Hepimizin bildiği üzere günümüzde hızla ilerleyen teknolojiye bağlı olarak dijitalleşme ve sosyal medyanın önemi de günden güne artmakta. Öyle ki artık çoğu oluşum sosyal mecralara ve dijital platformlara taşınmış durumda. Meydana gelen bu değişimler çerçevesinde büyük şirketler, dünyaca bilinen markalar, Start-up ’lar ve hatta Kobiler dâhil olmak üzere birçok ticari aktör de sosyal medya üzerinden satışlar yapmakta, burada belirli bir ücret karşılığında sponsorlu gönderiler oluşturarak reklamlarını yapmaktadırlar.

Pandemi sebebiyle hepimizin evde kalmak zorunda olduğu bu dönemde özellikle sosyal medyaya olan ilgi bir hayli artmış olduğunu gözlemleyen birçok ticari oluşum bu mecraları daha aktif ve ticari anlamda maddi kazanç sağlayacak nitelikte kullanmayı amaçladığından geçtiğimiz aralık ayında özellikle takipçi sayısını arttırmak suretiyle sosyal medyadaki popülerliğini arttırmak amaçlı birçok çekiliş yapıldığına şahit olduk. Neredeyse hemen her gün birçok marka; takip edilmek, fotoğrafın altına yorumlar yaptırmak gibi şartlar öngörerek maddi olarak yüksek sayılacak çekilişler yapmaktadır. Ben de sosyal medyayı kullanan biri olarak hemen her gün birçok içerik üreticisinin Iphone 12 gibi neredeyse fiyatı 20.000 TL bulan telefon çekilişi yaptıklarını görmekteyim.  Tabi bu çekilişlerde verilen ürünlerin çeşitliliği bir hayli fazla olmakla beraber ardında düşünülmesi gereken tek bir soru vardır o da bu çekilişlerin yasal olup olmadığı, yasal bir çekilişin aşamalarının nasıl olması gerektiği gibi sorulardır. 

Öncelikle burada esas alacağımız 4.10.2016 tarihli, Sayı No :26309 olan ve ‘MİLLİ PİYANGO İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KARŞILIĞI NAKİT OLMAYAN PİYANGOLAR VE ÇEKİLİŞLER HAKKINDA YÖNETMELİK’ başlıklı Resmi Gazetede yayımlanmış olan yönetmeliktir. Belirtilen bu yönetmelik karşılığı nakit olmayan piyangoları tertip edenleri ve katılanları kapsar. Yani instagram, Facebook gibi sanal ortamlarda takipçilerini arttırarak etkileşimi arttırmak, markasını tanıtmak reklamlarını yapmak gibi amaçlarla sosyal medya üzerinde düzenlenecek olan çekilişler ilgili yönetmeliğin yedinci maddesinde belirttiği üzere idareye başvurma ve izin alma zorunluluğu vardır. Burada birkaç istisna olduğunun belirtilmesinde fayda var.

Yönetmeliğe göre Sosyal amaçlı, Kamu kurum ve kuruluşları tarafından toplumun sağlık, eğitim, kültürel değerlerinin korunup geliştirilmesi ve benzeri amaçlarla düzenlenen çekilişler, Yarışma yapılıp, Kazananları, katılanlar arasından bilgi, beceri veya yeteneğe dayalı olarak eleme usulü ile başarı sıralaması esas alınarak veya bir jüri tarafından aynı esaslar dâhilinde yapılan değerlendirmeyle belirlenen ve sonucunda ayni ve/veya nakdi ödül verilen düzenlemeler ile bilmece, bulmaca, eğlence programı ve benzerlerini, çekiliş sonunda verilecek ikramiyenin rayiç bedelinin 2020 yılı itibari ile 141,2 TL ve altında olduğu haller, (7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (e) fıkrasında belirtilen istisna tutarının % 2 sinin altında kaldığı düzenlemeler.), Bir hak, hizmet veya imkândan yararlanacak olanların seçimine veya öncelik sıralarının belirlenmesine yönelik olarak yapılan ve ikramiye taahhüdü içermeyen düzenlemeler istisna kapsamındadır. Buraya kadar sosyal medya üzerinden yapılan çekilişlere ilişkin olup izne tabi olmayan bir durum söz konusu değildir. Fakat Sosyal amaçlı piyangolar. Bu istisna durum oldukça yoruma açık olup yapılan çekilişin detaylı olarak bu kapsamda olup olmadığının ilgili mercii tarafından detaylıca araştırılarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Yönetmeliğin onuncu maddesinde ise yoruma gerek kalmaksızın açıkça belirttiği üzere ‘Sanal ortam üzerinden düzenlenecek piyangolarda da bir mal veya hizmetin tanıtımı, satışı, pazarlanması esas olup, doğrudan gelir elde etmeye yönelik piyango düzenlenemez.’ Her ne kadar bu çekilişler sponsorlar aracılığı ile yapılarak belli bir kazancın olmadığından söz edilse de böyle bir durumda da Türk Ticaret Kanununun ilgili maddelerine göre, haksız rekabet ve aldatıcı reklam yasağını ihlal edecektir.

