I. Genel Olarak

Bu yazımızda ele alacağımız hukuki mesele; “Türk Boğazları” olarak da tanımlanan İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından hangi şartlarda ve ne zaman savaş veya ticaret gemilerine kapatılabileceğidir. Bu hukuki meseleye cevap bulunabilmesi için Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin incelenmesi gerekmektedir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi; Türk Boğazlarından (İstanbul ve Çanakkale) geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyerek, Türkiye Cumhuriyeti’ne İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren çok taraflı sözleşme olarak imzalanmıştır. Bu Uluslararası Sözleşme; 20 Temmuz 1936 tarihinde İsviçre’nin Montrö şehrinde imzalanmış olup, Sözleşmenin imzacısı olan Devletler, Türkiye Cumhuriyeti, Bulgaristan, Fransa, Yunanistan, Japonya, Romanya, Yugoslavya, Birleşik Krallık ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği olmuştur.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi; gemilerin boğazlardan geçiş rejimini ticaret ve savaş gemileri olarak ikiye ayırarak düzenlemiş ve Sözleşmenin ilk kısmında “Kesim I” başlığı altındaki ilk 7 maddesinde ticaret gemilerinin Türk Boğazlarından geçiş rejimi ve statüsünü, “Kesim II” başlığı altında ise 8 ila 22. maddeleri arasında savaş gemilerinin Türk Boğazlarından geçiş rejimini ve statüsünü düzenleme altına almıştır.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi; gerek ticaret gemilerinin ve gerekse savaş gemilerinin, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından geçiş rejimini barış ve savaş zamanlarında olmak üzere farklı düzenlemiştir. Yazımızda bu ihtimallerden her birisinin ne olduğunu ve bu durumlarda boğazlardan geçiş rejiminin nasıl düzenlediğini kısaca açıklayacağız.

II. Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne Göre Ticaret Gemilerinin Savaş ve Barış Zamanında Türk Boğazlarından Geçiş Rejimi

Montrö Boğazlar Sözleşmesinin 2. maddesinde yer alan; “Barış zamanında, ticaret gemileri, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, aşağıdaki 3. madde hükümleri saklı kalmak üzere, hiçbir işlem olmaksızın, Boğazlardan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır.” hükmü uyarınca, Karadeniz’e kıyısı olan bir devlet bayrağını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın her ticaret gemisi, yükü ve miktarı ne olursa olsun Türk Boğazlarından geçiş serbestliğine tam olarak sahiptir. Sözleşmenin 4. ve 5. maddelerinde ise, savaş zamanında ticaret gemilerinin Boğazlardan geçiş durumu düzenlenmiştir.

Sözleşmenin 4. maddesine göre; “Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, ticaret gemileri, bayrak ve yük ne olursa olsun, 2. ve 3. maddede öngörülen koşullar içinde Boğazlar’dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır”. Bu hüküm; savaş olduğunda, ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin savaşın herhangi bir tarafı olmadığı durumda ticaret gemilerinin Boğazlardan geçişini düzenlemekte olup, hükme göre Türkiye Cumhuriyeti savaşan ülke durumunda değilse ticaret gemileri hiçbir ayırıma tabi olmaksızın yine aynı şekilde serbest geçiş hakkını kullanabileceklerdir ki, buna savaş halinde olan devletlerin ticaret gemilerinin de dahil edildiği anlaşılmaktadır.

Montrö Boğazlar Sözleşmesinin 5. maddesinde bulunan; “Savaş zamanında, Türkiye savaşmışsa, Türkiye ile savaşta olan ülkeye bağlı olmayan ticaret gemileri, düşmana hiçbir biçimde yardım etmemek koşuluyla, Boğazlar’da geçiş gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.” hükmü ise, Türkiye Cumhuriyeti’nin savaş halinde olduğu durumda ticaret gemilerinin Boğazlardan geçiş rejimi düzenlemiştir. Buna göre; Türkiye Cumhuriyeti ile savaş halinde olan devlet veya devletlerin ticaret gemileri İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından geçiş yapamayacak ve diğer devletlerin ticaret gemileri ise, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı savaşan devlet veya devletlere yardım sağlamamak koşuluyla Türk Boğazlarından serbest geçiş yapabileceklerdir.

