YASAMA DOKUNULMAZLIĞININ AMACI,  

YASAMA DOKUNULMAZLIĞININ HUKUKİ NİTELİĞİ, 

YASAMA DOKUNULMAZLIĞININ KAPSAMI VE KONUSU

A-) GİRİŞ

Yıllardır tartışma konusu olan yasama dokunulmazlığı kurumu gerek anayasal bakımından gerekse de cezai ve hukuki bakımından ele alınması gereken kurumlardan biridir. Aynı şekilde anayasa da düzenlenen ve anayasada öngörülen eşitlik ilkesinin bir istisnası niteliğinde olan ve mecliste bulunanlara güven sağlayan önemli kurumlardan biridir. Yasama dokunulmazlığı anayasa kurumu olduğu gibi ceza hukukunu da ilgilendiren ve ceza hukukuna yansımaları da bulunan bir kurumdur.

Aşağıda detaylı bir şekilde anlatılmakla beraber özetle, yasama dokunulmazlığı, kimilerine göre de nispi dokunulmazlık, parlamento üyeleri hakkında, suç işlediklerinden bahisle, parlamentonun izni olmadan gözaltına alınmama ve tutuklanmamasıdır. Başka bir ifadeyle, meclis üyelerinin yasama görevleriyle ilgisi olmayan bazı eylemlerden dolayı meclisin izni olmadan kovuşturulmaması demektir. Milletvekilinin, özellikle yürütme organınca tahrik edilebilecek keyfi ceza kovuşturmalarıyla, geçici de olsa yasama faaliyetlerinden alıkonması önlenmiştir.[1]
 
Yasama dokunulmazlığı, 1982 Anayasasının 83. Maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre;  Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisce başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.
Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez.

Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasî parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz, şeklinde düzenlenmiştir.
 
Anayasanın 83/1. Maddesinde yasama sorumsuzluğu ya da yasama bağışıklığı kurumu düzenlenmiştir. Ancak konumuz açısında yasama sorumsuzluğu kurumuna değinmeyeceğiz. Söz konusu konumuzla ilgili olan ikinci ve üçüncü fıkralar ise yasama dokunulmazlığı kurumunu düzenlemiştir.
oluşturulmasında başlıca iki sistem bulunmaktadır.
 
B-) YASAMA DOKUNULMAZLIĞININ AMACI

Yasama dokunulmazlığının amacı, parlamento üyelerini iktidar tarafından tahrik edilebilecek keyfi, zamansız ve esasız ceza kovuşturmalarıyla, geçici bir süre için de olsa yasama çalışmalarından alıkonulmasını önlemektir.[2]

Yasama dokunulmazlığının amacı, milletvekillerini keyfi veya asılsız ceza kovuşturmalarından ve tutuklamalardan korumaktır. Yani, hem ceza kovuşturmasına hem de verilmiş ceza hükmüne karşı korur. Buradan, dokunulmazlığın gayesinin milletvekillerine cezasızlık sağlamak olduğu çıkarılmamalıdır. Bilakis bu sayede, milletvekillerinin yürütme organı tarafından tahrik edilebilecek keyfi, zamansız ve esassız suç isnadı altında bırakılarak, ceza kovuşturmalarıyla geçici bir süre için de olsa yasama çalışmalarından alıkonulması önlenmiş olacaktır. Yukarıda da kısaca belirttiğimiz gibi, milletin temsilcilerine görevlerini yapabilmeleri için tam bir güven ve özgürlük sağlamak amacını güden bu kurum sayesinde, hükümetin, iktidar gücünü kullanarak yasama meclisinde çoğunluğu elde etmek için azınlıkta kalan milletvekillerini meclisten uzaklaştırmasına veya suç isnat ederek tutuklama ve cezalandırma tehdidiyle manevi bir baskı yaparak onların oylarına tesir etmesi engellenmiş olunur. Böylece dokunulmazlığın temel işlevlerinden birisi muhalefeti korumak işlevi de yerine getirilmiş olur. Örneğin, hükümet aleyhine yapılan kritik bir güvensizlik oylamasında, birkaç muhalefet partisi üyesinin tutulma ve tutuklanma nedeniyle parlamentoya gelip oy kullanması engellenirse, normalde düşmesi gereken hükümet görevde kalabilir ki, bu da demokrasiyle bağdaşmaz.[3]

