Makas Almak

Deyim, Argo, Yanağı orta parmak ile işaret parmağı arasına alıp sıkıştırmak, makaslamak anlamında bir deyimdir.

Yanaktan makas alma eyleminin; beş şekilde yapılış amacı vardır;

1-Aşağılama, Küçümseme Amaçlı

2-Sataşma Amaçlı

3-Cinsel Amaçlı

4-Sevgi Amaçlı

5-Şakalaşma amaçlı

1-Aşağılama, Küçümseme Amaçlı Olarak Yapılması

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Yönünden

Yanaktan makas almanın, aşağılama, küçümseme amaçlı yapılmış olması, kişilik haklarına (şeref, haysiyet, itibar) saldırı niteliğinde olup, TBK. nın 49. maddesi gereğince manevi tazminat sebebidir.

Manevi Tazminat

Zarar görenin, kişilik değerlerinde, iradesi dışında meydana gelen eksilme sebebiyle çekilen manevi üzüntülerin, ıstırap ve acıların dindirilmesi ve telafisi için zarar veren tarafından ödenmesi gerekli bir miktar paradan ibaret bir tazmin şeklidir.

Kusurun Olması

Manevi Tazminata hükmedilirken, hâkim zararın doğmasında, zarar görenin kendi kusurunun da olup olmadığını araştırır, zarar görenin de kusuru varsa, bu durum tazminatın indirilmesi veya ortadan kaldırılmasına yol açar.

Şahsiyet (Kişilik) Hakları

Şahsiyet (Kişilik) Hakları, TBK. nın 49. maddesinde düzenlenmiştir.

TBK. md. 49’ da : “-...şahsiyet (kişilik) hakları tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.

Şahsiyet hakları yasada sayılmamıştır ancak, uygulamada, hayat, beden ve ruh tamlığı, vicdan, düşünce, ekonomik, çalışma, her türlü özgürlük, şeref, haysiyet, itibar, mesken masuniyeti, isim ve resim gibi kişisel varlıkları ifade eder. (Yargıtay 4. HD. 16.5.1995 t., e : 2857, k : 4012)

4857 Sayılı İş Kanunu Yönünden

İşveren, işçinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde davranışlarda bulunursa veya işveren işçiye karşı sataşmada bulunursa, ya da işçiye cinsel tacizde bulunursa bu durum iş akdinin haklı nedenle fesih sebebidir. Fesih sebebi ve şekli itibari ile kıdem tazminatına hak kazanılmaktadır.

Yanaktan Makas Alma Eyleminin;

a-İşçiyi Aşağılama, Küçümseme Amaçlı Olarak Yapılmış Olması

Şahsiyet (kişilik) haklarına (şeref, haysiyet, itibar) saldırı niteliğinde olup,

4857 Sayılı İş Kanunu

İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı

Madde 24-

II. Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri

b) İşveren işçinin şerefine dokunacak şekilde davranışlarda bulunursa,

Maddesi gereğince, işçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal fesih nedenidir.

b-Sataşma Amaçlı Olarak Yapılması

4857 Sayılı İş Kanunu

İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı

Madde 24-

II. Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri

c) İşveren işçiye karşı sataşmada bulunursa,

Maddesi gereğince, işçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal fesih nedenidir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi

"Davacının işi ile ilgili yapılan bir toplantı sırasında amiri konumundaki R. tarafından üzerine doğru küllük fırlatmak suretiyle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan başka bir toplantı sırasında yine yapılan işi küçümser bir şekilde iş yeri yetkilisi A.Ç.’nin davacının yanağına dokunduğu 'makas aldığı' anlaşılmaktadır. Bu davranışlar ve davacının depresyon tedavisi gördüğüne dair doktor raporu da bulunmakla somut olayda manevi tazminatın koşullarının bulunduğu kabul edilmelidir. Mahkemece sözü edilen isteğin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan kararın yazılı sebepten dolayı bozulmasına oy birliğiyle karar verildi."

c-Cinsel Amaçlı Olarak Yapılması

4857 Sayılı İş Kanunu

İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı

Madde 24-

II. Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri

b) İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa,

Maddesi gereğince, işçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal fesih nedenidir.

1-Sataşma Amaçlı Olarak Yapılması

Yanaktan makas alma eyleminin, 5237 Sayılı TCK;

Hayata Karşı Suçlar - Kasten öldürme

Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar - Kasten yaralama suçu

Kapsamında, Haksız Tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı konusu tartışmaya açıktır.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu

Haksız tahrik

Madde 29- (1) Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

Madde Gerekçesi

Madde 29- Maddede ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak haksız tahrik hâli düzenlenmiştir.

