümüzdeki dönemde salgın şartlarının hafiflemesiyle beraber inşallah DEİK bünyesindeki çalışmalarımıza hız vereceğiz. Öyle veya böyle, ama video konferans vasıtasıyla, şu ana kadar nasıl bu çalışmaları yürüttüysek bundan sonra da en kötü ihtimalle bu şekilde bunu yürütmeye devam edeceğiz. Türkiye olarak ticaret diplomasisi alanında yeni bir sıçramaya ihtiyaç duyuyoruz. Salgın döneminde güçlü sağlık alt yapısının yanı sıra üretimin, araştırma, geliştirmenin, ihracatın, ticaretin ve ticarette pazar ve ürün çeşitliliğinin önemini de gördük. Sadece iç piyasaya odaklanan şirketler salgından olumsuz etkilenirken ihracata, inovasyona, AR-GE’ye önem veren firmalar ise süreci en az zararla atlattı. Özellikle ihracat odaklı çalışan şirketlerimizin salgın döneminde müşteri yelpazesini genişlettiklerini görüyoruz" dedi.

"SALGIN SONRASI DÖNEMDE DE DÜNYA İNŞALLAH TÜRKİYE’NİN BAŞARILARINI KONUŞMAYA DEVAM EDECEKTİR"

Erdoğan, "Sanayicimizle bir araya geldikçe, üreticilerimizi, ihracatçılarımızı dinledikçe şu gerçeğin farkına daha iyi varıyoruz. Her ne kadar bu salgın beraberinde çeşitli zorluklar, sıkıntılar getirse de iş dünyamızın önünde yeni fırsat pencereleri de açıyoruz. Türk firmaları yine bu dönemde kaliteli ürünleri, rekabetçi fiyatları, hepsinden önemlisi güvenilirlikleriyle rakiplerine fark atıyor. Şüphesiz bunda dünya genelinde Asya merkezli üretim biçimlerine yeni alternatifler oluşturma çabasının da payı var. Salgında tüm yumurtalarını tek sepete koymanın özellikle riskini gören şirketler bu süreçte üretim ağlarını ve merkezlerini çeşitlendirmeye başladılar. Bu arayışlarda ülkemizin adı giderek daha fazla ön plana çıkıyor. Aşılamanın artmasıyla beraber dünya genelinde salgın geriledikçe taşlar yerine oturacak, ülkemizin yakaladığı ivme daha da artacaktır. Tıpkı salgın döneminde olduğu gibi, salgın sonrası dönemde de dünya inşallah Türkiye’nin başarılarını konuşmaya devam edecektir. Küresel ticaret ve büyümede beklenen büyük düşüşe karşılık Türkiye pozitif büyüme çizgisinin altına inmemeyi başarmış bir ülkedir. Bu tabloda özellikle ihracatta yakaladığımız performansın büyük katkısı vardır. Geçtiğimiz yılı 169,5 milyar dolar gibi orta vadeli program hedefinin 4 milyar üzerinde bir rakamla kapatmayı başardık. Öyle ki 2020’nin son ayında tüm zamanların ihracat rekorunu kırdık. Aynı şekilde 4. çeyrek de 51,2 milyar dolarla en yüksek ihracatı gerçekleştirdiğimiz dönem oldu" şeklinde konuştu.

"ENFLASYON BU ÜLKEDE YAŞAYAN HER BİR FERDİN HAYATINA DOKUNUYOR"

Erdoğan, "Enflasyon bu ülkede yaşayan her bir ferdin hayatına dokunuyor. Biz enflasyonun yüzde 30’lardan tek hanelere düşmüş bir hükümet olarak, faiz oranının yüzde 64 olduğu böyle bir dönemden 4,6’ya enflasyonu da 6.4’e düşürdüğümüz bir dönemi yaşadık. Faize karşı olduğumu söylemek boşuna değil. Boşuna konuşmuyorum ben. Şu anda karşımda ağırlıklı yatırımcılarımız var, girişimcilerimiz var. Bir çoklarınızın faiz yükü altında nasıl ezildiğinizi biliyorum. Bu bankaların sizi nasıl sömürdüğünü biliyorum. Yeri geldiği zaman Türkiye’yi bir faiz cennetine getirmekten bahsediyoruz ama öbür tarafta banklarımız, gerek kamu, gerek özel sektör bankaları ne kadar etmişler bunu konuşuyorlar. Sen ne kadar yatırımcı kazandırdın bu ülkeye onu söylesene. Ne kadar yatırımcı var ne kadar istihdam sağlıyoruz bir de bunu konuşun bakalım. Bunu konuşmuyorlar. Bana yatırım lazım istihdam, üretim, ihracat lazım. Eğer bu 4 başlık yoksa hiçbir şey yok. Biz bununla övüneceğiz. Şu anda dünyaya bakalım Amerika’da faiz oranı ne, Japonya’ya bakalım faiz oranı ne? Eksi. Gelelim Avrupa’ya 1-2. İsrail, eksi. Bütün bunlar apaçık ortadayken biz yüksek faizlerle övünüyoruz. Bir çok şirketimizi adeta batırmakla övünüyoruz. Arkadaşlar beni dinlerler, dinlemezler, ben buna karşıyım. Bunlarla mücadelemi de sonuna kadar devam ettireceğim. Kim ne derse desin çünkü ben inanmıyorum. İnandığım tek şey var yüksek faizle bir yere varamayız. Bana karşı ’bizim şu kadar borcumuz var, bu borcu neyle ödeyeceğiz’. Bu borcu yüksek faizle dışardan kendimize imkan sağlamakla değil, kendi kaynaklarımızla bunu nasıl öderiz onun çalışmasını yapacağız. Bunun başka çıkışı olmaz" şeklinde konuştu.