Anayasa Mahkemesi 1994/21 E, 1994/40 Karar nolu kararına göre;  yasama dokunulmazlığının amacı “Yasama dokunulmazlığı bir amaç olmayıp, milletvekillerinin halkın iradesini, Meclise tam olarak yansıtarak, milli iradenin eksiksiz gerçekleşmesini sağlamalarının aracıdır… Kuşkusuz Anayasa Koyucunun yasama dokunulmazlığına 83 üncü maddede yer vermekle güttüğü erek, yasama görevini yürütenlerin bu görevi her türlü kaygı ve baskıdan uzak olarak güvenceli bir biçimde ve gereği gibi yapmalarını sağlamaktır. Diğer bir deyişle, yasama dokunulmazlığının amacı, milletvekillerinin, keyfi bir ceza kovuşturmasıyla, geçici bir süre için de olsa görevlerini yapmaktan alıkonulmalarını önlemektir.

Yasama dokunulmazlığın amacı, milletvekilleri, bakanları daha doğru bir ifadeye yasama dokunulmazlığına sahip kişileri diğer insanlardan üstün tutan veya insanlar sınıfı yaratmak değildir. Yasama dokunulmazlığının amacı milletvekillerinin görevlerini yapmalarını sağlamak, iktidar partisinin veya başkaca güçlerin baskılarından, yıldırma politikalarından korumak, bir suç iddiası varsa da görevlerinde geçici olarak uzaklaştırmamalarını sağlamaktır. Dokunulmazlık, yalnızca cezalandırmayı ertelemeyi ifade eder.[4]

Milletvekillerine tanınmış olan bu ayrıcalıklar, kendilerine kişisel olarak bir menfaat sağlanmasından ziyade, onların kendilerinin seçenlerin hak ve menfaatlerini her türlü korkudan uzak olarak korumaları gayesiyle tanınmıştır. Yoksa, dokunulmazlık, milletvekiline suç işleme ayrıcalığı tanımak değildir.[5] Amaç, milletvekilinin ceza hukuku karşısında sorumsuzluğunu ortaya çıkartacak bir alan oluşturmak değildir. Bu ayrıcalığında özünde kamu düzeni ve kamu yararı anlayışı bulunmaktadır. Görüldüğü gibi parlamenterlere yasama görevlerini gereği gibi yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla bu şekilde diğer vatandaşlardan farklı bir statüye bağlı tutmanın amacı, kuşkusuz onları ayrıcalıklı ve hukukun üstünde bir grup durumuna getirmek olarak anlaşılmamalıdır. Yasama dokunulmazlığı kurumunun doğuşu ve gelişimi gösteriyor ki, bu kurumun asıl amacı, iktidar gücünü elinde tutan yürütmeye karşı muhalefeti korumak ve ona güvence sağlamaktır. Dolayısıyla bu kurum temsilcilerin kişisel yararı için değil, sırf kamu yararı düşüncesiyle ortaya çıkmıştır.[6]

Görüldüğü gibi yasama dokunulmazlığının amacı özetle, halk tarafından seçilmiş ve yasama görevini yerine getiren milletvekillerine tanınmış bir koruma mekanizması ve bir güvencedir.

