Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan “İnsan Hakları Eylem Planı”, geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanı tarafından kamuoyuna duyurulmuş ve Eylem Planı’nda yeni ihtisas mahkemeleri belirleneceği ifade edilmiştir. Bu yazımızda Bilişim (İhtisas) Mahkemeleri’ne giden süreci, bu mahkemelerin yargı sistemimizdeki yerini ve önemini ele almaya çalışacağız.

Eylem Planı ile beraber; ihtisas mahkemelerine ve uzmanlaşmaya yönelik uygulamaların artırılması ile çevre, imar, enerji ve bilişim gibi alanlarda ihtisas mahkemeleri kurulması gündeme gelmiştir.

Buna karşın bilişim hukukundan doğan davaları karara bağlamak üzere uzmanlık mahkemesi niteliği taşıyan ve genel görevli mahkemelerden ayrı bir bilişim mahkemesi, Eylem Planı’ndan önce kanun koyucunun gündeminde olmamış, hukuk sistematiğinde ve literatürde de bilişim mahkemesi konusu daha önce ele alınmamıştır.

Türk Hukuk Sisteminde Bilişim Suçları

Teknolojinin her geçen gün ilerlemesiyle, aynı hızla  farklı suç türleri ortaya çıkarmaktadır. Bu kapsamda değişime ve gelişime en açık olan suçu ise bilişim suçları oluşturmaktadır. Ülkemizde de buna bağlı olarak bilişim suçlarına yönelik tek bir kanun yoktur.

Türk Ceza Kanunu’nda Bilişim Suçları

Bilişim suçlarına yönelik Türkiye’de ilk yasal metin 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’na 1991 yılında eklenen “…bilgileri otomatik işleme tabi tutan sistem…” ibaresidir. 5237 sayılı yeni TCK’da ise bilişim alanında suçlar hukuka aykırı olarak bilişim sistemine girme veya sistemde kalma suçu, bilişim sisteminin işleyişinin engellenmesi, bozulması, verilerin yok edilmesi veya değiştirilmesi suçu, bilişim sistemi aracılığıyla hukuka aykırı yarar sağlama suçu ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu olarak belirlenmiştir.

Ayrıca özel hayata ve hayatın gizli alanına karsı suçlar bölümündeki kişisel verilerin kaydedilmesi, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verilerin yok edilmemesi suçları da bilişim yoluyla işlenmektedir. TCK’da bilişim sistemleriyle işlenebilecek diğer suçlar ise; organ ticareti, cinsel taciz, tehdit, şantaj, haberleşmenin engellenmesi, hakaret, haberleşmenin gizliliğinin ihlal edilmesi, özel hayatın gizliliğini ihlal, hırsızlık, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını alenen özendirme veya bu nitelikte yayın yapma, suçu ve suçluyu övme, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, örgütün veya amacının propagandasını yapma eylemi, müstehcenlik, Cumhurbaşkanına hakaret, devletin egemenlik alametlerini aşağılama, Türklüğü, cumhuriyeti, devletin kurum ve organlarını aşağılama olarak sıralanmaktadır.

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda Bilişim Suçları

TCK’dan ayrı olarak siber suçların düzenlendiği diğer bir kanun olan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda siber suçlara konu olabilecek eylemler de düzenlenmiştir. Bu kanunda özellikle bilgisayar programlarına ilişkin telif hakkı suçları ve hukuka aykırı hareketler özel olarak düzenlenmiş, internet aracılığıyla telif haklarına aykırı fiiller de bu kapsama alınmıştır. Kanuna göre, bilgisayar programları ve web sayfaları dâhil olmak üzere her türlü fikir ve sanat eserlerini izinsiz olarak kullanan, çoğaltan, işleyen, bilgisayar programlarını koruyan aygıtları geçersiz kılan teknik araçları bulunduran, dağıtan ve bu tip eser ve programları izinsiz olarak yayınlayanlar siber suç olarak kabul edilmektedir.

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun Kapsamında Bilişim Suçları

Siber suçların internet ortamında artan oranda işlenmesi, internetle alakalı bazı özel kurumların oluşması ve belli bir düzenin geliştirilmesi amacıyla 2007 yılında 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun kabul edilmiştir.

Bu kanunla internet ortamında yapılan ve içeriği aşağıdaki suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan; intihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçlarıyla 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’da yer alan suçlar hakkında ilgili mercilerin kararıyla erişimin engellenmesine karar verilebileceği hüküm ve esaslar hüküm altına alınmıştır.

Türkiye’nin Taraf Olduğu Uluslararası Sözleşmelerde Bilişim Suçları

Türkiye’nin iç mevzuatının dışında, siber suçlarla mücadelede kabul ettiği önemli bir uluslar arası sözleşme olan ve Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan Siber Suçlar Sözleşmesi imzalanarak 02.05.2014 tarihinden itibaren bir kısım çekincelerle birlikte yürürlüğe konmuştur.