Haksız tahrikin ana koşulu, yapılan haksız hareketin fail üzerinde bir hiddet veya şiddetli elem meydana getirmesi ve suçun işlendiği anda failin bu durumda bu etki altında bulunması olduğundan, madde söz konusu psi­kolojik hâlleri belirtecek biçimde kaleme alınmıştır. Gazap, aslında hiddet­lenmeyi ifade eder; şedit bir elem deyimi psikolojik bakımdan aslında hare­ketsizliğe, pasifliğe yöneltici bir ruh hâli ise de, burada söz konusu olan hid­dete yönelten bir elemdir. Bu itibarla sadece hiddet sözcüğünün kullanılması bu hâli de kapsar idi. Ancak uygulamada duraksamalara neden olmamak için metinde her iki sözcüğün kullanılması uygun sayılmıştır.

Hiddet veya şiddetli elemin haksız bir fiil sonucu ortaya çıkması gere­kir. Maddeye bu ibarenin eklenmesinin amacı, ülkemizde özellikle “töre veya namus cinayeti” olarak adlandırılan akraba içi öldürme suçlarında hak­sız tahrik indiriminin yanlış biçimde uygulanmasının önüne geçmektir.

Maddedeki düzenleme nedeniyle bir suçun mağduruna yönelik olarak gerçekleştirilen fiiller dolayısıyla fail haksız tahrik indiriminden yararlana­mayacaktır. Örneğin cinsel saldırıya maruz kalmış kadına karşı babanın veya erkek kardeşin işlediği öldürme fiilinde, haksız tahrike dayalı olarak ceza indirimi yapılamayacaktır. Maddedeki haksız fiil terimi, bir davranışın hu­kuk düzenince tasvip edilmediği anlamına gelmektedir. Ancak böyle bir haksız fiili yapan kişiye karşı yönelik fiilin varlığı durumunda maddenin uy­gulanması söz konusu olabilecektir.

Bu düzenlemede ayrıca 765 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan adi ve ağır tahrik ayırımı kaldırılmıştır. Tahrik hâlinde verilecek ceza bakımın­dan aşağı ve yukarı sınırlar kabul edilmek suretiyle olayın özelliğine göre uygulamada takdir olanağı tanınması amaçlanmıştır. Hâkim tahrikin ağırlık derecesine göre yapılacak indirimi saptayabilecektir. Ancak bu indirimin ya­pılabilmesi için haksız fiilin bir hiddet veya şiddetli elem etkisi doğurabile­cek ağırlıkta olması gerekir. Bu nedenle böyle bir etkiyi meydana getirebile­cek ağırlıkta olmayan haksız fiiller bakımından hükmün uygulanması söz konusu olmayacaktır.

1. Ceza Dairesi

2013/3630 E. , 2013/7320 K.

"İçtihat Metni"

Tebliğname No: 1 - 2012/267166
Mahkemesi : Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi ve No: 19/09/2012, 2012/310 (E) ve 2012/439 (K)
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama

TÜRK MİLLETİ ADINA

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Zülfikar’ın mağdura yönelik eylemi ile sanık Gıyasi’nin kasten yaralama suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde sanık Gıyasi’nin kasten yaralama suçunun niteliği tayin kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık Zülfikar müdafiinin yasal savunma koşullarının oluştuğuna yönelen, sanık Gıyasi müdafiinin cezanın seçenek yaptırımlara çevrilmesi ve ertelenmesi gerektiğine ilişen, Cumhuriyet Savcısının teşebbüs uygulamasında belirlenen cezanın fazla olduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Oluşa ve dosya içeriğine göre, mağdur sanık Gıyasi ile tanık Savaş’ın evlerine doğru yürüdükleri sırada, boşluk alanda mağdur sanık Zülfikar’ı içki içerken gördükleri, mağdur sanık Gıyasi’nin, Zülfikar’a burada ne geziyorsun diye sorması üzerine, Zülfikar’ın, arkadaşını beklediğini belirttiği, tanık Savaş’ın burada içki içmemesini, işyerinde içmesini söyleyerek anahtarı uzattığı, mağdur sanık Zülfikar’ın bu teklifi reddetmesi üzerine mağdur sanık Gıyasi’nin, Zülfikar’ın yanağından Makas alarak “bak koçum akıllı ol” dediği, devamında da sinkaflı sözler söyleyerek üzerine yürüdüğü, aralarında kavga çıktığı, kavga sırasında mağdur sanık Gıyasi’nin, mağdur sanık Zülfikar’a bıçak salladığı ancak vuramadığı, mağdur sanık Zülflkar’ın da bıçakla mağdur sanık Gıyasi’yi sol 5. İnterkostal aralıktan vurduğu, hemapnömotoraks meydana getirerek, yaşamsal tehlike geçirecek şekilde yaraladığı olayda,

