Dün 4 tutuklu 14 hükümlü 18 PKK’lının Bingöl Cezaevi’nden tünel kazarak firar ettikleri haberi geldi.

Olay yeni olduğu için firarın nasıl gerçekleştiği konusunda yetkililer henüz yeterli açıklama yapmayıp soruşturmanın sürdüğünü ifade ettiler. Olayın soruşturulacak yönü çok. Bir taraftan kaçakların yakalanmasına çalışılırken, diğer taraftan tünelin nasıl kazıldığı, kazıda kullanılan aletlerin cezaevine nasıl girdiği, kazıda çıkan toprağın nasıl saklandığı, mahkumlara yardım eden olup olmadığı, görevlilerin ihmali v.s hem adli hem de idari soruşturma konusu olacak. Sonucunda büyük ihtimalle olay aydınlanacaktır.

Kaçan hükümlü ve tutukluların yakalanıp sorgulanmasıyla da tünel kazarak firar olayın detayları ortaya çıkacaktır. 

Zaman zaman gündeme gelen tünel kazma dışındaki firar olayları genel olarak bireysel girişimlerdir. Ancak tünel kazarak gerçekleşen firarlar veya firar teşebbüslerinin örgütlü çalışma ile gerçekleştiğini görmekteyiz. Harcanan fiziki güç, uzun zaman diliminde eyleme devam edilmesi, kazma, taşıma, saklama, gizleme, gizlenme, sır vermeme, firar başarılı olursa dışarda temin edilecek araç, gereç, kamuflaj, kılık kıyafet değişimi, gizlenme noktalarına intikal gibi eylemlerin ancak örgütlü gruplarca gerçekleştirilebildiği görülmüştür. Yani terör örgütü kuran, yöneten ve üyesi olanların cezaevi içindeki bir eylemidir. Koğuş sisteminde cezalar infaz edilirken cezaevleri, amatör militanların eğitildiği bir okul haline dönüşmüştü. 

1980’lerden sonra gerçekleşen tünel kazarak firar olaylarına baktığımızda; 1988 yılında çeşitli sol örgüt üyelerinden oluşan 29 kişinin, 60 metrelik tünel kazarak Metris Cezaevinden kaçtığı,  1993 yılında TİKKO üyesi 18 hükümlünün Nevşehir Cezaevinden 35 metre tünel kazarak, 1997’de MLKP’li 28 mahkumun 54 metre tünel kazarak kaçtıklarının kayda geçtiğini görürüz.

Bayrampaşa, Nevşehir, Çankırı, Bursa ve Yozgat’da  Dev-Sol, TİKKO, DHKP-C ve PKK örgütlerine mensup mahkumlar tünel kazarak firara teşebbüs etmişler ancak firar edemeden yakalanmışlardı.

Üst kattan, duvar içinden kazılan tünel
Kayıtlara firara teşebbüs olarak geçen, bu da olmaz dedirtecek cinsten tam bir filim gibi yaşanan ilginç tünel kazma hikayesini  merak edenler için aktarmak istiyorum.

Yıl 1997, yer Yozgat E Tipi Kapalı Cezaevi. Müdür bey cezaevinde tünel kazıldığından şüphe ettiklerini, gece sessizliğinde yapılan dinlemelerde hafif tıkırtılar halinde sesler duyulduğunu, firardan endişe ettiklerini bana aktardı. O tarihteki görevim gereği Müdür bu  bilgileri bana aktarıyordu. 

Tünel kazılmasına karşı alınacak bilinen bazı önlemler vardı. Geceleri duvar dinleme, atık suların kontrolü ile toprak, kum atığı olup olmadığı, umumi aramalarda çatı arası benzeri boşluklarda toprak olup olmadığı, delici, kazıcı, aydınlatıcı alet, kalın ip ya da halat ile toprak taşımada kullanılabilecek kaplar bulunup bulunmadığının tespiti bunlardan bazılarıydı.

