"... İnşallah biz en kısa zamanda Şam'a gidecek, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. O gün de yakın. İnşallah Selahaddin Eyyubi'nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camisi'nde namazımızı da kılacağız. Bilali Habeşi'nin, İbn-i Arabi'nin türbesinde, Süleymaniye Külliyesi'nde, Hicaz Demiryolu İstasyonu'nda kardeşliğimiz için özgürce dua edeceğiz."

İnsan hafızası unutmaya meyilli olsa da, arşiv hemen her şeyi hatırlatıyor.    
        
Suriye olayları ilk başladığı günlerde bu cümleleri duymuşken, bugünlerde İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de memleketimin dört bir yanında milyonlarca Suriyeli ile Cuma namazı kılıyoruz. Nereden nereye…
         
Politikacılar vaadlerde bulunur halklar gerçeği yaşar.
       
 Örneğin ; Şam'da cuma namazı politik vaaddir, yurdundan evinden olan milyonlarca Suriyeli'nin yaşadığı trajedi gerçektir ve o milyonlarca Suriyeli'nin bizim yurdumuzun dört bir yanına dağılması ve yaşadığımız ve yaşayacağımız sorunlar gerçektir.
          
Yanlış politikalar ve yönetilemeyen bir kriz…
          
Komşudaki yangın söndürülemediği gibi o yangının tüm hararetiyle yurduma taşınması ve alevlenen sosyal, kültürel, ekonomik ve hukuki pek çok problem…
           
Keşke Suriye’deki ateş söndürülmeye gayret edilse; Suriyeli evinden yurdundan yurdum insanı huzurdan olmasaydı. 
           
Gelelim Suriyeli’ lerin vatandaşlığa alınması  meselesine;

SURİYELİ' LERİN VATANDAŞLIĞA ALINMASI ASLA KABUL EDİLEMEZ...
             
Politik bir hamle olarak referandum yapılsın diyenler de yanlış yoldadır. Referandum fikri de hukuki olarak ta, insani olarak ta yanlıştır.
             
Memleketimizi canla, kanla kazandık, ve binlerce yıldır da canlarımızı feda ederek memleketimizde yaşıyoruz.
              
Kendi ülkelerini mücadele etmeden bırakıp gelen insanlar referandumla  memleketimize ortak, vatanımıza paydaş yani vatandaş  olamaz. 
               
Misafir; misafir odasında ağırlanır ve uğurlanır.  Eve ortak olamaz ve yatak odasına hiç giremez.

                 
YAŞANAN SÜREÇTE HEM TÜRKİYE HEM SURİYE İÇİN ESAS ÇÖZÜM; SURİYE'DE HUZUR ORTAMI TESİS EDİLMELİ VE O İNSANLARDA KENDİ EVLERİNDE VE YURTLARINDA KENDİ HAYATLARINI HUZURLA YAŞAMALI. GÜNÜBİRLİK POLİTİK ÇIKARLAR İÇİN GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN İŞLER YAPILMAMALIDIR.
           
Dış politikamızda U dönüşü yapılarak bölgemizde ve komşularımızla barış ve dostluk çemberi kurulmasına karar verildi. Öyleyse Suriye' de bu dostluk ve barış çemberine alınmalı, Suriyeliler evlerine ve yurtlarına kavuşmalı, o insanlar da, memleketim insanı da  huzura kavuşmalı, kaygılar sonlanmalı.
          
Biriler ağlar, birileri gülerse Dünya’da huzur olmaz.
          
Gün gelip her insan gülümsediğinde insanlığın yüzü gülecek… 
                                                                                      
Avukat Halil Sarı.