Cumhurbaşkanlığı kabinesi saat 15.00'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında taplandı.

Beştepe'deki toplantıda devam ederken Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın kameralar karşısına geçti. 

Kalın'ın gündeme ilişkin değerlendirmelerinden öne çıkanlar şöyle:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın Trump ile bir telefon görüşmesi oldu. Brunson'ın bırakılmasının ardından ilişkilerin normalleşmesi görüşüldü. Bu konu kapatılmış oldu. Bundan sonra ABD ile ilişkilerimizde sorun olan konular var. Bunların takipçisi olmaya devam edeceğiz. Kaşıkçı cinayetine ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu. İdlib mutabakatından dolayı Sayın Trump, Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkürlerini ifade ettiler.

ABD'li yetkililer sürecin hızlanması için atmaları gereken adımları atmaya başladılar. Gaziantep'te devam eden ortak eğitim önümüzdeki günlerde tamamlanacak ve Münbiç civarında yakın bir zaman içerisinde müşterek devriye faaliyetleri başlayacak.

"CUMHURBAŞKANIMIZ MHP'Yİ KASTETMEDİ"

Bu konuda AK Parti Sözcüsü bir açıklama yaptı. Konunun başka yerlere çekilmesi doğru olmaz. Ortada yanlış anlama ya da çarpıtma var. Cumhurbaşkanımızın MHP'yi, onun tabanını hedef alan bir değerlendirmesi söz konusu bile değil. Kastettiği, özensiz hazırlanması halinde bir Af Yasası'nın doğuracağı toplumsal sonuçlardır.

29 Ekim resepsiyonu İstanbul'da yapılacak. Üçüncü havalimanının yapılması münasebetiyle.

ÖĞRENCİ ANDI KARARI

Buradan yeni bir siyasi polemik, 'milli kimlik nedir, neyi kapsar neyi kapsamaz' gibi bir tartışmaya girmeyi çok doğru bulmuyoruz. Burada milli kimlikle ilgili bir tartışma yok, okullardaki bir uygulama ile ilgili bir konudan bahsediyoruz. Hukuki açıdan bakıldığında Danıştay'ın kendini yürütme yerine koyup böyle karar vermesi var. Bununla ilgili tabii hukuki süreç devam edecek. Onun da hep birlikte takipçisi olacağız.

Türk ifadesinden kimsenin herhangi bir rahatsızlığı asla söz konusu değildir. Bu ifade okullarda okunmayınca bizim ne Türklüğümüzden bir kaybımız olur ne Türklük kimliği ortadan kalkar.

CEMAL KAŞIKÇI SORUŞTURMASI

Biz de soruşturmayı takip ediyoruz. Bununla ilgili incelemeler yapılacak. Savcılık tarafındanbilgiler paylaşılacak. Cemal Kaşıkçı cinayeti işlendiği günden itibaren hassas bir çalışma yürütüldü. Cumhurbaşkanımız olayın bütün yönleriyle aydınlatılması için gerekli adımların atılacağını belirtti. 

"HİÇBİR ŞEY GİZLİ KALMAYACAK"

Cumhurbaşkanımızın baştan beri koyduğu çizgi son derece nettir. Bu olayla ilgili hiçbir şey gizli kalmayacak. Hukuki olarak olayın sonuna kadar gidilecek. Suudi Arabistan ile ilgili ilişkillerde Suud Kralı ile telefon görüşmeleri oldu. Meselenin aydınlatılması yönünde ortak irade konuldu. Bu olayla ilgili hiçbir şey gizli kalmayacak. Suud makamlarının üzerinde büyük bir sorumluluk var. Suudi Arabistan bizim için kardeş ülkedir. Bu noktada süreci büyük bir hassasiyetle yürüttüğümüzü ifade etmeliyim. Mesele menfur bir cinayetin aydınlatılması meselesidir.

Konu, Türkiye ile Suudi Arabistan arasında bir konu değildir. Türkiye, burada uluslararası hukuk çerçevesinde kendi milli hukuk kuralları çerçevesinde olayın aydınlatılması için gerekli adımları atmaktadır.

"YAPTIRIMLARIN KALDIRILMASINI BEKLİYORUZ"

Dünkü görüşmede Sayın Cumhurbaşkanımız Trump'a FETÖ ile mücadele konusunu dile getirdi. Yaptırımlarla ilgili şunu söyleyeyim, yanlış bir varsayıma dayanarak alınmış anlamsız bir yaptırım kararıydı. Bizim açımızdan bağlayıcılığı yoktu.

Beklentimiz yaptırımların en kısa sürede kaldırılması. Bu ikili ilişkilerin normalleşmesi sürecinde pozitif bir adım olacaktır. Türkiye açısından ulusal güvenlik meselesi olan FETÖ, PYD konusunda ABD'den somut adımlar atmasını bekliyoruz. Beklentimiz ABD'nin en kısa sürede adım atması, FETÖ tüm ülkeler için tehdittir.

İŞ BANKASI HİSSELERİ

Sayın Cumhurbaşkanımız önemli bir tartışma başlattı. Atatürk'ün vasiyeti nasıl yerine getirilecek? Hukuki açıdan bunun statüsü ne olacak? Hukuken incelenmesi gereken bir konu. Bunun hukuki ve siyasi boyutları olacak. Atılacak adımları değerlendireceğiz. Ortada açık olan bir şey varsa o da bir siyasi partinin bu şekilde bir şirket ortağı olması ya da böyle bir yönetim yapısı içinde bulunmasının aslında Siyasi Partiler Kanunu ve pratiği açısından uygun olmadığı şeklinde. Bu tartışma toplumda da kabul gördü."