Bu çerçevede yaptırılan arama taramalarda hiçbir ipucu bulunamıyor ancak gece dinlemelerinde kazma yapıldığını andıran sesler devam ediyordu. Güvenlik birimleri defalarca yaptıkları aramalarda kazı başlangıcı bulamayınca koğuş zeminlerine su salmak suretiyle arama yaptılar, ancak sular birikti gider noktası yani  tünel başlangıcı bulunamıyordu. Bunun üzerine endişeler arttı, cezaevi ihata duvarı dışına kazılan hendeğe su doldurmak suretiyle önlem alındı. Bu önlemden sonra gece duyulan kazı sesleri kesilmişti. Hendekteki suyun oluşturduğu çamurdan tünel kazısına ara verilmek zorunda kalındığı anlaşılıyordu. Ancak tünel hala bulunamamıştı. Nihayet güvenlik birimleriyle birlikte verilen karar ile cezaevi avlusu kanalizasyon çukuru kazar gibi kepçe ile kazılarak kazı olup olmadığı kontrol edilirken kepçeye bir urgan ile ucunda bağlı naylon leğen takılınca tünel bulunmuştu.

Tünel bulunmuştu ama tünel başlangıcı hala merak konusuydu. Tünelin bulunduğunu öğrenen terör örgütü mensubu mahkumlar eylemlere başlasalar da 36  metrelik tünelin kazıya başlangıç noktasına ulaşmak zor olmamıştı artık. Tabir yerindeyse tünel yerde aranırken gökte bulunmuştu. 

Tünel müteahhide sipariş edilmiş gibi
Koğuşun yatakhane bölümünü oluşturan üst katında duvarda 40x40 cm ebadında kenarları oldukça düzgün kesilmiş kare şeklinde açılan bir kapakla tünel başlıyordu. Kapak  üzerine asılan resimlerle kamufle edilmişti. Tünel kazmaya elverişli zemin cezaevi inşaatı yapılırken özellikle bırakılmış gibiydi. 18 santimlik delikli iki sıra tuğladan oluşan duvarın ortası betonla doldurulması gereken 20 santimlik kısım boş bırakılmış yer yer samanlı çamur ile doldurulmuştu. Yani betondan çalınmıştı. Bunu fark eden, firar etme görevi verilmiş örgüt elemanları çalışmaya bu noktadan başlamışlardı. Tuğlalar arası boşluk dikey olarak inmelerini kolaylaştırmakla kalmamış kazıda çıkan toprağın saklanma alanını oluşturmuştu. Yaklaşık 4 metrelik baca gibi dikey  kazıyla başlayan 36 metrelik tünelde 1995 yılına ait gazetelerin bulunması ve alınan ifadelerde tünelin 3 yıl 6 aydan beri kazıldığı tespit edilmişti. İğne ile kuyu kazma deyimini kullanabileceğimiz bir olay.

Tünelde ele geçen malzemeler ilginçtir. Tünel uzunluğunda urganın bağlı olduğu naylon çamaşır leğeni, elektrik kablosuna bağlı seyyar lamba, ilaç kutusuna monte edilmiş pilli lamba, deri monttan yapılmış körükle kazı mahalline oksijen pompalayan düzenek ve bağlı olduğu hortum, kalorifer askılarından yapılmış kazı demirleri, toprağın doldurulduğu çarşaf parçalarından dikilmiş kesecikler içinde  duvar boşluğuna istiflenmiş toprak. Ekibi oluşturan yüksek tahsilli mahkumların tam bir mühendislik çalışması yaptıkları anlaşılıyordu.

Yüksek güvenlikli cezaevlerinde koğuş sisteminden oda sistemine dönüldü. Zemin muhkem hale getirilerek daha inşaat aşamasında tünel girişimlerine karşı önlemler alındığı ifade ediliyor. Ama yapılan eğitimlerde yaşanan örneklerin dikkate alınması son derece önemli. Tünel yerde aranırken gökte bulunabiliyor.


(Bu köşe yazısı, sayın Reşat PETEK tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)