Çok uzun süredir yoksulluk nafakasının süreli hale gelmesi tartışılan bir konudur.. Yürürlükte olan TMK.nun 175.maddesine göre yoksulluk nafakasının talep edilebilme şartları “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.

Süresiz şekilde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi Anayasanın 10.ve 41.maddesine de aykırılık teşkil etmektedir. Yoksulluk nafakasının süresiz olması lehine nafaka hükmedilen kişiyi çalışma hayatından alıkoymakta hatta ve hatta kayıt dışı çalışmaya sevketmektedir.

 Adalet Bakanlığının ve Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bu hususa ilişkin ortaklaşa yasa çalışmaları devam ederken malum bu mağduriyet üzerine Milliyetçi Hareket Partisi de süresiz nafakanın 5 yıl ile sınırlandırılması konusunda kanun teklifi için çalışmalara başlamış olması sevindiricidir. Hazırlanmakta olan teklife göre nafaka şartları ile ilgili belirlenen  süre sonunda yoksulluk ortadan kalkmadığı taktirde devlet desteği devreye girecek. Yasa teklifinin nedenleri arasında ölünceye kadar süresiz nafaka ile sömürü düzeni oluştuğu, insanların özgürlüğünün kısıtlandığı, insanların yeni aile kurmalarının, neslin devamının engellendiği belirtiliyor.  

Devletin aktif olarak mücadele etmesi gereken yoksulluğun sorumluluğunun, boşanan taraflardan birisinin üzerine ömür boyu yüklenmesi,  sosyal devlet ilkesine, hakkaniyete ve mantığa da uygun bir çözüm değildir. Adalet Bakanlığının ve Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bu konudaki çalışmaları ve MHP’nin kanun tasarı çalışmaları gayet olumlu bir adımdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlü bir devlettir. Yaşlısına, kimsesizine, çocuğuna, engellisine, şehidine ve gazisine sahip çıkıyor, yanında duruyor ise anayasada belirtilen sosyal devlet ilkesi gereği yoksulluğa düşmüş takribi iki milyona yakın boşanmış kadınına da sahip çıkacaktır.  Uluslararası hukuka baktığımızda da Almanya, İsviçre, Hollanda, Fransa, ABD’ de de yoksulluk nafakası konusunda süre sınırlamasına ilişkin düzenlemelerin yeraldığı  görülmektedir.. Özellikle boşanmada eşit kusur halinde yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hukuk mantığı ile bağdaşan bir yönü olmadığından bu konunun da tasarıda ele alınması temennimizdir. Kadını bağımlılıktan kurtarmaya ve birinci sınıf vatandaş olmaya yönelik çalışmalar sevindirici olup ülkemiz için sonucunun da hayırlı olmasını temenni ederim.