Yabancı ülkelerde Türk vatandaşına yapılacak tebligat ile ilgili olarak zaman zaman takip edilecek yöntem konusunda hatalı uygulamalara rastlamak mümkündür.

Tebligat, yargılama sürecinin önemli bir unsurudur. Gerek ceza yargılaması gerekse hukuk yargılamalarının önemli konularından biri olan tebligat, kurallara uygun olarak yerine getirilmesi halinde yapılan işlemler hukuken geçerli sayılmaktadır.

Bu nedenle tebligatın mevzuat hükümlerine uygun bir şekilde yerine getirilmesi, sürecin devamı ve kararların geçerliliği açısından önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Takip edilecek yöntemin belirlenmesi açısından mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesi gerekecektir.

7201 SAYILI TEBLİGAT KANUNU

Yabancı memlekette tebligat usulü

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun[1] “Yabancı memlekette tebligat usulü” başlıklı 25. Maddesinin birinci fıkrasına göre, Yabancı memlekette tebliğ o memleketin yetkili makamı aracılığıyla yapılmalıdır. Bunun için anlaşma veya o memleket kanunları uygun ise, o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu tebligat yapılmasını yetkili makamdan isteyebilecektir.[2]

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 25. Maddesinin ikinci fıkrasına göre, Yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evrak, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu vekalet vasıtasiyle Dışişleri Bakanlığı'na, oradan da memuriyet havzası nazarı itibara alınarak ilgili Türkiye Elçiliği'ne veya Konsolosluğuna gönderilecektir.[3]

Şu kadar ki, Dışişleri Bakanlığının aracılığına lüzum görülmeyen hallerde tebligat evrakı, ilgili Bakanlıkça doğrudan doğruya o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği'ne veya Başkonsolosluğu'na gönderilebilir.[4] (Teb K. Md. 25/son)

Siyasi temsilcilik aracılığıyla Yabancı ülkedeki Türk vatandaşlarına tebligat

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Siyasi temsilcilik aracılığıyla Yabancı ülkedeki Türk vatandaşlarına tebligat” başlıklı 25/A maddesinin[5] birinci fıkrasına göre, yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebligat o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla da yapılabilecektir.

Bu halde bildirimi Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur yapacaktır. (Teb K. Md. 25/A-2)

Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilir. (Teb K. Md. 25/A-3)

Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurulmadığı takdirde tebligat otuzuncu günün bitiminde yapılmış sayılır. (Teb K. Md. 25/A-4, 1. cümle)

Muhatap Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurduğu takdirde tebliğ evrakını almaktan kaçınırsa bu hususta düzenlenecek tutanak tarihinde tebliğ yapılmış sayılır. Evrak bekletilmeksizin merciine iade edilir. (Teb K. Md. 25/A-4, 2. cümle)

Bu maddeye göre kazai (adli) merciler tarafından çıkarılacak tebligatta, tebliğ evrakı doğrudan o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna gönderilebilir. (Teb K. Md. 25/A-5)[6]

TEBLİGAT KANUNUNUN UYGULANMASINA DAİR YÖNETMELİK

Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin, “Yabancı ülkelerde Türk vatandaşına yapılacak tebligat” başlıklı 43. Maddesi hükümleri de konumuz açısından dikkate alınmalıdır.

Türkiye siyasi memuru veya konsolosu vasıtasıyla tebligat

Yabancı ülkede kendisine tebligat yapılacak kişi, Türk vatandaşı olduğu takdirde tebligat, o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu vasıtasıyla da yapılabilir. (Yön. md. 43/1)

Bu halde tebligatı Türkiye siyasi memuru veya konsolosu ya da bunların görevlendirecekleri bir memur yapabilecektir. (Yön. md. 43/2)

Tebligatta yer alacak bilgiler ve tebligatın yapılmış sayılacağı sürenin ihtarı

Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilir. (Yön. md. 43/3)

Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre yapılması zorunluluğu ve tebligatın yapılmış sayıldığı an (tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde)

Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurulmadığı takdirde tebligat otuzuncu günün bitiminde yapılmış sayılır. (Yön. md. 43/4, 1. cümle)

Tebliğ evrakını almaktan kaçınma hali

Muhatap Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurduğu takdirde tebliğ evrakını almaktan kaçınırsa, bu hususta düzenlenecek tutanak tarihinde tebliğ yapılmış sayılır. Evrak bekletilmeksizin merciine iade edilir. (Yön. md. 43/4, 2. cümle)

Tebligatın mazbata ile belgelenmesi

Tebligat, yönetmelik ekinde ek-1’de yer alan (4) numaralı örneğe göre düzenlenecek bir mazbata ile belgelendirilmelidir. (Yön. md. 43/5)

Kaçınma halinin mazbataya yazılması zorunluluğu

Tebellüğden kaçınma halinde bu husus mazbataya yazılarak tebliğ yapan tarafından imzalanır. (Yön. md. 43/6)

Tebliğ evrakı doğrudan o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna gönderilebilmesi

Yönetmeliğin, 43. Maddesine göre kazaî (adli) merciler tarafından çıkarılacak tebligatta, tebliğ evrakı doğrudan o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna gönderilebilir. Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu tarafından tebliğ işleminin gerçekleştirilmesinden sonra evrak doğrudan ilgili kazaî mercie gönderilir. (Yön. md. 43/7)

Adli makamın takdir hakkı

Tebligatı çıkaran kazaî merci yönetmeliğin 43. maddesi hükmüne veya 38 inci maddesine[7] (Tebligat Kanunu’nun 25. Maddesi) göre tebliğ yapma hususunda takdir hakkına sahiptir. (Yön. md. 43/8)

Tebligat işlemlerinin geçerli olmasına ilişkin genel ilkeler

Yargı organları tarafından çıkarılacak tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri dairesinde yapılması zorunludur. (Tebligat K. m. 1)

Tebligat ile ilgili mevzuatta gösterilen usul dışında başka bir yolla yapılan tebligat geçersiz sayılacaktır.

Posta işletmesi veya memur vasıtasıyla yapılan bütün tebliğlerin, Tebligat Kanununun 23. maddesine uygun bir tebliğ mazbatası ile belgelenmesi gerekir. (Teb. K. m.23, Tüzük m. 33-34)

Tebliğ mazbatası düzenlenmesi, yapılan tebliğin geçerlilik koşuludur.

Tebligat yapılacak kişi yurt dışında ise, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 4829 sayılı yasayla değişik 25. ve 25/a maddesi gereğince usulüne uygun olarak tebligat yapılmalıdır.[8]

YARGITAY UYGULAMASI

Yurtdışı tebligat yapılamaz ise ilanen tebligat yapılmalı

Yargıtay, kişinin adresi yurt dışı olduğu halde yurt içi adres yazılarak Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca tebliğ yapılmasının hukuka aykırı olduğunu düşünmektedir.

Bu gibi hallerde, kişinin tespit edilecek yurt dışı adresine Tebligat Kanununun 25/a maddesine göre tebligat yapılması gerekir. Ancak tebligatın yapılamaması halinde Tebligat Kanununun 28.maddesi gereği ilanen tebligat yapılması gerekir.[9]

Tebligat evrakının "verilen adreste alıcı tanınmamaktadır” şerhi ile konsolosluğa iade edilmesi

7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/1. Maddesine göre, tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılması gerekir.

Ancak kendisine tebliğ yapılacak kişinin başvurması veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması geçerlidir.

Yine, yurt dışında oturan Türk vatandaşlarına yapılacak tebliğler Tebligat Kanunun 25/A, Tebligat Yönetmeliğinin 38-41. maddeleri ile 43. maddesinde yer alan hükümlere göre yapılmalıdır.