1-) Sanık Zülfikar hakkında mağdur Savaş’a yönelik eylemi yönünden;

a-) Taraflar arasında öldürmeyi gerektiren bir neden bulunmaması, engel olmadığı halde eylemin sürdürülmemesi, kavganın hareketli ortamında özellikle hayati bölgelerin hedef alındığını, öldürme kastıyla hareket edildiğini gösterir, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve yeterli kanıt bulunmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında nitelikli kasten yaralama suçundan TCK.nun 61. maddesi uyarınca meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak, temel cezanın üst sınırdan belirlenmesi suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden suçun niteliğinde hataya düşülerek yazılı şekilde öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması,

b-) Mağdurdan sanığa yönelen haksız hareketlerin ulaştığı boyut dikkate alınarak, cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarının indirilmesini öngören 5237 sayılı TCK.nun 29. maddesinin uygulanması sırasında makul oranda indirim yapılması gerekirken, asgari oranda İndirim yapılarak fazla ceza tayini,

2-) Sanık Gıyasi hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hüküm yönünden;

Mağdurdan kaynaklanan sanık Gıyasi’ye yönelik haksız tahrik oluşturan eylem, söz ve davranış bulunmadığı halde haksız tahrik hükümleri uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini,

Yasaya aykırı olup, sanık Zülfikar müdafii, sanık Gıyasi müdafii ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 03/12/2013 gününde oybirliği ile karar verildi.

3. Ceza Dairesi

2015/16840 E. , 2015/34161 K.

"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 3 - 2015/12349
Mahkemesi : Yıldızeli Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20/11/2014
Numarası : 2014/86 (E) ve 2014/301 (K)

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;

Gereği görüşülüp düşünüldü;

1) O yer Cumhuriyet savcısının temyizinin incelenmesinde;

O yer Cumhuriyet savcısının 20/11/2014 günlü karara karşı CMUK’un 310. maddesinde öngörülen 1 aylık süre geçtikten sonra 23/12/2014 tarihli dilekçe ile yaptığı temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi ve C.M.U.K.'un 317. maddesi uyarınca, istem gibi REDDİNE,

2) Sanığın temyizinin incelenmesinde;

Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;

a) Mağdurdaki yaralanmaların 1,5 cm.lik çizik, 2 cm.lik kesi ve kızarıklık niteliğinde olduğu, kati raporun uzman olmayan doktor tarafından düzenlendiği anlaşılmakla, adli tıp uzmanından rapor alınmadan yetersiz rapora dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi,

b) Kavganın başlangıcına ilişkin tarafların farklı beyanda bulundukları, sanığın aşamalardaki savunmalarında mağdurun kendisine ciddiyetsiz ve lakayt şekilde davranması ve yanağından Makas aldığını bildirdiği anlaşılmakla, sanık hakkında TCK'nin 29. maddesince haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması,

c) Sanık hakkında TCK'nin 53.maddesi gereğince hak yoksunları uygulanırken, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas - 2015/85 Kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan
CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkı saklı tutulmak kaydıyla hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

1-Cinsel Amaçlı Olarak Yapılması

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu Yönünden

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu

Altıncı Bölüm

Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar

Cinsel Saldırı

Madde 102- (Değişik: 18/6/2014-6545/58 md.)

(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

Madde Gerekçesi

Altıncı Bölüm

Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar

Madde 102- Cinsel dokunulmazlık, kişilerin vücudu üzerinde cin­sel davranışlarda bulunulması suretiyle ihlâl edilir. Bu bölümde yer alan suçlarla korunan ortak hukukî değer, kişilerin cinsel dokunulmazlığıdır. Bu Bölümde yer alan suçlar, esasen kişiye karşı işlenmiş olan suçlar olması itibarıyla, İkinci Kitabın “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı İkinci Kısım altında düzenlenmişlerdir.

Maddenin birinci fıkrasında, cinsel saldırı suçunun temel şekli tanımlanmıştır. Bu suçun oluşabilmesi için, cinsel arzuları tatmin amacına yönelik davranışlarla kişinin vücut dokunulmazlığının ihlâl edilmesi gerekir.

