Bu yazıda trafik hukukunda yayalara ilk geçiş hakkı verilmesi ve trafik kazalarında yayaların kusur durumu ve sonuçlarına ilişkin kısa bir değerlendirme yapılacaktır. 18.10.2018 kabul tarihli 7148 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 26.10.2018 tarihli Resmî Gazete yayımlanmış, bu kanunun 25.maddesiyle 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 74.maddesi başlığıyla birlikte değiştirilmiştir.

‘’Yayalara ilk geçiş hakkı verilmesi’’ başlıklı bu madde uyarınca; ‘’Sürücüler, görevli bir kişi veya ışıklı trafik işareti bulunmayan ancak trafik işareti veya levhalarıyla belirlenmiş kavşak giriş ve çıkışları ile yaya veya okul geçitlerine yaklaşırken yavaşlamak, varsa buralardan geçen veya geçmek üzere bulunan yayalara durarak ilk geçiş hakkını vermek zorundadırlar. Bu madde hükümlerine uymayan sürücüler 488 Türk lirası idari para cezası ile cezalandırılırlar.’’

Ayrıca yine 7148 Sayılı Kanun’un 23.maddesi ile trafikte ilk geçiş hakkının yayalara tanınması hükmüne paralel olarak, Karayolları Trafik Kanununun 68. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi de yürürlükten kaldırılmış; diğer bir deyişle yayaların geçişlerde araçların hız ve uzaklığını göz önünde bulundurma yükümlüğü KALDIRILMIŞTIR. Bu sebeplerle, yasa değişikliğinden sonraki trafik kazalarıyla alakalı olarak açılmış olan ceza ya da hukuk davalarında yapılacak olan kusur incelemelerinde, bu değişikliklerin dikkate alınması gerekmektedir. Ne yazık ki değişiklik 2018 yılında yürürlüğe girmiş olmasına rağmen, uygulamada hala kusur incelemeleri yapılırken yürürlükten kaldırılmış olan 68/1-b-3 hükmü dayanak alınarak yayalara kusur izafe edildiği görülmektedir. Sürmekte olan yargılamalarda mahkeme ve iddia makamları, bilirkişiler ve vekiller tarafından bu hususa dikkat edilmesi hak kayıplarının önüne geçecektir.

Hatalı bilinen ve yanlış değerlendirilmesi mümkün olan bir husus da yayalara ilk geçiş hakkı verilmesi kavramının oldukça geniş anlaşılmasıdır. Bu hak yayalara sonsuz bir hak tanımamakta, onlara ancak belirli şartlar dahilinde ilk geçiş hakkı vermektedir. Yasa maddesinde de yer aldığı üzere yayalar, görevli bir kişi veya ışıklı trafik işareti bulunmayan ancak trafik işareti veya levhalarıyla belirlenmiş kavşak giriş çıkışları ile yaya ve okul geçitlerinde ilk geçiş hakkına sahiptir. Buradan görevli bir kişi veya trafik lambası bulunan yerlerde ilk geçiş hakkının yayalara ait olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Görevli bir polis memuru ya da trafik lambası bulunan yerlerde yayalar da sürücüler gibi trafik kurallarına uyarak karşıdan karşıya geçmek zorundadır. Bunun dışında trafik işareti ya da levhalarla belirlenmiş olan kavşaklar ile yaya ve okul geçitlerinde ilk geçiş hakkı artık yayalara verilmiştir. Sürücüler bu yerlerden geçen ya da geçmek üzere bulunan yayalara ilk geçiş hakkını durarak vermek zorundadır. Yine bu kuralın ihlali halinde 488 TL idari para cezası öngörülmüş, kural ihlali yapan sürücüler bu değişiklikle yasanın önceki haline göre daha yüksek idari para cezalarıyla karşı karşıya bırakılmıştır.