Bu sözleşme internet ve bilgisayar ağları aracılığıyla işlenen suçlara ilişkin ilk uluslararası sözleşmedir. Özellikle telif haklarının ihlali, bilgisayarla bağlantılı sahtecilik, çocuk pornografisi ve güvenlik ağlarının ihlali konuları üzerine odaklanmaktadır.

Başsavcılıklar Bünyesinde Kurulan “Bilişim Suçları Soruşturma Bürosu”

Önceleri belli başlı büyük şehirlerde daha sonraları da birçok ilde Başsavcılıklar bünyesinde Bilişim Suçları Soruşturma Bürosu kurulmuş, Bilişim Suçları Savcıları atanarak, bilişim sistemleri yoluyla işlenen suçlar, Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen ilgili suçlar, elektronik posta yoluyla doğrudan mağdura ulaşan bilişim sistemi kullanılarak gönderilen mesajlarla işlenen suçlar, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nda düzenlenen suçlar, Kredi Kartları Kanunu’nda düzenlenen suçlar ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 15 ve 16. maddelerinde düzenlenen suçlar, elektronik posta yoluyla doğrudan mağdura ulaşan, bilişim sistemi kullanılarak gönderilen mesajlarla işlenen suçlar ile benzer bilişim suçlarının soruşturulması özel olarak atanan bilişim suçları savcılarınca yürütülmeye başlanmıştır.

Emniyet Genel Müdürlüğü Bünyesinde Faaliyet Gösteren “Siber Suçlarla Mücadele Dairesi”

Emniyette Genel Müdürlüğü bünyesinde de Siber Suçlarla Mücadele Dairesi faaliyete geçirilerek bilişim sistemleri kullanılarak işlenen suçlarla zaman kaybetmeksizin etkin bir şekilde mücadele etmek, siber suçlar konusunda toplumda farkındalık oluşturmak, siber suçlarla mücadelede uluslararası işbirliklerini artırmak, siber suçlarla mücadelede alanında uzman soruşturmacı ve adli bilişim personelleri yetiştirmek amaçlanmıştır.

Siber Suçlarla Mücadele Dairesi faaliyet alanları içerisinde e-mail adresinin çalınması, kredi kartı bilgilerinin ele geçirilmesi, sahte evraklar düzenlemek, yetkisiz erişim ve dinleme, bilgisayar sabotajı, bilgisayar yoluyla dolandırıcılık, kanunla korunmuş bir yazılımın izinsiz kullanımı, her türlü telif hakkı bulunan yayın ve içeriklerin kopyalanması ve dağıtılması, yasadışı pornografik yayınlar olarak, kişisel bilgiler çalmak, rahatsızlık verme, korkutma veya hakaret, uyuşturucu kaçakçılığı, siber terörizm, siber savaş olduğu bildirilmiştir.

Adli Tıp Bünyesinde Kurulan “Adli Bilişim İhtisas Dairesi”

Adli bilişimin kurumsallaşması adına Türkiye’deki önemli gelişmelerden birisi de; 2016 yılında Adli Tıp Kurumu bünyesinde Adli Bilişim İhtisas Dairesi’nin kurulmasıdır.

Söz konusu dairenin görevleri; 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’na eklenen 22/A maddesinde “Mahkemeler ile hakimlikler ve savcılıklar tarafından talep edilen bilişim ile ilgili konularda gerekli incelemeleri yapmak; veri toplama, işleme, depolama veya aktarma işlevi gören bilişim sistemleri ile her türlü sayısal ve elektronik materyal üzerinde inceleme, araştırma ve analizleri yapmak, sonuçlarını bir raporla tespit etmek.” şeklinde belirtilmiştir.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı Bünyesinde Kurulan “Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi”

2013-2014 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı uyarınca o dönemki Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından siber güvenlik ile ilgili tehdit ve alınacak önlemlere ilişkin ulusal ve uluslararası çalışmalar yapmak için Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi kurulmuştur. 2013 yılında ayrıca Siber Olaylara Müdahale Ekiplerinin Kuruluş, Görev ve Çalışmalarına Dair Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve kapsamında kurumsal ve sektörel SOME’ler (Siber Olaylara Müdahale Ekipleri) kurulması kararlaştırılmıştır.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu

5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu’nun “İdari yapı ve görevler” başlıklı 10. maddesi ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na ulusal siber güvenlik faaliyetleri kapsamında, siber saldırıların tespiti ve önlenmesi konusunda, içerik, yer, erişim sağlayıcılar ve ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla koordinasyon sağlama, gerekli tedbirlerin aldırılması konusunda faaliyet yürütme ve ihtiyaç duyulan çalışmaları yapma yetkisi tanınmaktadır.