Sosyal ortam üzerinden yapılan bu çekilişlerde bir diğer önemli husus ise Katılımcıdan katılım sırasında ad-soyad-adres ve katılıma ilişkin şifre veya kod numarası bilgilerinin istenmesi ve bu bilgiler esas alınarak çekilişin gerçekleştirilmesinin gerekli olduğudur. Fakat maalesef bunun da yüzlerce hatta binlerce yapılan yorumları gördükten sonra gerçekleşmesi pek de mümkün görünmemektedir. İznin alınabilmesi için ise çekilişte taahhüt edilen ikramiyelerin toplam rayiç bedelinin % 10 fazlası tutarında bir teminat mektubu alınır. (Çekiliş süresinin 6 ayı aşacağı durumlarda bu oran yükselir) Usulüne uygun olarak hazırlanmış belgelerin tamamı ile Milli Piyango İdaresi Bahisler ve Oyunlar Şube Müdürlüğü’ne müracaat edilmesi gerekmektedir. Buna göre teminat mektubu, dilekçe ve dilekçeye ek belgeler, ilan metni ve belirtilen harçların yatırıldığına dair makbuz ile beraber yapılan başvurunun yasal olarak on beş gün içerisinde sonuçlanması gerekmektedir.

Alınmış olan bu teminatlar; taahhüt edilen ikramiyelerin teslim edildiğini gösteren ve izin yazısında istenilmiş olan belgelerin İdareye teslim edilmesi, taahhütlerin eksiksiz olarak yerine getirildiğinin tespit edilmesi halinde, tertip edilen piyangoya ve çekilişe herhangi bir itiraz veya şikâyetin yapılmamış olması koşuluyla, itiraz süresinin bitiminden sonra düzenleyicilerine iade edilir. Posta yoluyla yapılan itirazların on beş günlük süre içerisinde İdareye ulaşmış olması şarttır.

Bir de usulsüz olarak yapılan bu çekilişler sonucunda kazanan kişiye vadedilen ödülün verilmemesi durumunda ne olacağını belirtmek gerekirse burada TCK Madde 157 de belirtilen Dolandırıcılık suçuna değinmemiz gerekecektir. ’Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.’

Sonuç olarak bu belirttiğim şartlara çoğu ve hatta neredeyse sosyal medyada yapılan çekilişlerin hiçbirinin uygulamadığını maalesef ben de görmekteyim. Konu ile ilgili her ne kadar uyulması gereken bir yönetmelik olsa da ya bu yönetmeliğin uygulanması için gerekli yaptırımlar dikkate alınmalı ya da bu yönetmelik çok fazla bir yükümlülük getiriyor, günümüz şartlarına uyumu zor oluyorsa bu yükümlülükleri azaltarak daha yapılabilir şekliyle güncelleyerek günümüze uyarlamamız gerekmekte. Aksi takdirde yönetmelik yaparak uyulup uyulmadığını denetlemeyerek yönetmelik çıkartmanın hukuki faydası maalesef ki bulunmamaktadır.