Doğuştan Serebral Palsi (Beyin felci) hastası Ertan Doğan, güçlükle konuşabiliyor, vücudunu kontrol edemiyor, yürüyemiyor. Sadece iki parmağını kıpırdatabiliyor. Edebiyat öğretmeni Memnune Hanım ile işçi Erdoğan Doğan'ın biricik evladı, ilkokula Bursa'da sağlıklı arkadaşlarıyla birlikte başladı. Sokaklar ve binalar engelli dostu değil, daha fenası toplumdaki birçok zihin engelli…

ÖĞRETMENİ HAKARET ETTİ

Birinci sınıf öğretmeninin onu hor görerek sınıfta bırakmak istemesine karşın inatla mücadele ederken hayatının ilk şokunu yaşadı. Öğretmeni (!) ona “geri zekalı” dedi. Büyük heyecanla başladığı ilkokulu birinci yılında bıraktı. İkna edildi ve döndü ilkokuluna. Ama sonra, sonu gelmez zorluklar nedeniyle ortaokul hayatı da aksayacak, öğretmen annesinin özel eğitimiyle yoluna devam edecek, vazgeçmeyecekti.

DİKİLİ'DE DEĞİŞEN HAYAT

Emekçi baba devletten emekli olduktan sonra ailece Ege'nin şirin ilçesi Dikili'ye yerleştiler. Yıl 1996'ydı. Erdoğan Doğan'ın ilçede çok sayıda engelli bulunduğunu fark etmesi uzun sürmedi. Gördü ki, engelliler evlerine kapanmış, toplumda farkındalık oluşmamış. Sadece kendi evladına değil, tüm engelli çocuklar ve ailelere nefes olmak için kolları sıvadı. Engelliler Derneği'ni kurdu. Dernekteki arkadaşları ve muhtarlarla beraber mahalle mahalle, köy köy dolaştı tüm engelli evlerini. Hepsinin sosyal haklardan yararlanmasını sağladı, evde bakım maaşları bağlattı.

Ertan'ın tutkularından biri de kitaplar.

CEP TELEFONU DEVRİMİ

Dönemin belediye başkanı “Komünist Osman” (Özgüven) tam destek verdi, ‘Engelli Kafe' açıldı. Burada okuma yazma, el sanatları, tiyatro ve dans kursları verildi. Meşhur Dikili Festivalleri'nde sahne aldılar. Sabahattin Ali'nin “Sırça Köşk” oyunundaki performansları şahaneydi, neşeli dansları görülmeye değerdi.

Steve Jobs'un icat ettiği dokunmatik cep telefonu imdadına yetişerek, onun bireysel yaşamında da devrime yol açtı. İnterneti, sosyal medyayı etkin kullanmaya başladı Ertan. İlk romanını iki parmağıyla 10 yılda yazabildi. Kitabın adı da çok anlamlı oldu: “Ben de Varım.” 2009 yılında ikinci romanı çıktı: “Ölüme Çalım.”

35 yaşında İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümünü kazandı. Gün geldi, konuşmasının güçlüğüne karşın üç saat boyunca hiç susmaksızın konferans verdi. Güzel kalpli adamdan sizler için iki çift söz istedim, şöyle yazdı:

“Çok büyük hayallerim var. Tek başımıza da olsak, hedeflerimin peşinden koşacağız.”

Haber: Gökmen Ulu / Sözcü