Türk Yargı Sisteminde İhtisas Mahkemeleri

İhtisas mahkemeleri, alanında bilgi ve tecrübe sahibi hâkimlerden oluşan, bünyelerinde mahkemeye yardımcı olabilecek uzmanların da görev yapabileceği, yalnızca belli başlı dava türlerini inceleyen ve bu nedenle daha hızlı kararlar verebilen, en nihayetinde adaletin daha etkili olarak dağıtılabileceği mahkemelerdir.

Türkiye’de hâlihazırda fikri ve sınaî haklar mahkemeleri, tüketici mahkemeleri, aile mahkemeleri, iş mahkemeleri gibi ihtisas mahkemeleri görev yapmaktadır.

İhtisas mahkemelerinin bir ülkenin ihtiyaçları uyarınca, özellikle de önem atfettiği konulara ilişkin olarak kurulduğu göz önüne alındığında yukarıdan aktarılan gelişmeler ve büyüyen sistem doğrultusunda bilişim mahkemeleri adında yeni ihtisas mahkemelerinin kurulması gerektiği akla gelmektedir.

Bilişim (İhtisas) Mahkemeleri Kurulması

Bugüne kadar bilişim hukukunun genellikle cezai boyutu ön plana çıkmış ve bu sebeple yukarıda detaylı olarak ifade ettiğimiz şekilde bilişim suçlarıyla mücadelede özel kolluk birimleri ve özel savcılık birimleri oluşturulmuştur.

Ancak soruşturma aşamasından sonra da bu alandaki hukuki uyuşmazlıkların kurulacak Bilişim İhtisas Mahkemelerince kovuşturulması, yargılamanın daha etkin ve hızlı olması için zorunluluk haline gelmiştir.

Bu şekilde uzman kolluk birimlerinden gelen veriler, uzman savcılıkça soruşturulması akabinde yine uzman mahkemece karara bağlanarak sonuca bağlanacaktır. Böylece hukuk sistematiği; ihtisaslaşmış kollukta başlayan, ihtisaslaşmış savcılıkta devam eden süreç ihtisaslaşmış mahkeme tarafından tamamlanmış olacaktır.

İnsan Hakları Eylem Planı’nda “Makul Sürede Yargılanma Hakkının Güçlendirilmesi” başlığı altında; “Bilişim alanında işlenen suçlar ile dolandırıcılık suçları başta olmak üzere soruşturma aşamasında ortaya çıkan yetki uyuşmazlıklarının hızlı bir şekilde sonuçlandırılması amacıyla gerekli tedbirler alınacaktır.” denilerek, bilişim suçları kaynaklı uyuşmazlıkların hızlı bir şekilde sonuçlanması için gereken tedbirlerin alınacağı ifade edilmiştir. 

Eylem Planı’nın “İhtisas Mahkemelerinin Güçlendirilmesi” başlığı altında ise; “Finans, sendika, imar ve kamulaştırma gibi alanlar ile vergi ve bilişim suçları bakımından ihtisas mahkemeleri belirleneceğiifade edilmiştir.

Eylem Planı’ndaki bu içeriklerden anlaşılacağı üzere yeni bir ihtisas mahkemesi türü olarak Bilişim Mahkemelerinin yargı sistemi içerisinde yakın zamanda faaliyete başlayacağı anlaşılmaktadır.

Eylem Planı’ndaki bu açıklamadan; sadece mevcut ceza mahkemelerinden uygun görülenlerin “bilişim suçları” bağlamında bir Bilişim (Ceza) Mahkemesi olarak belirleneceği anlaşılmaktadır.

Ancak mevcut mahkemelerde iş bölümü yapılması sureti ile bir ihtisas mahkemesi belirlenmesi gerçek manada fonksiyonel ve ihtisas amacına tam olarak hizmet eden yeni bir mahkeme ihdas edilemeyecektir.

Kanaatimize göre; usulü bir iş bölümü ayrımı yapılarak ihtisas mahkemesi belirlenmesinden ziyade yargıçları, kalem personeli ve ilişim hukuku alanında yetişmiş, etkin ve yetkin kadroları ile Bilişim (İhtisas) Mahkemeleri  ihdas edilmesi gerekmektedir.

Bilişim (İhtisas) Hukuk Mahkemeleri De Kurulmalıdır

Konunun bize göre bir diğer önemli yanı ise; Bilişim  Mahkemelerinin sadece bilişim suçları nazara alınarak bir ceza mahkemesi türü olarak öngörülmüş olmasıdır.

Ancak bilişim sadece cezadan ibaret değildir. Bu alanda birçok hukuki ihtilaf da çıkmaktadır ve gün geçtikçe daha fazla hukuki ihtilaf çıkmaya devam edecektir.