Kişinin yurtdışı adresine çıkarılan tebligat evrakının "verilen adreste alıcı tanınmamaktadır” şerhi ile konsolosluğa iade edilmesi halinde, tebligat yapıldığından bahsedilemeyecektir.[10]

Tebligat üzerinde mevzuatta belirtilen bilgilerin olması zorunluluğu

Tebligatın hangi merciden geldiği veya konusunun ne olduğu hususunda bilgi içermesi gerekir.[11]

Tebligatın tebligat yapılan ülke mevzuatına uygun olması şartı

Bundan başka, yurtdışında yapılacak tebligatın tebligat yapılan ülke mevzuatına uygun olması gerekir. Bu gibi hallerde tebligat geçersiz sayılacaktır.[12]

Mernis adresi bulunanlara 7201 s. Kanunun 35. Maddesine göre tebligat yapılamaması

Adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara, 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılamaz.

Yurt dışında ikamet edilen açık adres araştırılmalı

Yurt dışında ikamet ettiği açık adresi araştırılmaksızın, doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebligat yapılması hukuken geçersiz sayılacaktır.[13]

Kişi yurtdışında ise, Tebligat Kanunu’nun 25/a maddesi uyarınca tebligat yapılmalı

Tebligat yapılacak kişi yurtdışında ise, Tebligat Kanunu’nun 25/a maddesi uyarınca tebligat yapılması gerekir. Bu şekilde tebligat yapılmadan ve yasal şartları oluşmadığı halde ilanen tebligat yapılması hukuka aykırı olacaktır.[14]

Yurt dışında bulunan kişiye Tebligat Yasası’nın 25/a maddesi uyarınca Türkiye'nin yurtdışı Başkonsolosluğu aracılığıyla yapılacak tebligat geçerli sayılacaktır.[15]

Yabancı şahıslar için Tebligat

Türk vatandaşı olmayanlar için Tebligat Kanunu md. 25/A maddesine göre tebligat yapılmamalı. Yabancı şahıslar için Tebligat Kanununun 25. maddesi gereğince usulüne uygun olarak tebligat yapılmalıdır.[16]

Muhatabın imzasının bulunmaması

Tebligat yapılacak kişinin yerleşim yerinin yurt dışı adresi olduğu hallerde, Konsolosluk aracı kılınarak tebligat yapılması durumunda, muhatabın imzasının tebligat parçası üzerinde bulunması gerekir. Muhatabın imzası yoksa, tebliğ bildiriminin muhatabına teslim edildiğinin belgelendirilmesi söz konusu olamaz ve tebligat geçerli sayılamaz.[17]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

---------------------------------------------

[1] Tebligat Kanunu, Kanun Numarası : 7201, Kabul Tarihi : 11/2/1959, Yayımlandığı Resmî Gazete : Tarih : 19/2/1959 Sayı : 10139, Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 40 Sayfa : 147.

[2] (MÜLGA FIKRA RGT: 27.03.2003 RG NO: 25061 KANUN NO: 4829/18) (KOD 1) (MÜLGA FIKRA RGT: 27.03.2003 RG NO: 25061 KANUN NO: 4829/18) Kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu vasıtasiyle de yapılabilir.

[3] (DEĞİŞİK İBARE RGT: 27.03.2003 RG NO: 25061 KANUN NO: 4829/19) (MÜLGA İBARE RG T: 27.03.2003 RG NO: 25061 KANUN NO: 4829/19; “Hariciye Vekaletine”

[4] (EKLENMİŞ FIKRA RG T: 15.06.1985 RG NO: 18785 KANUN NO: 3220/8)

[5] MADDE 25/A - Eklenmiş Madde, RG: T. 27.03.2003, S. 25061, Kanun No: 4829/8.

[6] Eklenmiş Fıkra RG: T. 19.01.2011, S. 27820, Kanun No: 6099/7.

