1. ÖZET: Dava, Koop. üyeliğinden ihraç kararının iptali ve maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatifçe 12.05.2006 tarihinde ihraç edildiğini ancak kendisine ihtarname çekilmeden ihraç kararı verilmiş olduğunu ileri sürerek, ihraç kararının iptali ile 10.000-TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının üyelik şartlarını taşımaması nedeniyle ihraç kararının yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Yerel Mahkemece, davacının üyelik şartlarını taşıdığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş ve dosya Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin önüne gelmiştir.

2. ÜZERİNDE DURULMASI GEREKEN KONULAR

- Ortaklık sıfatının kazanılması,

- Açık kapı ilkesi,

- Koop. üyeliğinden çıkarılma (ihraç kararı),

- Genel Kurul'un ihraç kararlarının iptali prosedürü (iptal davası),

- Ortaklık sıfatının kendiliğinden yitirilmesi.

3. OLAYIN ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatifçe 12.05.2006 tarihinde ihraç edildiğini ancak, müvekkiline ihtarname çekilmeden ihraç kararı verilmiş olduğunu ileri sürerek, ihraç kararının iptali ile 10.000-TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının üyelik şartlarını taşımaması nedeniyle ihraç kararının yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının üyelik şartlarını taşıdığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin önüne gelmiştir. Yapılan incelemede Kooperatifçe, ihraç kararına gerekçe olarak üyelik şartları arasında sayılan araç sahibi olmama nedeni gösterildiği, ancak davacının bu gerekçe ile ihracına karar verilebilmesi için, davacıya yeni bir araç temin etmesi hususunda bir ihtarname gönderilerek temerrüde düşürülmesi gerekli olduğu, davalı Koop.'un davacıya bu hususta ihtarname gönderdiğini iddia ettiği, davacının ise kendisine ihtarname tebliğ edilmediğini ileri sürdüğü tespit edilmiş ve üyelik şartını yerine getirmek üzere makul bir süre verilmesi amacıyla davacıya ihtarname gönderilip gönderilmediği hususunun açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz bulunmuş ve karar bozulmuştur.

Bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Direnme yoluyla Yargıtay Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taşıma kooperatiflerinde, üyelik şartlarını taşımayan üyelerin ihracına karar verilebilmesi için, ihtarla üyelik şartını yerine getirmek üzere makul bir süre verilmesine gerek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

4. MERCİLERİN ÇÖZÜMÜ

a) YEREL MAHKEMENİN KARARI

Mahkemece yapılan incelemede Koop. ana sözleşmesinin 10. maddesinde, kooperatife ortak olabilmek için; taşıyıcılığı bilfiil meslek edinmiş esnaf olmak, kooperatifin amacına uygun motorlu aracı bulunmak şartlarının düzenlendiği, 14. maddesinde ise; bu şartları taşımayanların ortaklıktan çıkarılacağının düzenlendiği, davacının taşımacılığı meslek haline getirdiğine ilişkin bir belge ibraz etmediği, ayrıca kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesinde, 10. maddedeki şartları kaybeden kooperatif üyelerine araç temin etmesi için ihtarname çekilmesi ve üyelerin bu konuda temerrüde düşürülmesi hususunun düzenlenmediği, kooperatifin kimseyi taşımacılık yapmaya zorlama gibi bir yükümlülüğü de bulunmadığı gerekçesiyle ihraç kararının yerinde olduğuna ve davanın reddine karar verilmiştir.

b) YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİNİN KARARI

Kooperatifçe, ihraç kararına gerekçe olarak üyelik şartları arasında sayılan araç sahibi olmama nedeni gösterildiği, ancak, davacının bu gerekçe ile ihracına karar verilebilmesi için, davacıya yeni bir araç temin etmesi hususunda bir ihtarname gönderilerek temerrüde düşürülmesi gerekli olduğu, bu hususta davalı kooperatif tarafından davacıya ihtarname gönderildiğinin savunulduğu, davacı vekilinin ise böyle bir ihtarnamenin müvekkiline gönderilmediğini ileri sürdüğü, bu durumda mahkemece bu iddia ve savunma üzerinde durularak, üyelik şartını yerine getirmek üzere makul bir süre verilmesi amacıyla davacıya ihtarname gönderilip gönderilmediği hususunun açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz bulunmuş ve karar bu gerekçelerle bozulmuştur.

