AÇIKLAMALAR:

4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanun’un uygulanacağı belirtilmiştir.

4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca, 507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanunu’nun 2. maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde bu Kanun hükümleri uygulanmaz.

507 sayılı Kanun, 21.06.2005 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5362 Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 76. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve maddenin 2. cümlesi ile diğer Yasalar’ın 507 sayılı Kanun’a yaptıkları atıfların 5362 sayılı Kanun’a yapılmış sayılacağı da açıklanmıştır. Bu durumda 4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinde 507 sayılı Kanun’a yapılan atıf, 5362 sayılı Kanun’a yapılmış sayılmalıdır. Bahsi geçen yeni kanuni düzenlemede; esnaf ve sanatkâr tanımı değiştirilmiştir.

5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3. maddesine göre esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’nca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak belirtilmiştir.

Esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalan işyerinde üç kişinin çalışması halinde, 4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (ı) bendi uyarınca, bu işyeri İş Kanunu’nun kapsamının dışında kalmaktadır.

Madde’de üç işçi yerine “üç kişi”den söz edilmiştir. Bu ifade; işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve sanat erbabını da kapsamaktadır. İş’inde bedeni gücü ile çalışmakta olan Esnaf dahil olmak üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyeri 4857 sayılı Kanun’a tabi olacaktır.

EMSAL KARARLAR:

Dosya kapsamından; davalı işyerinin “Talaş İmalathanesi” olduğu anlaşılmaktadır. Taraf tanıkları, davalının kendi işyerinde fiilen çalışıp çalışmadığı ve işyerinde toplamda kaç kişinin çalıştığı hususlarında çelişkili beyanda bulunmuşlardır. Mahkeme’ce; taraf tanıklarının yeniden celbi ile davalının işyerinde fiilen çalışıp çalışmadığı ve işyerinde toplamda kaç kişinin çalıştığı hususlarında ayrıntılı beyanları alınmalı, ayrıca davalının esnaf kaydının olup olmadığı, basit usulde mi vergilendirildiği, işletme hesabı esasına göre mi defter tuttuğu, vergiden muaf olup olmadığı araştırılmalı ve görev hususu bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2016/29758 E., 2020/14665 K., 04.11.2020 T.)

/*/

Yapılacak değerlendirmeye göre; taraflar arasında iş sözleşmesi bulunduğu sonucuna varılması hâlinde davalının esnaf odası kaydı ve vergi kayıtları getirtilip dosyaya dahil edilmelidir. Davalıya ait Taksi’de davacının ve ...’nın Şoför olarak çalıştığı, fiilen çalışan başka şoförler olup olmadığı, davalının takside çalışıp çalışmadığı ve taksimetre kayıtları ve vergi kayıtlarına göre esnaf-tacir parasal sınırlar gözetilerek ticari işletme veya esnaf işletmesi niteliğinde olup olmadığı, Taksicilik işinin esnaflığa müsait işlerden olduğu dikkate alınarak, esnaf kapsamında olup olmadığı değerlendirilerek, görev hususunda bir karar verilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2016/27852 E., 2020/11930 K., 14.10.2020 T.)

/*/

Somut olayda; davalı vekilinin … tarihli celsedeki açık beyanına göre Minibüs sahibi davalının bizzat çalışmadığı, Minibüs’te 3 Şoför çalıştırdığı anlaşılmakla ve kaldı ki daha sonra beyan edildiği gibi çalışan sayısı 2 olsa dahi davalı bizzat çalışmadığı için sadece bu nedenle dahi esnaf kabul edilemeyeceği, davalının İş Kanunu’na tabi işveren olduğu gözetilerek yargılamaya devamla davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken Görevsizlik Kararı verilmesi hatalıdır. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2016/16215 E., 2020/4814 K., 03.06.2020 T.)