[7] Yabancı ülkelerde bulunanlara tebligat, MADDE 38 – (1) Yabancı ülkelerde bulunanlara tebliğ olunacak evrak, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu bakanlık aracılığıyla Dışişleri Bakanlığına, oradan da o yerdeki Türkiye Büyükelçiliğine veya başkonsolosluğuna gönderilir. (2) Dışişleri Bakanlığının aracılığına gerek görülmeyen hallerde, tebligat evrakı bakanlıklarca doğrudan o yerdeki Türkiye Büyükelçiliğine veya başkonsolosluğuna gönderilebilir. (3) Dışişleri Bakanlığı ve tebliği çıkaran merciin bağlı olduğu bakanlık tebliğ evrakını, 39, 40, 41, 43 ve 47 nci madde hükümlerine göre düzenlenip düzenlenmediği yönünden inceler, varsa yanlışlık ve eksiklikleri düzelttirir veya tamamlattırır.

[8] Y.2.HD, E: 2018/2952, K: 2018/6590, KT: 23.05.2018: “…Mahkemece davalının adresi araştırılarak yaşadığı yer olan ... .... .41. ... adresine iki defa dava dilekçesi tebligatı çıkartılmış ancak çıkartılan tebligatlar iade olunmuştur. Mahkemece, davalıya ilanen tebligat yapılarak dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ olunmuş, dilekçeler teatisinden sonra ön incelemeye geçilmiş, ön incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verilerek, davalıya ön inceleme duruşmasına çağrı davetiyesi tebliğ edilmiş; ancak davalı taraf belirlenen ön inceleme duruşmasına gelmemiştir. Mahkemece, ön inceleme aşaması tamamlanıp tahkikata geçildiğine göre, davalının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 147. maddesi gereğince tahkikat duruşmasına davet edilmesi zorunludur. Bu yasal zorunluluğun gereği yapılmadan, davalının yokluğunda hüküm kurulması, davalının hukuki dinlenilme hakkına (HMK m. 27) aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir….”

[9] Y.5.HD, E: 2016/13378, K: 2018/94, KT: 24.01.2018: “…Davalının adresi yurt dışı olduğu halde yurt içi adres yazılarak Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca tebliğ yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda; Adı geçenin tespit edilecek yurt dışı adresine Tebligat Kanununun 25/a maddesine göre mahkemenin gerekçeli kararının ve davacı idarenin temyiz dilekçesinin tebliğ edilmesi, tebligatın yapılamaması halinde Tebligat Kanununun 28.maddesi gereği ilanen tebligat yapıldıktan ve temyiz süresi de beklendikten,…”

[10] Y.13.HD, E: 2015/43018, K: 2017/7620, KT: 20.06.2017: “…Eldeki davada; mahkemece davalıya, davacının dava dilekçesinde bildirdiği yurdışı adresine duruşma gününü bildirir davetiye gönderildiği ve Marsilye Başkonsolosluğu'nun 3.10.2012 tarihli mahkemeye yazdığı yazıda, tebligat evrakının "verilen adreste alıcı tanınmamaktadır” şerhi ile konsolosluğa iade edildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır…Bu hükümlere göre somut olayda davalıya tebligat yapıldığından bahsedilemez. Hal böyle olunca, Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olmayan şekilde yapılan tebligatın geçerli olduğu kabul edilemez. Dava dilekçesi geçerli şekilde davalıya tebliğ edilmeden yargılama yapılarak hüküm verilmesi davalının savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. O halde dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde davalıya tebliği ile savunma hakkı tanındıktan sonra davanın esasının incelenmesi gerekirken, bu yönün gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir…

[11] Y.14.HD, E: 2015/8497, K: 2017/1262, KT: 21.02.2017

[12] Y.14.HD, E: 2015/8497, K: 2017/1262, KT: 21.02.2017: “…Somut olayda, Berlin Başkonsolosluğundan gelen yazı cevabında posta idaresi tarafından ilgilinin posta kutusuna bırakılan notun “Mektubunuz var. 7 gün içerisinde alın.” şeklinde bir ibare içerdiği, mektubun hangi merciden geldiği veya konusunun ne olduğu hususunda bilgi içermediği, dolayısıyla davalı ...”e yapılan dava dilekçesi tebliğinin Alman tebligat mevzuatına uygun tebliğ edilemediği bildirilmiştir. Bu durumda, dava dilekçesinin davalı F.K.’e yurt dışı adresinde tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, Tebligat Kanununun 25 ve 25/a maddelerine göre tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanması gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın ve 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir….”