c) HUKUK GENEL KURULU KARARI

Koop. ana sözleşmesinin ortaklık şartlarını belirten 10. maddesinde, kooperatife ortak olabilme şartları arasında araç sahibi olma şartının gösterildiği ve davalı kooperatif yönetim kurulu, davacının taşımacılık yapacak aracı bulunmadığı gerekçesiyle ihracına karar verildiği, oysa dosya içerisinde bulunan Denizli Emniyet Müdürlüğü'nün 02.01.2008 tarihli yazısında, davacı adına ihraç tarihi itibariyle 20 D 3973 plaka no' lu minibüs kaydı olduğunun bildirildiği tespit edilmiştir.

Diğer yandan Hukuk Genel Kurulu'na göre kooperatif ana sözleşmesinin ortaklık şartlarını belirten 10. maddesinde, kooperatife ortak olabilme şartları arasında araç sahibi olma şartı gösterilmiş ise de, aracın yitirilmesi, hemen üyenin ortaklık sıfatını yitirmesi sonucunu doğuracak bir neden olarak kabul edilemez. Ortağın yeniden araç sahibi olma veya ortaklığı devir etme ihtimali mümkün bulunduğundan, bu konuda ortağa makul bir süre içerisinde araç sahibi olması yönünden en az bir defa ihtar yapılması ve bu şartı yerine getirmediği takdirde ihraç edilmesi gerekir. Bu uygulamanın hayatın olağan akışına, iyi niyet kurallarına ve kooperatifin amacına uygun olacağı açıktır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin davacının ihracına karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda dilenilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

5. DEĞERLENDİRMEMİZ

UYUŞMAZLIK KONULARINA İLİŞKİN GENEL BİLGİ

a) Ortaklık sıfatının kazanılması.

Koop. Hukukunda ortaklık sıfatı aslen, giriş isteminin kabulü, payın devir alınmasını kabulü, ortaklığın taşınmaz mülkiyetine veya bir teşebbüsün işletilmesine bağlandığı durumlarda taşınmazın veya işletmenin devir alınması veya ana sözleşmede hüküm bulunması halinde mirasla kazanılır[1]. Giriş isteminde bulunulması halinde YK, ortaklar ile ortak olmak için müracaat edenlerin anasözleşmede gösterilen ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadıklarını araştırmak zorundadır. (Koop.K. m. 8).

b) Açık Kapı İlkesi.

Koop., bir ticari amaç izlemeyen, ortakların besinden içeceğine, konuttan dinlenmeye kadar çeşitli günlük yaşam ihtiyaçlarına mesleklerine ilişkin gereksinimlerini birleşerek sağladıkları tek başlarına olanın zayıflığını kooperatifleşmede buldukları bir kişi birliğidir. bu nedenle Koop.'ta en önemli ilke açık kapı ilkesidir. İlke, ortak sayısının belirli bir rakamla sınırlandırılamaması, girmenin objektif koşullara bağlanması ve bu koşulların çok zorlaştırılmaması anlamını taşır. Fakat ilke sınırsız değildir. Zira anasözleşmeler ortak olabilmek için aranılan şartları belirtebilir. Bu durum açık kapı ilkesine aykırılık teşkil etmez[2].

Somut olayda Koop. ana sözleşmesinin 10. maddesinde ortaklık şartlarını belirten 10. maddesinde, kooperatife ortak olabilme şartları arasında araç sahibi olma şartı gösterilmiştir. Bu şart Koop.'a üye olmak isteyecek herkese uygulanacağı için açık kapı ilkesine aykırılık teşkil etmez.

c) Koop. üyeliğinden çıkarılma (ihraç kararı).

Şirketler Hukukunda çıkarılma kavramı bir ortağın haklarının kendi isteği ve iradesi dışında -başka bir ifadeyle zorla- elinden alınmasını ve dolayısıyla şirketle olan bağının ortadan kalmasını ifade eder[3].

KoopK. m. 16' da açıkça belirtildiği üzere "Koop. ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Dolayısıyla anasözleşmede açıkça gösterilmeyen, genel ifadeler kullanılarak sebeplerde sınırsızlık ve belirsizlik yaratılarak ortak ihraç edilemez[4].

d) Ortaklık sıfatının kendiliğinden yitirilmesi.