Sözleşmenin 6. maddesine göre; Türkiye Cumhuriyeti savaş halinde olmaması, ancak kendisini yakın bir savaş tehlikesi altında görmesi halinde, yine Sözleşmenin 2. maddesi, yani tüm ticaret gemilerinin hiçbir ayırım olmadan serbest geçişi sağlanacak, ancak gemilerin Boğazlara gündüz girmeleri ve geçişin, her defasında Türk makamlarınca gösterilen yoldan yapılması gerekecek ve ayrıca kılavuzluk bu durumda zorunlu kılınabilip ücrete bağlı olmadan uygulanacaktır.

III. Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne Göre Savaş Gemilerinin Savaş ve Barış Zamanında Boğazlardan Geçiş Rejimi

Savaş gemilerinin savaş ve barış halinde Boğazlardan geçiş rejimi, Karadeniz’e kıyısı bulunan ve bulunmayan ülkelere göre farklılık arz edecek şekilde düzenlenmiştir.

Sözleşmenin 10. maddesi gereği, barış zamanında Karadeniz’e kıyıdaş olup olmadığına bakılmaksızın tüm devletlerin hafif su üstü gemileri, küçük savaş gemileri ve yardımcı gemileri gündüz ve öngörülen şartlara uygun olarak girmeleri şartıyla Boğazlardan serbest olarak geçiş hakkına sahiptir. Sözleşmenin 11. maddesinde yer alan; “Karadeniz’e kıyıdaş Devletler, 14. maddenin 1. fıkrasında öngörülen tonajdan yüksek bir tonajda bulunan hattıharp gemilerinin Boğazlardan geçirebilirler; şu koşulla ki, bu gemiler Boğaz’ı ancak tek başlarına ve en çok iki torpido eşliğinde geçerler.” hükmü uyarınca, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin savaş gemileri tonaj miktarlarının ne kadar olduğuna bakılmaksızın,  Sözleşmenin 13. maddesinde düzenlenen önceden haber vermek koşulunu yerine getirmeleri durumunda Türk Boğazlarından geçiş hakkına sahiptiler. Sözleşmede yer alan bu hükümle, Karadeniz’e kıyısı bulunan devletlerin savaş gemilerine Boğazlardan geçiş statüsü bakımından diğer ülkelere göre ayrı bir geçiş rejimi tanınmıştır.

Karadeniz’e kıyıdaş olmayan devletlerin barış zamanında Türk Boğazlarında bulundurabilecekleri savaş gemileri, tonaj miktarı ve diğer bazı hususlar bakımından Sözleşmenin 18. maddesi hükmü ile sınırlandırılmıştır.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi; savaş halinde, savaş gemilerinin Türk Boğazlarından geçiş rejimi ve şartlarını, m.19, m.20 ve m.21’de göstermiştir. Savaş halindeki ilk durumun düzenlendiği Sözleşmenin 19. maddesine göre; “Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri 10. maddeden 18. maddeye kadar olan maddelerde belirtilen koşullarla aynı koşullar içinde, Boğazlar’da tam bir geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.