C-) HUKUKİ NİTELİĞİ

Yasama dokunulmazlığı fiilin cezalandırılmasını ortadan kaldı­ran bir sebep olmayıp, sadece yasama dokunulmazlığı süresince ve Anayasanın 83/2. maddesinde sayılan tutulma, tutuklanma, sorguya çekilme, yargılanma fiillerine karşı milletvekillerini ceza muhakemesi hukuku bakımından korumaktadır. Yasama dokunulmazlığı millet­vekillerine nispi bir dokunulmazlık sağlamaktadır. Yasama dokunul­mazlığı suçu veya suçun unsuru cezayı kaldırmadığı için geçici bir ko­ruma sağlar. Bu farklı niteliklerinden dolayı yasama dokunulmazlığı, ceza muhakemesi hukuku ve infaz hukuku kurumudur.[7]

Yasama dokunulmazlığı “nispî” nitelikte bir bağışıklıktır. Yasama dokunulmazlığının nispî olması şu anlamlara gelmektedir:

a-) Kara Avrupası hukuk sisteminde, yasama dokunulmazlığı parlâmento üyesini sadece ceza kovuşturmasına karşı korur. Hukuk davalarına karşı korumaz. Parlâmento üyesi hakkında ceza davası açılamasa da, suçtan zarar gören kişi hukuk davası açıp, tazminat isteyebilir. Keza parlâmento üyesi hakkında cebrî icra yoluna da gidilebilir.

b-) Yasama sorumsuzluğundan farklı olarak, yasama dokunulmazlığının istisnaları vardır: Genellikle suçüstü hâli yasama dokunulmazlığının kapsamı dışında kalır.

c-) Yasama dokunulmazlığı  kaldırılabilir. Buna yine parlâmento üyesinin ait olduğu meclis karar verir.

d-) Yasama dokunulmazlığı sürekli değildir; geçicidir. Yani yasama dokunulmazlığı parlâmento üyeliği sıfatının devamı boyunca sürer. Parlâmento üyeliği sıfatı sona erince, parlâmento üyesi hakkında ceza kovuşturması yapılabilir. Daha önce verilmiş ceza hükmü çektirilir. Milletvekilleri, meclis tatilde iken de milletvekilliği süresince kesintisiz olarak yasama dokunulmazlığından yararlanırlar.

e-) Yasama dokunulmazlığı kamu düzenine ilişkindir. Yasama dokunulmazlığı, milletvekiline bir kişisel ayrıcalık olarak verilmemiştir. Onun görevini gereği gibi yapabilmesi için verilmiştir. Bu nedenle, parlâmento üyesi bu dokunulmazlıktan kendi isteğiyle vazgeçemez.[8]

AİHM Atilla KART, Türkiye Davasında yasama dokunulmazlığı konusu hakkın mahiyetini şu şekilde ifade etmiştir. Milletvekili dokunulmazlığı yalnızca usuli bir düzenlemedir; milletvekillerini eylemlerinin sonuçlarına ilişkin yükümlülükten kurtarmaz. Başvuran hakkında açılan davalara da son vermez, yalnızca askıya alır. Cezai davalar milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle askıya alınıp da süreç duraksadığında, adaletin seyri, sanığın milletvekilliği sona erene ve yeniden yargılanmaya başlanana dek ertelenir.

D-) YASAMA DOKUNULMAZLIĞININ KAPSAMI VE KONUSU

Yasama dokunulmazlığı kurumunun kişiler bakımından kapsamına, 1982 Anayasasına göre, üç grup kişi girmektedir. Bunlar; milletvekili, TBMM üyesi olmayan bakanlar, Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı Konseyi üyeleridir. Bu sıfatlara sahip olmayan ama mecliste konuşma yapan  veya görev alan kişiler bu kapsamda değillerdir.

Dokunulmazlıktan amaç, yasama fonksiyonunun tam anlamıyla yerine getirilmesini sağlamak olduğuna göre, doğal olarak dokunulmazlıktan yararlanacak kişilerin başında bu fonksiyonu yerine getirmekle yükümlü milletvekillerinin olması gereklidir.[9] Söz konusu milletvekili dokunulmazlık kapsamında olmakla beraber, milletvekili ile birlikte suç işleyen diğer kişiler dokunulmazlık kapsamında değildir.