Ortaklık sıfatının kendiliğinden yitirilmesi KoopK.' da açıkça sayılan hallerde veya anasözleşmede açıkça ortaklık sıfatının kaybedileceği durumların düzenlenmiş olması halinde mümkündür. KoopK. m. 27' de sermayeye katılma borcunu veya diğer ödemelerini yerine getirmeyen ortağın ortaklık sıfatının kendiliğinden düşeceği ifade edilmiştir. Her ne kadar KoopK.' da parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortağın ortaklık sıfatının kendiliğinden düşeceği düzenlenmiş ise de bu hususta Yargıtay mutlaka çıkarma kararına gerek duymaktadır[5].

KoopK. m. 16' da açıkça belirtildiği üzere "Koop. ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Dolayısıyla anasözleşmede açıkça gösterilmeyen, genel ifadeler kullanılarak sebeplerde sınırsızlık ve belirsizlik yaratılarak ortak ihraç edilemez[6].

SONUÇ

Somut olayda Koop. ana sözleşmesinin ortaklık şartlarını belirten 10. maddesinde, kooperatife ortak olabilme şartları arasında araç sahibi olma şartı gösterilmiştir. Davalı Koop. YK., davacının taşımacılık yapacak aracı bulunmadığı gerekçesiyle Koop. üyeliğinden ihracına karar vermiştir.

Yerel Mahkemece yapılan incelemede dosya içerisinde bulunan Denizli Emniyet Müdürlüğü'nün 02.01.2008 tarihli yazısında, davacı adına ihraç tarihi itibariyle 20 D 3973 plaka no' lu minibüs kaydı olduğunun bildirildiği tespit edilmiştir. Kaldı ki böyle bir tespit bulunmasa dahi kanunda ve anasözleşmede açıkça düzenlenmeyen herhangi bir sebepten dolayı ortağın Koop. üyeliğinden ihracına karar verilmesi hem kanuna hem de iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil eder. Yerel Mahkeme davacı adına kayıtlı motorlu aracı görmezden gelerek ihraç kararının iptali istemini reddetmiştir. Aracın yitirilmesi, hemen üyenin ortaklık sıfatını yitirmesi sonucunu doğuracak bir neden olarak kabul edilemez çünkü anasözleşmede ve KoopK.' da bu sebeple ortaklık sıfatının yitirilmesi düzenlenmemiştir.

Hukuk Genel Kurulunun gerekçesinde de belirtildiği üzere ortağın yeniden araç sahibi olma veya ortaklığı devir etme ihtimali mümkün bulunduğundan, bu konuda ortağa makul bir süre içerisinde araç sahibi olması yönünden en az bir defa ihtar yapılması ve bu şartı yerine getirmediği takdirde ihraç edilmesi gerekir. Bu uygulamanın hayatın olağan akışına, iyi niyet kurallarına ve kooperatifin amacına uygun olacağı açıktır.

Kaldı ki somut uyuşmazlıkta davalı Koop., davacıya yeni bir araç temin etmesi hususunda bir ihtarname göndererek kendisini temerrüde düşürdüğünü iddia ettiği; davacının ise kendisine ihtarname tebliğ edilmediğini ileri sürdüğü tespit edilmiştir. Bu nedende öncelikle davacıya ihtarname gönderilip gönderilmediği hususunun açıklığa kavuşturulması gerekirken yerel mahkemece bu durum araştırılmaksızın davanın reddine karar verilmiş olması yerinde değildir. Bu nedenle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, yerel mahkemece önceki kararda dilenilmesi usul ve yasaya aykırıdır

-------------------------------------------------

[1] Tekinalp (Poroy/Çamoğlu) Ortaklıklar, s. 995.

[2] Tekinalp (Poroy/Çamoğlu) Ortaklıklar, s. 992.

[3]Aytekin Çelik, Anonim Şirketlerde Ortaklıktan Çıkarılma, 3. Baskı, Seçkin Yay., Ankara 2013, s. 70; Engin Erdil, Limited Şirketlerde Ortaklıktan Çıkarılma, 1. Baskı, Vedat Yay., İstanbul 204, s. 29.

[4] Tekinalp (Poroy/Çamoğlu) Ortaklıklar, s.1005.

[5] Y.11.HD. 23.03.1978, E.1978/923, K. 1979/1454.

[6] Tekinalp (Poroy/Çamoğlu) Ortaklıklar, s.1005.