Trafik kazalarında yanlış değerlendirilen bir başka husus da yayaların kusur durumunun ağırlığı hakkındadır. Trafik kazalarında istatistiksel olarak sürücü kusurları daha fazlaysa da yayaların da bir trafik kazasına sebep olması oldukça muhtemeldir. Trafik akışındaki bir yayanın, zarara uğrama ve böylelikle bir suçun mağduru olma ihtimalinin daha yüksek olması, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak bir zarara neden olabileceği gerçeğini değiştirmemektedir. Bilinen yanlış kanıya karşın yayalar da sürücüler gibi kusurlu hareket ederek başkasının yaralanmasına veya ölümüne neden olabilmekte, başka bir deyişle yayalar da taksirle öldürme ya da yaralama suçlarının faili olabilmektedir. Böyle durumlarda yayaların da taksirle yaralama ya da öldürme suçlarından cezalandırılması gerektiği Yargıtay içtihatlarında açıkça yer almaktadır.

Bu konuda emsal nitelikteki Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 09.02.2016 Tarih 2014/12-67 E. Ve 2016/45 K. Sayılı kararında yer aldığı üzere; ‘’(…) Kendileri için öngörülen trafik kurallarına uymamak suretiyle kusurlu hareket eden yayalar çoğunlukla bizatihi suçtan zarar görmüş oldukları için, örneğin kusurlu olan yayanın hareketi sonucunda kendi ölümü gerçekleştiği ya da ağır şekilde yaralandığı için yayaların sanık olarak yargılandığı uygulamaların sayıca az olduğu görülmektedir. Ancak bu durum, kusurlu hareket eden ve davranışı sonucunda başkalarının zararına neden olan yayanın taksirle öldürme ya da taksirle yaralama suçlarının fail olamayacağı anlamına gelmemektedir. Sürücü ya da yayanın, kurallara aykırı hareket ettiğinde bir trafik kazasının meydana gelebileceğini tahmin etme imkanının bulunduğu hallerde öngörülebilirlik şartının gerçekleştiği ve buna bağlı olarak kişinin taksirli hareketinden dolayı sorumlu olması gerektiği kabul edilmelidir. (…)’’

Anılan kararda da görüldüğü üzere trafik kazalarına ilişkin ceza yargılamalarında, yaya davranışlarının ‘’öngörülebilirlik unsuru’’ bakımından değerlendirilmesi gerektiği içtihat edilmiştir. Buradan anlaşılması gereken, trafik kazalarında kendileri için öngörülen trafik kurallarını ihlal ederek bir başkasının yaralanmasına veya ölümüne neden olunması durumlarında, yayaların da sürücüler gibi ilgili suçtan cezalandırılmasının mümkün olduğudur. Yayanın karşıdan karşıya geçerken alkollü olması ya da alkollü olmasa dahi bulunmaması gereken bir yerden geçmesi gibi durumlarda, araç sürücüsünün dikkatinin dağılmasına ve sürüş yeteneğini kaybetmesine neden olabileceğini öngörmesi gerekmektedir. Burada salt araç sürücüsünün zarar görme ihtimalinin öngörülmesi aranmaz, böyle durumlarda sürücünün dikkatinin dağılmasıyla aracında bulunan yolcuların ya da trafikte olan başka yayaların da zarar görmesi muhtemeldir. Bu sebeple yayaların, kusurlu hareketlerinin sonuçlarını kapsamlı şekilde öngörerek kendileri için öngörülen trafik kuralları ile dikkat ve özen yükümlülüğüne riayet etmesi beklenir.

Sonuç olarak, Karayolları Trafik Kanunundaki değişiklikle yayalara ilk geçiş hakkı tanınmışsa da bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılması gerekmektedir. Trafikteki yaya hem kendisinin hem de bir başkasının güvenliğini tehlikeye atma ihtimali olduğunun bilincinde olmalı, dikkat ve özen yükümlüğüne uygun davranışlar sergilemelidir. Aksi halde somut olayın özelliklerine göre kusurlu yaya, taksirle öldürme ya da yaralama suçlarından cezalandırılabilecektir. Tüm bu olumsuzlukların önüne geçmek adına belirlenen hakların, yasalar ve trafik kuralları çerçevesinde özen yükümlülüğüne uygun olarak kullanılması şarttır.