Suçun temel şekline ilişkin maddî unsuru, kişinin vücudu üzerinde gerçekleştirilen, cinsel arzuları tatmin amacına yönelik ve fakat cinsel ilişkiye varmayan cinsel davranışlar oluşturmaktadır. Suçun oluşması için, ger­çekleştirilen hareketlerin objektif olarak şehevî nitelikte bulunmaları yeterli­dir; failin şehevi arzularının fiilen tatmin edilmiş olması gerekmez.

Söz konusu suç, farklı cinsten kişiye karşı işlenebileceği gibi, aynı cinsten kişiye karşı da işlenebilir.

Suçun temel şekline ilişkin olarak soruşturma ve kovuşturmanın ya­pılması, mağdurun şikâyetine bağlı tutulmuştur.

Rızası dışında bir kimsenin yanağına dokunmak suretiyle makas almak sarkıntılık suretiyle basit cinsel saldırı suçu olarak kabul edilebilecektir.

14. Ceza Dairesi

2015/1609 E. , 2016/4009 K.

"İçtihat Metni"

Mahkemesi : Asliye Ceza Mahkemesi

Suç : Çocuğun basit cinsel istismarı

Hüküm : Basit cinsel saldırı suçundan mahkûmiyet

İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Kayden 08.07.1996 doğumlu olup suç tarihinde onyedi yaşı içerisinde bulunan mağdurenin, olay günü çalıştığı ajans tarafından ... firmasının anlaşmalı şekilde çikolata standı açacağı Ekonomik Pazar isimli işyerine reyon açmak üzere gönderildiği ve burada müdür olarak görev yapan sanığın, kendisine çikolataların yerini soran mağdureyi depoya götürüp burada bulundukları sırada yanağından Makas almasının ardından, mağdurenin peşinden gidip çok tatlı olduğunu söyleyerek çenesinden tutup yanağından öpmek istediği tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, mevcut haliyle sanıkla mağdure arasında hizmet ilişkisi bulunmadığı hususu da gözetilip hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda yapılan değişiklikte nazara alınarak sanığın TCK'nın 103/1. maddesindeki çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek TCK'nın 102/1. maddesinde düzenlenen basit cinsel saldırı suçundan hüküm kurulması,

Hükümden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,

Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 20.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

14. Ceza Dairesi

2012/2073 E. , 2014/279 K.

"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 14 - 2011/244696

Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan sanık H.. A..'ın yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan beraatine dair Akçadağ Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 19.04.2011 gün ve 2010/109 Esas, 2011/67 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:

Sanık ile aralarında husumet ve iftira atma nedeni bulunmayan mağdure Dilan'ın aşamalardaki istikrarlı beyanları, tanık Tarık'ın aşamalardaki ifadeleri ve tüm dosya içeriğinden; sanığın, olay günü Akçadağ İlçe merkezine gitmek için kullandığı minibüse yanındaki kuzeni Tarık'la birlikte binen ve yanındaki koltuğa oturan mağdureyi “ne güzel kızsın sen fıstık” şeklinde sözler söylemesinin akabinde eliyle mağdurenin yanağından Makas alıp, Makas aldığı elini öpmek, mağdureye daha yakın oturmaya çalışmak ve sürekli mağdurenin bacaklarına bakmak suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçunu işlediği ve anılan eylemleri nedeniyle sanığın TCK.nın 103/1. maddesine göre cezalandırılması gerekirken oluşa ve dosya kapsamına uygun düşmeyecek şekilde beraatine karar verilmesi,

Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

1-Sevgi Amaçlı Olarak Yapılması

Çocuğa yönelik sevgi duyan kişinin, sokakta dolaşan çocuğun yanağına elleyerek makas alması biçimindeki eylemler, elbette sarkıntılık olarak düşünülmeyecektir.

2-Şakalaşma Amaçlı Olarak Yapılması

Arkadaşlar, sevgililer, akrabalar ve diğer insanlar arasında yukarıda sayılan amaçlar dışında yapılan şakalaşma amaçlı yanaktan makas alma eylemi, Türk Borçlar Kanunu; manevi tazminat nedenini, İş Kanunu; işçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal fesih nedenini ve Türk Ceza Kanununda ise sayılı suçların unsurlarını oluşturmayacaktır.

KAYNAKÇA

https://www.karartek.com.tr/#/anasayfa

https://sozluk.gov.tr/

Yargıtay 4 HD. 16.5.1995 t., e : 2857, k : 4012

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi

1.Ceza Dairesi 2013/3630 E. , 2013/7320 K.

3.Ceza Dairesi 2015/16840 E. , 2015/34161 K.

14. Ceza Dairesi 2015/1609 E. , 2016/4009 K.

14. Ceza Dairesi 2012/2073 E. , 2014/279 K.