/*/

Dosya kapsamından; davalı işyerinin “Balıkçı” olduğu anlaşılmaktadır. Taraf tanıkları, davalının kendi işyerinde fiilen çalışıp çalışmadığı ve işyerinde toplamda kaç kişinin çalıştığı hususlarında herhangi bir beyanda bulunmamışlardır. Dosyada bulunan iş yeri kayıtlarında da davalı iş yerinde 2 kişinin çalıştığının dava dışı kuruma bildirildiği anlaşılmıştır. Mahkeme’ce; taraf tanıklarının yeniden celbi ile davalının işyerinde fiilen çalışıp çalışmadığı ve işyerinde toplamda kaç kişinin çalıştığı hususlarında ayrıntılı beyanları alınmalı, ayrıca davalının esnaf kaydının olup olmadığı, basit usulde mi vergilendirildiği, işletme hesabı esasına göre mi defter tuttuğu, vergiden muaf olup olmadığı araştırılmalı ve görev hususu bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2017/14256 E., 2020/2874 K., 24.02.2020 T.)

/*/

Mahkeme’ce yapılacak iş; fesih tarihi itibariyle “Kırtasiye ve Tuhafiye” işi yapan davalı işveren nezdinde çalışan işçi sayısı, işverenin işyerinde kendi bedeni gücü ile bizzat çalışıp çalışmadığı ve esnaf statüsünde olup olmadığı, yasal düzenlemeler ve ilkeler doğrultusunda araştırılarak, Kamu Düzeni’ni ilgilendiren ve re’sen inceleme kapsamında kalan görev hususu belirlenmek suretiyle sonuca gitmektir. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2016/11884 E., 2020/827 K., 21.01.2020 T.)

/*/

Somut uyuşmazlıkta; Mahkeme’ce talep edilen alacaklar yönünden işin esasına girilerek kabul kararı verilmişse de öncelikle yasal düzenlemeler ve ilkeler çerçevesinde fesih tarihi itibariyle davalı işveren nezdinde çalışan isçi sayısı, işverenin işyerinde kendi bedeni gücü ile bizzat çalışıp çalışmadığı, işyerinin niteliği ve buna bağlı olarak görev yönünden araştırma yapılması gerekmektedir. Zira dosya içerisinde fesih tarihine en yakın Aralık 2013 yılına ait ücret bordrosunda davalı işyerinde 2 kişinin çalıştığı anlışılmaktadır. İşveren gerçek kişi olup çalışan sayısı ve işyerinin niteliği Mahkeme’ce saptanmamış, işverenin esnaf olup olmadığı ve buna bağlı olarak görevli olup olmadığı belirlenmeden karar verilmiştir. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2016/9243 E., 2019/20743 K., 25.11.2019 T.)

/*/

Somut uyuşmazlıkta; davacının davalıya ait “Ekmek Fırını”nda çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkeme’ce araştırma yapılarak işyerinde işverenin çalışıp çalışmadığı da belirlenmek suretiyle davalının esnaf kabul edilip edilemeyeceği tespit edilmeli sonucuna göre davanın İş Mahkemesi sıfatıyla görülüp görülemeyeceği konusunda bir karar verilmelidir. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 2016/21410 E., 2019/19943 K., 24.10.2019 T.)

/*/

Somut uyuşmazlıkta; davalı vekilince, müvekkiline ait işyerinin esnaf işyeri olduğu savunularak görev itirazında bulunulmuştur. Dosya kapsamından; davacının, davalıya ait “Börek Salonu”nda çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkeme’ce yapılacak iş; davalı işveren nezdinde çalışan işçi sayısı, işverenin işyerinde kendi bedeni gücü ile bizzat çalışıp çalışmadığı ve esnaf statüsünde olup olmadığı, yasal düzenlemeler ve ilkeler doğrultusunda araştırılarak, kamu düzenini ilgilendiren ve re’sen inceleme kapsamında kalan görev hususu halledilmek suretiyle sonuca gidilmesidir. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2016/28904 E., 2019/11621 K., 21.05.2019 T.)

/*/

Somut uyuşmazlıkta; davacının çalıştığı yerin “Kuru Temizleme” işinin yapıldığı bir işyeri oluşu karşısında davalı işverenin işyerinde kendi bedeni gücü ile çalışıp çalışmadığı ve esnaf statüsünde olup olmadığı, yasal düzenlemeler doğrultusunda araştırılarak öncelikle görev hususu halledildikten sonra sonuca gidilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2015/34004 E., 2019/5425 K., 15.03.2019 T.)