Yeni umutlar, yeni beklentiler, yeni bir şans…

Milli Piyango yeni yılda çıtayı oldukça yükseltti. Bir kişiye 40 milyon lira verecek yani eski hesapla 40 trilyon.

Bu kadar paraya neler alınabilir, onu bir yana bırakalım da bu kadar para “ne kadar yer tutar, nasıl taşınır” ona bakalım.

 

PARANIN AĞIRLIĞI

 

Merkez Bankası paraları biner adetlik desteler halinde veriyor. Bin adet 100 liralık banknot, bin 110 gram; bin adet 50 liralık banknot ise 990 gram geliyor.

Bu durumda eğer büyük ikramiye size çıkarsa ve paranızı 100’lük desteler halinde alacaksanız bunun ağırlığı tam “444 kilogram’a” ulaşıyor. Yok eğer 50’lik desteler halinde öderlerse “792 kilo’yu” taşımaya hazırlanın. Yani yanınızda bu kadar yükü taşıyacak güçlü kuvvetli iki yakınınız ve bir kamyonet bulunmalı. Bütün bu hesapları yaptığımıza ve sizi uyardığımıza göre, bizim de yardımcı olacağımızı bilmelisiniz.

 

Tabii burada tartışılması gereken bir diğer nokta da, 40 milyon lirayı “bir kişiye vermenin mi” yoksa birer milyon halinde “kırk kişiye vermenin mi” daha doğru olduğu.

Ama ne hikmetse 40 milyonun bir kişiye verilmesi halinde daha çok insan bilet alıyor da, kırk kişiye dağıtılması halinde “kendilerine çıkması ihtimali artmasına rağmen” o kadar cazip olmuyor ve o kadar çok insan bilet almıyor.

Burada da insanların mutlu olmak için, “kendilerine yeterli olan ve sahip oldukları şeylere bakmak yerine” mutluluğu gereksiz ve ulaşamayacakları yerde aramaları gerçeği ortaya çıkıyor. Oysa mutluluğa, sahip olduğumuz şeyler açısından bakmak gerekir. Örneğin;

 

MUTLULUĞUN RESMİ


          Yapılan hesaplara göre; yeryüzünde yaşayan insanların % 80’i kötü evlerde ve yetersiz şartlarda yaşamaktadır. Eğer iyi kötü başınızı sokacak bir yuvanız varsa, yeryüzündeki insanların % 80’ininden daha iyi şartlarda yaşıyorsunuz demektir.
          Eğer bu sabah hastalıklı değil de, sağlıklı uyanmış iseniz, 1 hafta sonrasını göremeyecek 1 milyon insandan daha şanslısınız demektir.

Tutuklanmaktan, işkence görmekten yahut öldürülmekten korkmadan ibadethaneye gidebiliyorsanız 3 milyar kişiden daha güvenli bir hayata sahipsiniz.         
          Bir harp tehlikesi, işkence görmek ihtimali veya aç kalma korkusu ile karşı karşıya değilseniz, 500 milyon insandan daha iyisiniz.
         Buzdolabınızda yiyeceğiniz, üzerinizde elbiseniz ve başınızı sokup uyuyabileceğiniz bir eviniz varsa, dünyadaki insanların % 75'inden daha zenginsiniz.
          Bankada ve cüzdanınızda para varsa, dünyanın en imtiyazlı % 8'i arasındasınız.

Bunları okuyabildiğinize göre, okuma-yazma bilmeyen 2 milyar kişiden biri değilsiniz.

Yani oldukça iyi şartlarda yaşamaktasınız.

 

Olumsuzluklara, sizi, ülkenizi ve toplumu tehdit edenlere karşı “mücadele etmek” göreviniz olduğu kadar, geleceğe umutla bakmak ve mutlu olmak sizin de hakkınız. Onun için yılbaşı akşamı gönlünüzce eğlenebilirsiniz.

 

YILBAŞININ KÖKENİ

 

Ayrıca bilmelisiniz ki, yılbaşının herhangi bir dinle ve özellikle hrıstiyan inanışı ile hiçbir ilgisi yoktur. Hristiyan inanışında yer alan Noel yani Chiristmas bir başka güne isabet etmektedir. Yeni yıl kutlamaları tarihin eski devirlerinden beri her toplumda kutlanmakta ve eğlenceler yapılmaktadır.