Anayasanın 100. Maddesine göre; Başbakan veya bakanlar hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruşturma açılması istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve gizli oyla karara bağlar. Ancak, Yüce Divanın Bayındırlık ve İskan eski Bakanı Yaşar Topçunun yargılandığı davada verdiği karara göre, bakanlar görevleriyle ilgili suçlarda aynı zamanda milletvekili olmasından ötürü 83. Madde de yararlanacağını belirtmektedir.

Anayasanın 109. Maddesinin üçünü fıkrasına göre; Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır; gerektiğinde Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca görevlerine son verilir. Aynı şekilde Anayasanın 112 maddesinin dördüncü fıkrasına göre de; Bakanlar Kurulu üyelerinden milletvekili olmayanlar; 81 inci maddede yazılı şekilde Millet Meclisi önünde andiçerler ve bakan sıfatını taşıdıkları sürece milletvekillerinin tabi oldukları kayıt ve şartlara uyarlar ve yasama dokunulmazlığına sahip bulunurlar. Bunlar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri gibi ödenek ve yolluk alırlar.

Görüldüğü gibi TBMM üyesi olmayan bakanlarda dokunulmazlık kapsamına alınmıştır. Meclis dışında atanan bakanların görev suçlarından dolayı soruşturulması ve kovuşturulması, Meclis soruşturmasına tabidir.[10]

1982 Anayasasının geçici 2. Maddesinin 3. fıkrasına göre; Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp göreve başladıktan sonra, Millî Güvenlik Konseyi, altı yıllık bir süre için Cumhurbaşkanlığı Konseyi haline dönüşür ve Millî Güvenlik Konseyi üyeleri, Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi sıfatını alırlar. Millî Güvenlik Konseyi üyesi olarak 18 Eylül 1980 tarihinde içtikleri and yürürlükte kalır. Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri, Anayasada Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin haiz bulundukları özlük hakları ile dokunulmazlığına sahip olurlar. Altı yıllık süre sonunda Cumhurbaşkanlığı Konseyinin hukukî varlığı sona erer, denilmek suretiyle MGK üyeleri de yasama dokunulmazlığı kapsamına alınmıştır. 1989 yılında görev süreleri sona erene kadar Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri yasama dokunulmazlığında yararlanmışlardır. Bu düzenlemenin amacı darbeyi yapan askerlerin kendini koruması fikri yatmaktadır.

Yasama dokunulmazlığı konusunda Cumhurbaşkanının dokunulmazlığa sahip olup olmadığı konusu tartışmalıdır. Cumhurbaşkanı kural olarak göreviyle ilgili işlemlerden sorumlu değildir. Ancak görev dışındaki suçlardan dolayı sorumlu olup olmadığı konusu karşımıza çıkmaktadır. Anayasanın 105. Maddesine göre; Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur.

Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz.
Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır.

1982 Anayasasında Cumhurbaşkanın kişisel suçlardan sorumlu olup olmadığı konusu açısından açık bir hüküm yoktur. Ancak doktrinde çoğunluk olarak kişisel suçlardan sorumlu olduğu belirtilmektedir.  Feyzioğlu’na göre; Cumhurbaşkanı kişisel suçlardan sorumlu ama dokunulmazlığı da sahiptir. Bu dokunulmazlık ise süreyle sınırlı ve nispidir.

Ergün Özbudun’ a göre;  Cumhurbaşkanının kişisel suçlarından dolayı sorumluluğu lâzım geldiğinde, “milletvekili dokunulmazlığı hükümlerinin uygulanması gerektiğini düşünmektedir. Zira yazara göre, “Anayasanın milletvekillerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi dışından atanan bakanlara... tanıdığı dokunulmazlık imtiyazını Cumhurbaşkanından esirgemek istemiş olduğunu düşünmek zordur.