Kurulacak mahkemelerin, Bilişim (İhtisas) Ceza Mahkemesi ve Bilişim (İhtisas) Hukuk Mahkemesi olarak ihdas edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. 

Zira; internet, sosyal medya, haber siteleri, cep telefonları, müzik, video, film yayını yapan platformlardaki telif hakları ihlalleri, güvenlik duvarlarının ihlali, kişisel verilere izinsiz erişim veya kişisel verilerin paylaşılması, pos makineleri, kredi kartları kaynaklı hukuki ihtilaflar veya tazminat davaları da gün geçtikçe artmaktadır. Aynı zamanda yukarıda sayılan bilişim suçlarında olayın maddi ve manevi tazminat boyutu da gündeme gelmektedir. Belirtmeye çalıştığımız ve bilişim sistemi kaynaklı benzer hukuki ihtilafların etkin ve hızlı çözüme kavuşması için Bilişim Mahkemelerinin Hukuk mahkemesi olarak da ayrıca özgülenmesi gerekmektedir.

Bilişim (İhtisas) Mahkemeleri Hakimlerinin, Personellerinin Seçimi ve Eğitimi Nasıl Olmalı?

En başta, Bilişim Mahkemelerinde görevlendirilecek Hâkimlerin Bilişim Hukuku ve Siber Suçlarla ilgili ihtisaslaşması gerekmektedir. Bilişim (İhtisas) mahkemelerine atanan hâkimlere göreve başlamadan önce bu ihtisas alanıyla ilgili eğitim verilmelidir.

Ayrıca Bilişim (İhtisas) Mahkemelerinde; çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren alanlarda hâkimlere destek olmak üzere mahkeme uzmanı istihdam edilmelidir. Bu uzmanlar ise üniversitelerin bilgisayar mühendisliği, yönetim bilişim sistemleri, yazılım mühendisliği, bilgisayar programcılığı, endüstri mühendisliği, elektrik ve elektronik mühendisliği, istatistik gibi bölümlerinden mezun olan kişiler arasından seçilmesinde yarar vardır. 

Ayrıca kalem personelinin bilişim teknolojileri, yazılım uzmanlığı, donanım, bilgisayar teknolojileri, programlama, siber suçlar hukuku, bilgisayar işletim kavramları, ağ ve sistem yöneticiliği, şifre ve parola suçları, hukuki bilişim çözümlemesi konulu eğitimleri ve gelişen şartlara göre sair eğitimleri almış olması gerekmektedir.

Bilişim (İhtisas) Mahkemeleri, Yargıya Yeni Bir Soluk Getirecektir

Bilişim (ihtisas) Mahkemeleri’nin kurulması ve işlemeye başlaması ile; kişilik haklarının korunması için siber suçlar ve siber zorbalıkla mücadelenin etkinliği artırılacak, bu alanda uluslararası iş birliği imkânları da geliştirilecektir. Bireylerin kişilik haklarının sosyal medya üzerinden ihlaline yönelik fiillerle ifade özgürlüğünü de koruyacak şekilde etkin mücadele sağlanacaktır.

Ayrıca; pandemi sürecinde pilot uygulamalarına başlanmış olan e-duruşma sistemini, kurulacak bilişim mahkemelerine uygulamak işin ruhuna uygun bir yargılama sağlayacaktır. Yalnız duruşmaların değil, vatandaş tarafından direkt yapılacak şikayetlerin ve açılan davaların da dijital ortamlarda yürütülmesi yönünde çalışmalar yapılması gerekmektedir.

Böylece gerek nispeten genç bir hukuk dalı olan bilişim hukukunun gelişimine, gerekse bu hukuk dalına ilişkin yargı makamları nezdinde uzmanlaşmanın sağlanmasına katkıda bulunulacaktır.

Bilişim Mahkemelerinin kurulması ile bilişim hukuku alanında daha özgün ve içerik açısından daha doyurucu kararlar çıkacak, bu alandaki makale, tez ve sair yayınlar artacaktır. Bu sayede, avukatlık mesleği açısından da bilişim hukuku alanında uzmanlaşma hız kazanacaktır. Bilişim hukuku alanında hukuki uyuşmazlığı olan gerçek ve tüzel kişiler de bu alanda uzmanlaşmış avukatlardan hukuk hizmeti almayı tercih edeceklerdir.

Av. Nagihan Merve AKASLAN

İstanbul Barosu

Kaynakça:

-Grafiker Yayınları, Siber Güvenlik Ve Savunma: Problemler Ve Çözümler, Mayıs 2019, Ankara

-Türkiye’de Rekabet Mahkemelerinin Kurulması Çok Mu Uzak Bir İhtimal, Ahmet Fatih Özkan

-Türkiye’de Polisin Siber Suçlarla Mücadele Politikası, Ufuk Taşcı, Ali Can

-İnsan Hakları Eylem Planı, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı, Mart 2021