“50 binde 1 görülen Treacher Collins Sendromu ile doğdum. Bu sendrom anneden ya da babadan kalıtımsal olarak geçerek, çocuğun özellikle yüzünde bazı deformasyonlara neden oluyor. Mesela çenenin küçük olması, göz kapaklarının düşük olması, kulaklarının kepçe kulak olmaması, elmacık kemiklerinin olmaması gibi. Fiziksel  görünüm, özgüveni engelliyor. Toplumdaki güzellik algısı nedeniyle, farklı göründüğümüz için farklı muameleyle karşılaşıyoruz.

TIP HUKUKU EĞİTİMİ ALDIM

5 yaşındayken karşılaştığım bir savcıdan etkilenmiş, “Bu kim” diye sormuşum, “Basın savcısı” demişler. Savcı diyememişim de, “Ben de o kadın gibi savaşçı olacağım” demişim. Gerçekten hukuk okudum, doktorlar ve hastanelerde yaşadıklarım nedeniyle tıp hukukuna yöneldim. Çünkü 7 operasyon geçirdim, çocukluğum hastanelerde geçti. Bir süre sonra tabii ki beyin travması da ekleniyor.

TEK SORUN TOPLUMUN BAKIŞI

“Bu sendromu olanların yaşadığı tek sorun, sadece toplumla oluyor. Ben iş hayatımda, mahkemelerde hiçbir sorun yaşamadım, farklı görünüşümle ilgili. Düşünüyorum, okul çağlarımda yaşadığım bir problem var mı, diye. Aslında iki yıl önce yaşadığım bir olay, onların hepsini götürür. 7 yaşından 13 yaşına kadar 7 kere operasyon geçirdim ben. İki yıl önce de vefa borcu için, teşekkür etmek için doktorumu ziyaret ettim. Çok kötü geçti görüşme. Bana, bu yüzle avukatlık yapamayacağımı söyledi. İnsanlar yolda durup sana bakıyorlar! Bundan yorulmadın mı? Gel bir estetik operasyon yapalım, dedi. Bu olay, okul çağında yaşadığım tüm olumsuzlukları götürür. Bundan daha kötüsü yok. Doktor olmuş bir insanın, eğitimli bir insanın, böyle yüz anomalisi olan bir bireyle böyle konuşması kabul edilemez."

BENİM GİBİ BİR ÇOCUK KOLAY DEĞİL

“Kendimi hep, annemi düşünerek motive ettim. Bir ailenin, bir çocuğuyum. Annem her zaman, özellikle kötü günlerde, güzel günler gelecek, bütün bunlar bitecek, güneşli günler gelecek, derdi. Yüzme kurslarına yazdırdı, sosyal hayata kattı, bir annenin verebileceğinin iki-üç katını verdi. Biz İzmirli’yiz. Cesur ve mert kadınlarız. Annem bana evde çok iyi bir eğitim verdi. Ona teşekkür ederim. Her zaman maddi, manevi destek olan babama da teşekkür etmek isterim. Çünkü benim gibi bir çocuğa sahip olmak kolay bir şey değil. Bir ebeveyn, özel gereksinimleri olan, her zaman özel problemi olan bir çocuk kolay değil. Bunu bilerek büyüdüm ben. Anne ve babamın desteğini hep hissettim. Beni yurt dışına gönderdiler, iyi eğitim almamı sağladılar. İleride benim de tek görevim, yaşlandıklarında demek istemiyorum, onlar için en iyisini yapmak."

BENİM DÜNYAYA GELMEMDEKİ AMAÇ

“Ben yaşadıklarım sonucu, krizi fırsata çevirdim. Eğitimimi ceza ve tıp hukukunda geliştirdim. Ama tabii ki farklı görünen bireyler, engelli çocuklar, ayrımcılığa uğrayanlar da benim alanımda. Toplumda değişmesini istediğim çok şey var. Benim bu dünyaya, bu anomaliyle gelmemdeki amaç, bu değişimi yaratmak, bu algıyı yıkmak. Bu sendrom bana bir çok şeyi önceden öğretti, insanlara ön yargıyla bakmamayı, farklılığı yargılamamayı öğretti. Bu güzel insanımın güzel insanı bunları da aşacak. Farklı olana meraklı ve acıyan bakışlarla bakmamayı öğrenecektir. Yüzümle Mutluyum Derneği’nin sloganıyla sözlerimi bitireyim: Bakış açını değiştir, değişimi gör!”