Aile içi iletişim uzmanı Prof. Dr.Eda Balkaş Erdoğan, çocukların tatilde internetin etkilerinden korunması gerektiğini söyledi.

15 günlük sömestr tatiline başlayan çocuklarla ilgili bir açıklamada bulunan Prof. Dr. Eda Balkaş Erdoğan, çocukların tatil süresince elektronik cihazlarla zaman geçirmesinin ve internette zaman harcamasının önlenmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Tatil olsun olmasın, çocuklar eve geldikleri an ilk ellerine aldıkları, akıllı telefonlar, ipad ve bilgisayarlar.. Okul olmasa ve kurallar olmasa başından hiç kalkmadan tüm günlerini ekranlara bakarak geçirebilirler. Sizin de evinizde çocuklarınız elleriyle ve mırıldandıkları bir ritmle acayip hareketler yapıyorlar mı? Aman sakın korkmayın. Bu son teknolojinin bizlere armağanı olan programların sonucu yaşanıyor. Konuyu biraz açalım, hangi programlar bunlar? Tik Tok adı verilen, sürekli olarak müzik ve hızla akan görseller eşliğinde sürekli video çekme, sürekli kendini çekme durumu söz konusu. Bu durum giderek bağımlılık ve acayip el kol hareketleri ile hareket olmasına yol açıyor. Özellikle çok hızlı akan ekranın çocuk beynine etkileri çok olumsuz. Komedi unsuru adı altında yapılan çekimlerde, çocuğun tamamen yabancı olan, hiç tanımadığı insanlarla düet yapar hale gelmesi, çocuk açısından da dış dünyaya karşı savunmasız hale gelmesiyle sonuçlanıyor” dedi.

Bu konuda kapsamlı bir araştırma yapan Prof. Dr. Eda Balkaş Erdoğan, “Anne-babaların deneyimleri, değerleri ve uzmanlığı çocuklar için bir kaynaktır. Anne-babalar yeni teknolojilerle gözlerini korkutmayarak çocuklarına yardım edebilirler, ayrıca yapıcı ve kendileri için dengeli dijital alışkanlıkları modellemelerini sağlayabilirler. Herkese uyan ortak bir yaklaşım bulunmamaktadır: En küçük yaşlardan ergenlere kadar bütün çocukların tüm yaş aralıklarında destek ve cesarete ihtiyaçları olacağını hatırlayarak anne-babalar, çocuklarının yaş, ilgi ve ihtiyaçlarına göre stratejilerini ayarlamalıdır. Anne-babalar, sınırlayıcı yaklaşımlar benimseyerek kısa dönemde risklerden kaçınabileceklerini anlamalıdır; ancak bunu yapmak muhtemelen çocukların fırsatlarını sınırlamak olacaktır. Bunun yerine çocukların direnç geliştirmesini sağlamak daha çok tercih edilir, böylelikle risk zarara dönüşmeyecektir. Ailelere olduğu kadar, dijital ortama da pek çok farklı yaklaşım olduğundan, anne babaların başkalarına “ayak uydurma” konusunda baskı hissetmeleri gerekmez. Artık okullarda verilen ödevler bile bilgisayar ve internet üzerinden yapılabilirken, çocuğu nasıl uzak tutacağız? Burada yapılması gereken yine iletişim yöntemlerine başvurmak. Etkili iletişim yöntemlerini kullanmak sorunu çözmek için yeterli olacaktır. Burada sadece bir uzman değil, bir anne olarak yaşadıklarımı paylaşmam, kızımla iletişimimi anlatmam sanırım daha yararlı olacaktır" diye konuştu.