Vodafone Arena’da düzenlenen ve yaklaşık 6 saat süren törende avukatlar ruhsatlarını aldılar. İstanbul Barosu 95.898 sicil numaralı yeni avukat: “kendimi çok özel hissediyorum” dedi. Törende konuşan baro başkanı: “ adliyeler arası servislerde ciddi yetersizlik yaşıyoruz. En kısa zamanda Bakırköy-Çağlayan adliyeleri arası uçak seferlerimiz başlayacaktır” diyerek müjdeyi verdi.

Tören çıkışında yaşanan izdihamda 1.200 avukat ezilme tehlikesi yaşadı.


Çok yakındır bu haberleri İstanbul Barosu'nun sitesinde görmek.

Gemi su alırken herkes kendi kayığını yapma derdinde. Hâlbuki şartlar; kayıkla yol gidilmeyecek kadar çetin.

Türkiye Barolar Birliği’nin hangi “daha önemli ve öncelikli” işleri var ki bu yığınla avukat üretimine “dur” diyemiyor? Terzi kendi söküğünü dikemiyor. Ya da dikmek işine mi gelmiyor bilemiyorum.

YÖK’ün hangi “daha önemli ve öncelikli” işleri var ki Barolar Birliği’nin sorunlarına çare bulmuyor? 

Özellikle İstanbul için konuşuyorum; aşırı avukat sayısını geçtim, üniversiteler yığınla öğrenci dolu. Hepsinin kafasında “en olmadı avukat olurum” düşüncesi. İnstagram’a cübbeyle foto, altına #lawyer…

Her yer avukat doldu. Sıradanlaştı. Meslek kendi kendini eritiyor. Eskidenmiş avukatın itibarlı olduğu zamanlar.

4-5 sene sonra her 10 kişiye 1 avukat düştüğü zaman “keşke” daha samimi ve ısrarcı çözümler bulsaydık diyeceğiz. Deprem olana kadar kimse önlem almıyor, görmezden geliyor. Olduğunda ise gecikmiş ah-vah.

Samimi bulmuyorum atılan adımları. Geçici ve göstermelik. Çözüm mercileri; başkanın, yönetimdekilerin zaten kurulu düzenleri ve hayatları var. Geriden gelenler için çaba sarf etmelerini beklemek hata.

Sanki birkaç saniye gerçeklerle yüzleştiniz ve canınız sıkıldı. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi işlerinize dönebilirsiniz SAYGIDEĞER meslektaşlarım.

Av. Batuhan Karaca