Sulhi Dönmezer ve Sahir Erman da Cumhurbaşkanının bir vatandaş gibi doğrudan doğruya kovuşturulamayacağını düşünmektedirler. Yazarlar, Cumhurbaşkanının kişisel suçlarından dolayı kovuşturmaya başlanabilmesi için, vatana ihanet halinde kovuşturma bakımından uygulanacak usulün örnek alınmasının uygun olacağını düşünmektedirler. Yazarlara göre, “Cumhurbaşkanının özlük fiillerinden dolayı, genel usullere göre, kovuşturmaya hemen başlamak söz konusu olmamak gerekir; aksi takdirde, her isteyenin, Cumhurbaşkanı aleyhinde, mesela bir beyanından dolayı, şahsî dava açmak imkânına sahip olduğunu kabul etmek gerekir ki, uygun olmaz. Bu gibi hallerde teessüs edecek Anayasa teamülü muhtemel olarak, vatana ihanet halinde kovuşturma bakımından uygulanacak usule uygun olacaktır

Yasama dokunulmazlığının konusu, parlamento üyesinin işlediği suç teşkil ettiği iddia edilen fillerdir. Başka bir deyişle, yasama dokunulmazlığının kapsamına giren fiiller, kural olarak parlamento üyesinin görevi dışında işlediği cezai sorumluluğunu doğuracak fiillerdir.[11]

Yukarıda görüldüğü üzere, yasama dokunulmazlığı, Anayasa’nın 83. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında düzenlenmiştir. 83/2. maddede yer alan yasama dokunulmazlığı bir “muhakeme engeli”, 83/3. maddede yer alan yasama dokunulmazlığı ise bir “infaz engeli”dir. Dolayısıyla, muhakeme şartı ve infaz şartı yerine gelmediği, yani milletvekilliği sona ermediği veya dokunulmazlığı kaldırılmadığı sürece, milletvekili açısından muhakeme engeli ve infaz engeli söz konusudur.

Yasama dokunulmazlığının hukuki sonucu olarak cezai kovuşturma ve infazının ertelenmesidir. Bu kurumun hukuki mahiyeti gereği ceza hukuku ve infaz hukuku konusunda konuya bakmak gerekir. Aynı şekilde yasama dokunulmazlığı suçu, suçun niteliğini veya verilecek cezayı ortadan kaldırmamaktadır. Dokunulmazlık sadece geçici bir koruma sağlamaktadır. Yasama dokunulmazlığı bu yönleriyle ceza muhakemesi hukuku ve infaz hukuku kurumudur.
 

(Bu makale, sayın Av. Salih GÜLGELDİ tarafından www.hukukihaber.netsitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)



----------------------------------------
[1] Tanör, Bülent, Yüzbaşıoğlu, Necmi, 1982  Anayasasına Göre Türk Anayasa Hukuku, 8. Bası, İstanbul, 2006, s. 229.

[2] Gözler, Kemal, http://www.anayasa.gen.tr/dokunulmazlik.htm.

[3] Abdulhakimoğulları Erdal, Yasama Dokunulmazlığının Amacı Nedir?, http://www.ankarastrateji.org/yazar/doc-dr-erdal-abdulhakimogullari/yasama-dokunulmazliginin-amaci-nedir/., s. 3.

[4] Tanör, Bülent, Yüzbaşıoğlu, Necmi, a. g. e. s, 229.

[5] Balo Solmaz Yusuf, ‘’Yasama Dokunulmazlığı’’, TBB Dergisi, 100. Sayı, 2012. S. 17.

[6] Abdulhakimoğulları Erdal, Yasama Dokunulmazlığının Amacı Nedir?, http://www.ankarastrateji.org/yazar/doc-dr-erdal-abdulhakimogullari/yasama-dokunulmazliginin-amaci-nedir/., s. 2.

[7] Balo Solmaz Yusuf, a. g. e. s, 20.

[8] Gözler, Kemal, a. g. e. , s. 75.

[9] Aktaş Kadir, Yasama Dokunulmazlığının Kapsamı, TBB Dergisi, Sayı 84, 2009, s. 262.

[10] Aktaş Kadir, a. g. e. , s. 266.

[11] Gözler Kemal, a. g. e. s.. 2