Bununla birlikte, savaşan herhangi bir Devletin savaş gemilerinin Boğazlar’dan geçmesi yasak olacaktır; şu kadar ki, işbu sözleşmenin 25. maddesinin uygulama alanına giren durumlarla, saldırıya uğramış bir Devlete, Milletler Cemiyeti Misakı çerçevesi içinde yapılmış, bu Misak’ın 18. maddesi hükümleri uyarınca kütüğe yazılmış (tescil edilmiş) ve yayımlanmış, Türkiye’yi bağlayan bir karşılıklı yardım andlaşması gereğince yapılan yardım durumları bunun dışında kalmaktadır”. Bu hükme göre; savaş zamanında Türkiye Cumhuriyeti savaşan ülke değilse, savaşan devletlerin savaş gemilerinin Türk Boğazlarından geçişi yasaklanacak, savaş halinde olmayan diğer ülkelerin savaş gemileri ise yukarıda açıkladığımız serbest geçiş rejimine tabi olmaya devam edecektir. Ancak Sözleşmenin 19. maddesinin 3. paragrafında bulunan; “Yukarıdaki 2. fıkrada konulmuş geçiş yasağına karşın, Karadeniz’e kıyıdaş olan ya da olmayan savaşan Devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, bu limanlara dönebilirler.” hükmü gereğince, savaşan devletlerin Karadeniz’e kıyıdaş olup olmadığına bakılmaksızın bağlama limanlarından ayrılan savaş gemileri geçiş yasağı dışında sayılacak ve bu savaş gemilerinin bağlama limanlarına dönme hakları saklı tutulacak, yani yasaktan etkilenmeden bu savaş gemileri bağlama limanlarına dönebilecektir. Bu hüküm olmasa idi, savaşın başladığı andan itibaren Karadeniz’de kıyısı olup da Karadeniz dışında olan savaş gemileri ve Karadeniz’de kıyısı olmayıp da Karadeniz’de bulunan savaş gemileri bağlama limanlarına dönemeyecek, dönebilmeleri için savaşın son bulması beklenecek idi.

Sözleşmenin 20. maddesi ile 21. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin savaş halinde olması veya savaşan olmamakla birlikte kendisini pek yakın bir savaş tehlikesinde görmesi durumunda savaş gemilerinin geçişi hakkında sahip olacağı yetkileri düzenlemiştir. Sözleşmesinin 20. maddesinde yer alan; “Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, 10. maddeden 18. maddeye kadar olan maddelerin hükümleri uygulanamayacaktır; savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükümeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir.” hükmüne göre, savaş durumunda Türkiye Cumhuriyeti’nin savaşan devletlerden birisi olması halinde, savaş gemilerinin Boğazlardan geçişi konusunda Türk Hükümeti hiçbir sınırlama ve şarta bağlı olmaksızın dilediği gibi düzenleme yapabilecektir. Bunun yanında Sözleşmenin 21. maddesinde bulunan; “Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayarsa, Türkiye’nin, işbu Sözleşmenin 20. maddesi hükümlerini uygulamaya hakkı olacaktır.” hükmü gereği de, Türkiye Cumhuriyeti savaş halinde olmamasına rağmen, kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi altında görürse, yukarıda yer verdiğimiz Sözleşmenin 20. maddesini uygulama hakkı olacak ve Türkiye Cumhuriyeti bu durumda yine savaş gemilerinin Türk Boğazlarından geçişini kendi dilediği gibi belirleyebilecektir.

IV. Sonuç

24 Şubat 2022 tarihinde Rusya Federasyonu’nun Ukrayna Devleti’nin topraklarına yönelik olarak başlattığı harekatla; iki egemen Devlet arasında savaş başladığı görülmekte, Belarus Devleti’nin savaşa bizzat dahil olmamakla birlikte Rusya Federasyonu’nun yanında yer aldığı ve ülkesinin toprakları üzerinden Rusya Federasyonu’na destek sağladığı anlaşılmaktadır.

24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna Devleti’nin Türkiye Büyükelçisi Vasyl Bodnar’ın, Türkiye Cumhuriyeti’ne Boğazları kapatması için çağrıda bulunduğu açık kaynağa yansımıştır. Yukarıda izah ettiğimiz Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin 19. maddesi uyarınca savaş halinde olan devletlerin savaş gemilerinin Boğazlardan geçmesi yasak olacaktır. Bu sebeple Türkiye Cumhuriyeti; halihazırda savaş halinde olan Rusya Federasyonu ve Ukrayna Devletinin bağlama limanlarından ayrılmış ve bağlama limanına geri dönmek isteyenler hariç diğer savaş gemilerine, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin 19. maddesini işleterek, Türk Boğazlarını kapatmalı ve iki Devlet arasında süren bu savaşın sona ermesi için gerekli tüm diplomatik çabayı göstermelidir. Ticaret gemilerinin geçişinde ise, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine bir savaş durumu olmadığından sınırlama getirilemeyecektir.

Prof. Dr. Ersan Şen

Stj. Av. Cem Serdar

(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)