Alabora, "Darbeyi yargılamaktan geçiyorum, onunla hesaplaşamıyoruz bile. Belki de artık dünyada yapıldığı gibi hakikat komisyonlarıyla bizim bir şekilde kendi faşizmimizle yüzleşmemiz gerekiyor. Çünkü sadece adalet yarasından değil, toplumsal bir travmadan bahsediyoruz. 12 Eylül'ü atlatamazsak, herkes yaptığını-yapmadığını, gördüğünü-göremediğini, yaşadığını, hissettiğini söyleyemezse kapanmayacak bu yara." diyor.

Alabora, 12 Eylül darbesini konu edinen 'Eve Dönüş' filmiyle de dikkatleri üzerine toplamıştı. Film, içerdiği çarpıcı işkence sahneleriyle de uzun süre konuşulmuştu. Suçsuz yere işkence gören bir işçiyi canlandıran Alabora, film sayesinde o dönem yaşananlarla empati kurma imkanı bulduğunu söylüyor. Set ortamı olduğunu bilmesine rağmen gözlerinin bağlandığı sahnelerde gergin ve sinir bozucu anlar yaşadığını dile getiriyor. Ancak asla işkence görmüş biri gibi hissetmesinin mümkün olmayacağını vurguluyor.

Sevilen sanatçı, son yıllarda fikirlerinde ciddi değişmeler olduğunu belirtiyor. Darbelerin kötü bir şey olduğunun bilincinde olduğunu ancak toplum üzerindeki etkisinin zannettiğinin en az elli hatta yüz kat fazla olduğunu son yıllarda daha iyi anladığına dikkat çekiyor: "Toplum mühendisliği konusunda ne kadar büyük ve baskıcı bir proje olduğunu gün geçtikçe daha iyi anlıyorum. Bugün bunu anlama nedenim gündemdeki olaylar değil. İdrak sürecim, topladığım hikâyeler ve kendi farkındalığımla oluşan bir şey bu." Ünlü oyuncuya göre darbelerin psikolojik, sosyolojik, ekonomik etkilerinin yanı sıra sanata da olumsuz yansımaları var. Bu tespitini şöyle açıklıyor: "Siz bir ülkenin bu kadar ayarıyla oynayıp zırt pırt darbe yaparsanız ortada ne kültür ne sanat ne yaratıcılık ne zihniyet ne de akıl-fikir kalır."

Ünlü oyuncu, 70 Milyon Adım Koalisyonu bünyesinde sağ ve sol cenahtan pek çok farklı görüşteki insanın darbelere karşı ortak söylem içerisinde yer almasını da birlikte eylem yapma kültürünün oluşması şeklinde yorumluyor. Sözlerine şöyle devam ediyor: "Söylediğinizle birlikte onu nasıl söylediğiniz de önemli bir kültür sonuçta. 1999'da Seattle'da globalist kapitalist küreselleşme karşıtı hareketin öncülüğünde oluşan bu kültür, Türkiye'de ilk kez 1 Aralık 2002'de Savaş Karşıtı Eylem'le hayat buldu."

'Muhabir' oyununda kişisel hikayesini anlatıyor

Oyunculuk hayatına Garajistanbul'da devam eden Alabora, bu sezon Histanbul adlı oyunda Sibel Tüzün'le birlikte tiyatro severlerle buluşuyor. Günümüz İstanbul'unun yeni yedi tepesini Kemal Gökhan Gürses'in çizgi karakterleri eşliğinde dolaşmaya çıkaran Histanbul'un yanı sıra Muhabir adlı oyunuyla da gerek yurtiçi gerekse yurtdışı turnelere çıkmaya devam ediyor. Bugüne kadar 56 yerde sahnelenen oyunda sanatçının kişisel hikâyesi işleniyor. Zaman