KUR İSTİKRARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kur istikrarı, enflasyonla mücadelede oldukça önemli bir yer tutuyor. Ama değerli arkadaşlar; domates, patates, leblebi, çekirdek, bütün bunlar beraber biz mücadele ederiz diyorsanız kusura bakmayın bir yere varamazsınız. Asıl iş faizi düşürmek suretiyle enflasyonu aşağıya düşürmektir. Bunun bir numaralı enflasyonla mücadelede alt yapısını faiz oluşturuyor. Faiz enflasyonla doğru orantılıdır, ne kadar aşağıya çekerseniz o da aşağıya gelir. Çünkü biz bunu yaşadık. Ekonomik olduğu kadar sosyal boyutunu da çok önemli gördüğümüz enflasyonla mücadelede bütüncül gördüğümüz mücadeleyi etkili bir şekilde sürdüreceğiz. Cari açıkla mücadelede yapısal önlemleri de hız veriyoruz. Her türlü ürünü üretebilecek kapasiteye sahip olan imalat sanayimizin ithal ara malı bağımlılığını azaltmanın yönünde de mesafe kat ettik. Tabi en önemlisi savunma sanayinde başarıyı getiren yönetişim modelini imalat sanayiinde de uygulayacağız. Avrupa başta olmak üzere önemli ticaret ortaklarımızdaki canlanma ile turizm ve hizmet sektörlerinde beklediğimiz toparlanma cari açıkla mücadelemize katkı sağlayacaktır" dedi.

KAMU MALİYESİ

Erdoğan, "Salgınla mücadeleyi tamamladıktan sonra dönemsel istihdam kayıplarının kalıcı nitelikteki sorunlara dönüşmesini engelleyecek adımları da atacağız. Bu şekilde ekonomide sağlayacakları güven ve istikrar sayesinde, bu iki kavram çok önemli; güven ve istikrar. Bundan asla taviz veremeyiz. Üzerimizdeki faiz yükünden de önemli ölçüde kurtulacağımıza inanıyorum. Kamu maliyemiz, nispeten düşük borçluluk oranlarımız sayesinde, bugün de bizi pek çok ülkeden olumlu yönde ayrıştırıyor. Dönemsel etkiler nedeniyle bütçe açığımız son yıllarda artış göstermiş olmakla birlikte, alacağımız kararlı tedbirlerle burada da kalıcı bir iyileştirme yapmak amacındayız" diye konuştu.

2020 BÜTÇE HARCAMALARI

Erdoğan, "2020 yılında toplam bütçe harcamaları 1 trilyon 202 milyar liraya ulaşarak, program hedefinin altında kaldı. Gelir tarafında ise, beklentilerden daha iyi ekonomik performans göstererek 1 trilyon 29 milyar liraya ulaştık. Böylece yıl sonu bütçe açığımız 173 milyar lirayı bile bulmayarak, program hedefi olan 239 milyar liranın altında kaldı. Programda bu sene için öngördüğümüz büyüme oranının gerçekleşmesi durumunda, bütçe açığı milli gelirin yüzde 3,6 oranına gerileyecektir. Böylece yılı, yüzde 4,9’luk bütçe açığı hedefinin altında kapatmış olacağız. Gelişmekte olan ülkelerde yüzde 10,7’lik bütçe açığı verildiği bir dönemde, sağladığımız bu başarı takdire şayandır. Geçtiğimiz Eylül ayındaki hazırlıklar sırasında 2021 yılı için yüzde 4,3’lük bir bütçe açığı hedefi koymuştuk. Ekim ayının ikinci yarısından itibaren vaka sayılarının tüm dünyada olduğu gibi hızla artmaya başladı ve ikinci dalga yaşandı. ’Önce sağlık, önce insan’ diyerek, salgının önünü kesmek için gereken tedbirleri yeniden uygulamaya geçirdik" dedi.