Yılbaşında ağaçların ve çam ağacının süslenmesi eski bir Türk geleneğidir ve Sümerler’de yoğun olarak görülür. Orta Asya’da bulunan ve kutsal sayılan “Akağaç”ın yanına gökten geyikle inecek olan bir Ulu’nun kötülükleri temizleyeceği ve hediyeler bırakacağına inanılırdı. Bu inanış giderek halı ve kilimlerimizde “hayat ağacı” adı ile yer almıştır. Orta Asya ve Anadolu’da adaklar için ağaçlara renkli bez ve çaputların bağlanması da bu uygulamaya başlangıç olan bir Türk geleneğidir. Eski Türklerde, gece ile gündüzün savaştığı ve günlerin uzayarak güneşin galip geldiği gün olarak kabul edilen 22 Aralık günü “Nardugan” adı altında yılbaşı ve yeniden doğuş günü olarak kutlanmaktadır.

İlerleyen tarih dönemlerinde Tüklerde “Nevruz”, Batı Türklerinde “Ergenekon” Azerbeycan’da “Bozkurt” adı ile yılbaşı kutlamaları yapılmıştır. Osmanlı Ailesinin kökü olan Oğuz ve Bozok kollarına bağlı topluluklar da 21 Mart tarihinde Ertuğrul Gazi Türbesi’nde toplanarak yılbaşını “Yörük Bayramı” olarak kutlamaktadırlar.

Türk geleneğinde kutlamalarda; temiz elbiseler giyilir, çeşitli yemekler yapılır, bolluk ve bereketi simgeleyen adetler uygulanır, eş, dost, akraba ziyaretleri yapılarak toplu halde eğlenceler yapılır.

 

DİĞER ÜLKELERDEKİ KUTLAMALAR

 

İran’da yılbaşı kutlamaları “Nevruz” adı altında 20/21 Mart günü yapılır.

Laos, Kamboçya ve Tayland’da yılbaşı genellikle 13/15 Nisan tarihleri arasında su dökülerek kutlanır.

Meksika’da yılbaşı kutlamaları sıcak bir hava içinde 16 Aralık’ta başlar ve bitiş tarihi olan 6 Ocak’da “Reyes Magos” denilen aksakallı dedeler hediyeler dağıtırlar.

Güney yarımkürede bulunduğu için yılbaşını yaz mevsiminde geçiren bir diğer ülke olan Avustralya’da piknik yapılarak ve denize girilerek eğlenceler yapılır.

Japonlar yeni yılı karşılarken kötü ruhları kovması ve mutluluk getirmesi için kapılarının önüne ip asar ve gece yarısı yeni yıla girerken kahkahalar atarlar.

Çinliler ise, kötü şansı kovalamak için evlerini temizler, şans ve bereket getirmesi için çeşitli çiçek ve bitkiler alırlar.

Danimarka’lılar eski tabaklarını, yılbaşı gecesi komşularının kapıları önünde kırarak, onları sevdiklerini gösterir ve kötü şansı kovdukları inancını taşırlar.

Alman’lar, tam bir Türk geleneği olan “kurşun dökmeyi” uygulayarak, eritilmiş kurşunu soğuk suya atıp, aldığı şekilden geleceği tahmin etmeye çalışırlar.

İngiltere’de yılbaşında gece yarısı eve ilk gelen kişinin şans getirdiğine inanılır ve bu kişi elinde ekmek, kömür, para gibi hediyelerle gelir.

İspanya’da ise en önemli gelenek yılbaşında “üzüm” yemektir. Önceden hazırlanan 12 adet üzüm tanesi, yeni yıla girerken geceyarısı saat tam 12 ve 00 arasında yenerek kutlama yapılır.

 

DİLEK VE İSTEKLER

 

Yeni yılda tebrikler yazılır, dilekler tutulur.

Genç bir adam, yılbaşı tebrik kartı almak için dükkana girer ve isteğini söyler. Satıcı kız kendisine bir yılbaşı kutlama kartı gösterir. Kartın arkasında “Bütün hayatım boyunca aşık olduğum tek kadına” yazmaktadır. Genç adam heyecanla “Tam aradığım kart, bana on tane verir misiniz.” der.

 

Noel baba, yirmi yaşlarında bir genç kıza “Yeni yılda ne istediğini” sorar. Genç kız “Kendim için bir şey istemiyorum ama annem için bir isteğim var” der. Noel babanın “Peki ona ne getirmemi istersin” sorusuna genç kızın yanıtı “Bir damat” olur ve ekler “Lütfen yakışıklı, zengin ve uzun boylu olsun.”

 

Yılbaşı gecesi bir kadın, yeni yıl için bir dilek’de bulunur. “Yeni yılda şişman bir banka cüzdanı ve zayıf bir vücut istiyorum. Ama lütfen geçen yıl olduğu gibi, isteklerimi karıştırmayın.

 

Yeni yılda bütün dileklerinizin olmasını, sağlıklı, mutlu ve başarılı bir yıl geçirmenizi dileriz.

 
Av.A.Erdem Akyüz,
Hukukun Egemenliği Derneği
Genel Başkanı


(Bu köşe yazısı, sayın Av. Erdem AKYÜZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)