''Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi'' TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine yönelik yaptırım kararlarının uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlediği belirten kanun, derneklere ilişkin de yeni düzenlemeler getiriyor.

AK Parti’nin hazırladığı kanun teklifinde yer alan derneklerin para toplama usullerinde ve denetimlerinde öngörülen bu yeni düzenlemeler sivil toplum kuruluşları (STK) ve hukukçuların yanı sıra muhalefet partilerinin de tepkisini çekmişti.

Bir başka önerge ile de TBB ve barolar başta olmak üzere hukukçu, meslek örgütleri ve kamuoyunda oluşan tepki üzerine avukatların müvekkillerinin bilgilerini vermesine ilişkin düzenlemeye “finansal işlemler” başta olmak üzere kapsam daraltıldı. Buna göre düzenleme, “Savunma hakkı bakımından diğer kanun hükümlerine aykırı olmamak ve Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesinin birinci fıkrası ile alternatif uyuşmazlık çözüm yolları kapsamında ifa edilen mesleki çalışmalar nedeniyle edinilen bilgiler hariç olmak üzere, taşınmaz alım satımı, sınırlı ayni hak kurulması ve kaldırılması, şirket, vakıf ve dernek kurulması, birleştirilmesi ile bunların idaresi, devredilmesi ve tasfiyesi işlerine ilişkin finansal işlemlerin gerçekleştirilmesi, banka, menkul, kıymet ve her türlü hesaplar ile bu hesaplarda yer alan varlıkların idaresi işleriyle sınırlı olmak üzere serbest avukatlar” şeklinde değiştirildi. Teklif, özellikle dernek yöneticilerinin, İçişleri Bakanlığı’nca görevden alınarak, yerlerine kayyım atanmasının önünü açtığı gerekçesiyle tepkilere neden olmuştu. Yeni düzenlemeyle terör suçları, uyuşturucu suçları ve mal varlığı aklama suçlarında haklarında soruşturma başlatılan kişiler ve görev yaptığı kurullar İçişleri Bakanı tarafından görevden alınabilecek. Söz konusu derneklerin yönetimlerine kayyım atanabilecek. Bu da yeterli görülmezse İçişleri Bakanı bir derneği geçici olarak faaliyetten alıkoyabilecek.

'Sivil toplumu bitirme yasası'

TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmeler sırasında konuşan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, "Bu teklifin adı terörle mücadele ama içi demokratik hakların yok edilmesi. Teröre, kara paraya sadece dernekler mi destek veriyor? Bu yasa sivil toplumu bitirme yasasıdır. Unutmayın sivil toplumu susturursanız tacizler, cinayetler, hak ihlalleri gizlenir" dedi.

CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca da Genel Kurul'da yaptığı konuşmada, "Bu teklif derneklere yargısız infazı ve kayyum atamayı meşrulaştıran bir tekliftir. Muhalif gördüğünüz derneklerin gelirlerine, mal varlığına çökme teklifidir" dedi.

Muhalefet, 43 maddelik yasa teklifinin ilk 6 maddesinin kitle imha silahlarına ilişkin düzenlemeler içerdiğini belirtirken, aslında "torba yasa" mantığıyla hazırlanan teklifin yedi ayrı yasada değişiklik öngördüğüne dikkat çekiyordu.

Teklife muhalefet şerhi koyan CHP, derneklerin "örgütlenme özgürlüğünün öznesi olmaktan çıkarılıp, demokratik hukuk devletinde tanımı bulunmayan bir kuruluşa dönüştürüleceği" endişesini dile getirmişti.

TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen kanun teklifine üç siyasi parti muhalefet şerhi koymuştu. Teklifin ilgili maddelerini, CHP "anayasaya aykırı", HDP "baskıcı rejimin bir göstergesi", İYİ Parti ise "samimiyetsiz" bulduğunu açıklamıştı.

'STK'lar müdahaleye açık hale gelecek'

Yardım Toplama Yasası'nda yapılan değişiklikle internetten yardım toplamaya ilişkin düzenlemelerin de eleştirildiği muhalefet şerhinde, "Muhalif birçok sivil toplum örgütü, topladığı yardımlarda terörizmin finansmanı bahanesi ile müdahaleye açık olabilecektir" görüşüne yer verilmişti.

Ayrıca dernek faaliyetlerinin "keyfi" olarak sınırlandırıldığı ifade edilen metinde şu cümleler yer alıyordu:

"Üçüncü fıkrayla; bu madde kapsamında görevden uzaklaştırılanların yerine yapılacak kayyum atamalarında izlenecek usul açıklanıyor. Bu düzenlemenin yasalaşması, dernekleri, örgütlenme özgürlüğü öznesi olmaktan çıkaracak ve demokratik hukuk devletinde tanımı bulunmayan bir kuruluşa dönüştürecektir.

"OHAL KHK'leri ile dernek kapatılmasının ardından iki senelik boşluğu dolduracak kanuni bir düzenlemedir. Dernek organlarında görev alan birinin hangi kanun kapsamında olursa olsun hakkında kovuşturma yürütülmesi veya hakkında mahkumiyet kurulmuş olması dahi derneğe yönelik meşru bir gerekçe değildir."

Türkiye'de dernek statüsünde faaliyet gösteren Uluslararası Af Örgütü Türkiye'nin Kampanyalar ve İletişim Direktörü Tarık Beyhan da düzenlemenin, "sivil toplumu susturmayı, ortadan kaldırmayı" amaçladığı görüşünde.

STK'lardan açıklama

Sivil toplum örgütleri, siviltoplumsusturulamaz.com adresi üzerinden ortak açıklama yaparak yasa teklifinin insan hakları sözleşmelerine ve kazanılmış haklara aykırı olduğunu belirtti.

Aralarında Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Uluslararası Af Örgütü, KaosGL gibi hak örgütlerinin yanı sıra çok sayıda hemşeri derneği ve spor kulüplerinin de bulunduğu 500’ün üzerinde STK da ortak bir bildiri yayımlayarak söz konusu kanun teklifindeki dernekler, vakıflar ve yardım toplama ile ilgili maddelerin geri çekilmesini talep etmişti.

Bildiride "teklifin amacı ve ismi ile hiç ilgisi olmadığı halde, Yardım Toplama ve Dernekler Kanunlarında yapılan değişiklikler ile mevcut dernek ve vakıfların yardım toplama faaliyetleri ve örgütlenme özgürlüğü ciddi şekilde kısıtlanmakta ve İçişleri Bakanlığının dernekler üzerindeki siyasi vesayetini sağlayacak yeni düzenlemeler içermektedir" denilmişti.

Bildiriye imza atan STK'lar, teklifin aynen yasalaşması durumunda başta insan hakları, kadın, LGBTİ+ ve mülteci hakları alanındaki dernekler olmak çok sayıda dernek ve vakıfın "tek imza ile kapatılma riskiyle karşılaşacağı" uyarısını yapmıştı.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye şubesi, Genel Kurul’da görüşmeler devam ederken bildiriye destek veren STK sayısının 630’a çıktığını açıklamıştı.