SAĞLIK HARCAMALARI

Erdoğan, "Aşıyla ilgili gelişmelerin beklenenden daha uzun bir sürece yayılması, tüm dünyada ekonomilerin ve bütçe açıklarının toparlanmasını geciktiriyor. Bu tablo, ülkemizde de 2021 yılı için bütçe öngörülerimize yönelik birtakım riskleri beraberinde getiriyor. Salgının uzamasına bağlı olarak 2020’de bütçe gelirlerinden feragat edip hayata geçirdiğimiz düzenlemelerin bir bölümünü, bu senenin ilk çeyreğine ve hatta bazılarını 2021’in ilk yarısına kadar uzattık. Buna ilaveten, salgın tedbirleri sebebiyle ekonomik aktivitede ortaya çıkan yavaşlama, vergi ve vergi dışı gelirlerimizin düşme ihtimalini beraberinde getiriyor. Bütçemizin harcama tarafında da kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin desteği, esnaf destek paketi gibi ekonomiyi ve istihdamı desteklemeye yönelik artışlar söz konusudur. Sağlık harcamalarındaki ilave artışlar da program hedeflerimizin üzerinde rakamlara işaret ediyor" şeklinde konuştu.

"2021 YILI İÇİN BÜTÇE AÇIĞINI MİLLİ GELİRİN YÜZDE 3,5’İ SEVİYESİNDE TUTMAYI YENİ HEDEF OLARAK BELİRLEDİK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bütçeye gelen bu ilave yüklere rağmen, mali disiplinden taviz vermemekte kararlıyız. Bir taraftan maliye politikasını aktif bir biçimde kullanırken, diğer yandan bütçe açığını aşağıya çekecek tedbirleri hayata geçireceğiz. Bunlardan taviz yok. Böylece, mali disiplini, 18 yıldır yaptığımız gibi, önümüzdeki dönemde de ekonomimizin en önemli çıpası olarak kullanmayı sürdüreceğiz. Bu amaçla, 2021 yılı için bütçe açığını milli gelirin yüzde 3,5’i seviyesinde tutmayı yeni hedef olarak belirledik. Bütçede oluşturacağımız mali alanı, gerekmesi halinde, salgın kaynaklı ilave harcama ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanacağız. Tedbir paketlerini oluştururken temel prensiplerden taviz verilmedi. Ancak hizmette tasarruf olmayacağının altını özellikle çizmek istiyorum. Hizmetlerimizi artırırken kamu olarak vatandaşın bize emanet ettiği vergileri, en doğru şekilde, ekonomik ve verimli kullanacağız. Bu anlayışla özellikle kamu harcamalarını daha verimli hale getirecek bir tasarruf programını hayata geçireceğiz. Özellikle cari harcamaların daha tasarruflu bir biçimde yapılmasına özen göstereceğiz. Taşıttan lojmana, temsil ağırlamadan hizmet binası yapımına kadar tüm harcamaları asgari seviyede tutarak, tasarruf tedbirlerine azami riayet edeceğiz. Yatırımlarda, kısa sürede sonuç alacağımız üretken alanlara öncelik vereceğiz. Ar-Ge, dijitalleşme, insan kaynakları, lojistik, enerji gibi yatay alanların yanı sıra savunma sanayi ile sulama başta olmak üzere tarımdaki yatırımları hızlandıracağız" diye konuştu.

VERGİ POLİTİKALARI

Erdoğan, "Kamuda tasarrufları artırmanın etkili bir yolu da dijital dönüşüme hız vermekten geçiyor. Bu kapsamda e-tebligat, uzaktan eğitim, çevrimiçi toplantı ve elektronik belge yönetim sistemleri gibi uygulamaların kullanımını yaygınlaştıracağız. İdarelerimizin ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik alımlarının, ölçek ekonomilerinden yararlanılarak daha düşük maliyetlerle karşılanmasını temin edeceğiz. En büyük gider kalemlerinden olan sağlık alanında koruyucu sağlık hizmetlerini artırıp tedavi harcamaları azaltılacak. Kamu finansmanının daha etkin bir biçimde sağlanabilmesi amacıyla Tek Hazine Kurumlar Hesabı kapsamındaki kurum sayısını artıracağız. Kamu harcama programlarını düzenli olarak gözden geçirerek, verimsiz olanları tasfiye edeceğiz. Tabii maliye politikasının önemli ayaklarından biri de vergi politikalarının ekonominin ihtiyacı doğrultusunda tasarlanması ve etkili bir şekilde uygulanmasıdır. Bu kapsamda vergi politikalarımızı adil, öngörülebilir, sade, yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı teşvik edecek bir temele oturtacağız. İdare alacaklarının zamanında tahsilinin sağlanması için daha etkili bir tahakkuk ve tahsilat mekanizması kuracağız. Kayıt dışılık ile etkin mücadelemizi devam ettireceğiz" diye konuştu.

"VATANDAŞLARIMIZ MÜSTERİH OLSUNLAR, BİZE GÜVENSİNLER"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gerek harcamalar gerekse gelirler konusunda öngörülen tedbirlerin detaylarını Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın ileriki günlerde kamuoyuyla paylaşacak. İktisat tarihi kitaplarına geçecek böylesine zorlu bir küresel konjonktürü, 18 yılın birikimi ve tecrübesi sayesinde başarıyla atlatacağımıza olan inancımız tamdır. Samimiyetle, istişareyle ve ortak akılla çözemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur. Uzun soluklu, sabırlı ve kararlı adımlarla, ülkemizin geleceğini hep birlikte inşa edeceğiz. Vatandaşlarımız müsterih olsunlar, bize güvensinler" dedi.