[13] Y.10.HD, E: 2016/412, K: 2016/8369, KT: 24.05.2016: “…Tüm bu düzenlemeler gözetildiğinde, artık, adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara, 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacak olup; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresine, 21. maddenin ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerekecektir…..Dosyadan, dava dilekçesi ve gıyabi hükmün, davalı ...'a 21/1. maddesi gereğince tebliğ edildiği, dosya kapsamına göre davalının yurt dışında ikamet ettiği anlaşılmakla ve Fransa'da ikamet ettiği açık adresi araştırılmaksızın, doğrudan TK 21. maddeye göre tebligat yapılması isabetsizdir…”

[14] Y.2.HD, E: 2006/14330, K: 2007/6617, KT: 19.04.2007: “Tebligat Yasasının 25/a maddesi uyarınca tebligat yapılması gerektiği düşünülmeden; yasal şartları oluşmadığı halde ilanen tebligat yapılarak davalının yokluğunda hüküm kurulması isabetsizdir.”

[15] Y.2.HD, E: 2006/9910, K: 2006/17912, KT: 19.12.2006: “….Dava dilekçesi ve duruşma günü yurt dışında bulunan davalıya Tebligat Yasasının 25/a maddesi uyarınca Türkiye'nin Zürih Başkonsolosluğu aracılığıyla 20.10.2005 gününde tebliğ edilmiştir. Davalı, bu tebligatla davet edildiği 29.11.2005 günlü ilk duruşmaya gelmemiştir. Yetki itirazı 16.02.2006 günlü oturumda verilen dilekçe ile ileri sürülmüştür. İtiraz süresinden sonra yapılmıştır. Davada hakimin resen (kendiliğinden) dikkate alacağı bir yetki kuralı (kesin yetki) söz konusu değildir. O halde, yetki itirazının reddine karar verilmesi ve işin esasının tetkiki gerekirken yazılı biçimde davanın yetki yönünden reddi usul ve kanuna aykırıdır…”

[16] Y.17.HD, E. 2018/1826, K. 2018/12634, T. 24.12.2018: “…Mahkemece, davalı ...'ün "... Almanya" adresine gerekçeli karar ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin Tebligat Kanununun 25/A maddesine göre tebliğ yapılması için yazılan yazının davalının Türk vatandaşı olmaması nedeniyle T.C. Frankfurt Başkonsolosluğunca 08.10.2013 iade edildiği ve mahkemece bu kez Tebligat Kanununun 25. maddesi gereğince usulüne uygun olarak gerekçeli karar ve temyiz başvuru dilekçesinin davalıya 13.01.2015 tarihinde tebliğ edilmesine göre, 14.07.2015 tarihli ek karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan, temyiz itirazlarının reddiyle ek kararın onanması gerekmiştir…”

[17] Y.14.HD, E. 2016/3607, K. 2018/9296, T. 20.12.2018: “…Somut olayda; davalılardan ... ve ...'ün yerleşim yerinin yurt dışı adresi olduğu, davalılara dava dilekçesinin ... Konsolosluğu aracı kılınarak tebliğe çıkarıldığı, ancak her iki davalı için de "muhatabın imzasının bulunmaması nedeniyle kesin kanaatten bahsedilmesi mümkün olmayıp, tebliğ bildiriminin muhatabına teslim edildiğinin belgelendirilmediği sonucuna varılabileceği" bildirildiğinden, dava dilekçesinin davalılara usulune uygun tebliğ edildiğinden söz edilemez. Bu durumda mahkemece, anılan davalılara 7201 sayılı Tebligat Kanunundaki düzenlemeler gözetilmek suretiyle dava dilekçesi usulune uygun şekilde tebliğ edilerek savunma ve delilleri toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın ve 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir…”