Korkmak,  insani duyguların en baskın olanlarından biridir, tıpkı utanmak gibi. İnsan bir korktuğunu belli etmez pek, bir de utandığını. Oysa ne hasletli, ne erdemli duygulardır bunlar.

Korkmak asillikten gelir, edepten adaptan hallicedir... Kimi belli eder, kimi belli etmekten imtina eder korktuğunu.  Korkmanın cinsiyeti yoktur. Korkmak evrimsel bir türselliğe de sığmaz. İnsan da korkar, hayvan da.

İnsan hayvandan, hayvan da insandan korkabilir.

Çeşitleri vardır korkunun. Kapalı alan korkusu, yükseklik korkusu, yakalanma korkusu, baba korkusu, dayak korkusu, öğretmen korkusu, sınav korkusu, polis korkusu, gelecek korkusu, geçmiş korkusu, ölüm korkusu...

Dereceleri vardır korkunun... Kimi çok, kimi az, kimi hiç korkar! Hiç korktuğunu sanır aslında. Hiç korkmadım der ama korkar. Dili korkmaz da yüreği korkar, yüzü korkar. Korkmadım derken gözü korkar, içi korkar...

Korkarsın ama neyden korktuğunu tam anlatamazsın. Ya da ondan değil de şundan dolayı korktum dersin. Bazen yeri gelir " Erkek adam korkar mı” dersin... Yeri gelir " Kız gibi korkuyorsun" dersin. Ama deli gibi korkarsın işte…

Evin içinde gece karanlıkta tuvalete gitmeye korkarsın mesela. Evde yalnızsan mutfağa gitmeye korkarsın... Yatak odası ateş gibi yanar balkonda yatmaya korkarsın.

Küçükken korkutulanlar, büyüdükçe o korkuyu üstünden atamayanlar vardır bir de. Eskiden mahallenin ortasında birden bire ortaya çıkan kahverengi elbiseli bekçilerden korkanlar vardır mesela...

Bir nesil vardır örneğin Kemal Sunal’ın “Gulyabani” filminden etkilenip de altına kaçırmadığı gece yoktur nerdeyse...

Bir de korkunun İslami lügati vardır... " Ben Allahtan başka kimseden korkmam" nidaları ile ortada gezen tiplerdir bunlar... Allah’ın “A” sını büyük yazamamaktan korkarlar mesela… Tekbiiiir deyip allahuekber sesleri ile etrafa korku salıp korktuklarını belli etmezler güya...

Denizden korkar insan, boğulmaktan değil denizin içindeki gizli bir elin kendisini o çukurun içine çekeceğinden korkar... Asansörden korkanlar vardır mesela. Asansöre binmeden bozulup da ara bir yerde kalırsa ve hadi nefessiz kalır da boğulurum kurgusunun korkusudur bu...  Gurbet ellerdeysen sevdiklerinden kötü haber almaktan korkarsın.. Telefonun acı acı çalmasın diye dudakların kıpır kıpır eder elhamı okurken...

Sokakta top oynarken hava kararmaya yakın babanın işten gelip seni hala sokakta oynarken görmesinden korkarsın. Annen bu korkunun mimarı olarak baş rolü oynar her daim.

Gireceğin sınavda başarısız olursan el alem ne der diye korkarsın. Evlenirsin çocuğun olur çocuk nefes alırken acaba tükmüğünü yutar mı diye korkarsın. Karanlıkta uzun yola çıkar sevdiğin birisi, acaba kaza yapar mı diye korkarsın. İnternet bankacılığından yüklü EFT talimatı verirsin acaba doğru IBAN'a gönderdim mi diye korkarsın...

UNUTMA!

Sen hep olmayacak şeylerden, olsa da telafisi olan şeylerden (ÖLÜM hariç), genellikle kendin için değil başkaları için, kendin için olsa bile neyden korkman gerektiğini bilmeden korkarsın...

Aslında sadece VİCDANINDAN KORKSAYDIN belki de hiçbir şeyden bu kadar KORKMAZDIN!!!

Av. İhsan ÖZTÜRK