İş sözleşmesi karşılıklı iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdir. Bu sözleşmelere göre genel olarak işçi emek ve bilgisini işverenin emrine sunar; işverende işçiye bir ücret ödemeyi taahhüt eder. Ücretin önemi kanun koyucu tarafından da tespit edilmiştir. Nitekim ücretin genellikle işçinin tek geçim kaynağını oluşturması nedeni ile bu hususta ki mevzuat emredici hükümlerle oluşturulmuştur.

Ücretin tanımı 4857 sayılı kanunun 32. Maddesinde verilmiştir. Buna göre genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.  Bununla birlikte ikramiye, prim, komisyon, bahşiş gibi ek ödemeler de ücret kapsamında değerlendirilir. Tam zamanlı çalışan bir işçinin alacağı ücret her halükarda asgari ücret tutarından az olamaz.

İşçinin ücretinin vaktinde ödenmemesi durumunda belli kurallar çerçevesinde iş görmekten kaçınma ve iş sözleşmesini feshetme hakkı vardır.

İŞ SÖZLEŞMESİNİ FESHETME HAKKI

İş kanunun 34. Maddesine göre ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir sebep dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabileceği gibi iş akdini feshedebilecektir.

Buna göre işçi 4857 sayılı kanunun 24.maddesinin II-e bendi hükümleri uyarınca 20 gün içinde sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmeyen veya ödenmeyen ücreti nedeniyle iş akdini bildirimsiz olarak feshedebilir.

İşçinin ücretinin kanun veya sözleşme hükümlerine göre ödenmemesi işçiye fesih hakkını vermektedir. Nitekim ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu nokta itibariyle önem taşımamaktadır. Kanun koyucunun burada belirlediği kıstas işçinin ücret ödenme döneminde ücret hakkı kazanması ve bu haktan yoksun kalmış olmasıdır.

4857 sayılı kanunun 24/II-e bendinde sözü edilen ücret hususunda Yargıtay geniş yorumlamaktadır. Nitekim Yargıtay bu hususta;

“4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır.”  (Yar 9. HD. 2014/30478 E.  ,  2016/3423 K.)

Aynı doğrultuda;

“Bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aynî yardımların yerine getirilmemesi de (erzak ve kömür yardımı gibi) bu madde kapsamında değerlendirilmeli ve işçinin “haklı fesih” hakkı bulunduğu kabul edilmelidir.” ( Yar. 7. HD. 2014/10559 E.  Ve 2014/16142 K.)

Görüldüğü üzere Yargıtay İş Kanunu 24/II-e bendine göre fesih hakkında ücreti,ücretin ekleri olan nakdi ve ayni edimleri de değerlendirmektedir.

İkramiye ve prim alacaklarının da gününde ödenmemesi halinde işçinin 4857 sayılı kanunun 24/II-e beni uyarınca fesih hakkının bulunduğu kabul edilmektedir. Aynı doğrultuda ikramiye ve prim alacaklarının 20 gün veya daha fazla süreyle ödenmemiş olması halinde işçinin iş görme hakkından kaçınma hakkının da mevcut olduğu kabul edilmelidir.

Yine; İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi, sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Dairemizin 1475 sayılı Yasa döneminde istikrar kazanmış olan görüşü, 4857 sayılı İş Kanunu döneminde de devam etmekte olup, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkânı vardır .(Yargıtay 9. HD. 18.1.2010 gün, 2009/24286 E, 2010/74 K.).

Burada tarafların dikkat etmesi gereken nokta fesih hakkının kullanılma süresidir. Nitekim İş Kanunu m.26’ya göre ; “24 ve 25 inci maddelerde gösterilen ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan hallere dayanarak işçi veya işveren için tanınmış olan sözleşmeyi fesih yetkisi, iki taraftan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu diğer tarafın öğrendiği günden başlayarak altı iş günü geçtikten ve her halde fiilin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl sonra kullanılamaz. Ancak işçinin olayda maddi çıkar sağlaması halinde bir yıllık süre uygulanmaz.” Denilmektedir. İşçinin ücretinin gününde ödenmediğini sonradan öğrenmesi hayatın olağan akışına aykırı olacağından; bu yönde fesih hakkı her ay için ücretin ödenmesi gereken günden sonraki ödenmeyen 20. Günden sonraki 6 iş günü içerisinde kullanılmalıdır.