Çocuğun fiziksel, psikolojik gelişimlerini olumsuz etkileyen, çocuğun öncelikli olarak eğitim hakkını ve akabinde diğer haklarına sahip olmasını kısıtlayan ve/veya engelleyen çalışma, özetle çocuk işçiliği olarak tanımlanabilir. Uluslararası kaynaklarda çocuğun yaptığı işin niteliğine göre ayrım yapılarak “çocuk işçi-çocuk çalışması” kavramları değerlendirilmektedir. Zira, çocuk çalışması ve çocuk işçiliği kavramları birbirinden farklı iki kavram olup çocuğun her türlü çalışması çocuk işçiliği olarak ele alınmamalıdır. Bazı hallerde sömürü niteliğinde olmayan ve çocuğun gelişimine katkı sağlayan, eğitimini engellemeyen çalışmalar “çocuk çalışması” olarak tanımlanabilecektir. Ancak yegane olanın çocuğun, çocukluğunu yaşamasının önüne geçilmemesi ve çocuğun üstün yararı olduğu unutulmamalıdır.

Çocuk işçiliğin kökeni uzun yıllara dayanırken, günümüzde çocukların çalıştırılması tüm yasal düzenlemelere rağmen kronikleşmiş bir sorun haline gelmiştir. Çocuk işçiliği sorununun çözülmesi için ilgililer ve taraf devletlere, sözleşmeler[1] uyarınca çeşitli yükümlülükler yüklenmiştir. Yazının devamında somut olarak bahsedilecek olay ekseninde ilgililer ve devlet tarafından bu yükümlülüklerin tam olarak yerine getirilmediği incelenecektir.

Çocuk işçiliği COVID-19 ile derinleşirken, derinleşen bu düğüme ek bir düğüm de 6 Ekim tarihinde Milli Eğitim Bakanlığınca atılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı ve market zinciri olan A101 arasında 6 Ekim 2022 tarihinde, Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) aracılığıyla öğrencilerin mesleki eğitimlerini geliştirme amacıyla uygulanacak bir öğrenci protokolü imzalanmıştır. Bu protokol uyarınca, öğrencilerin dört gün A101 market zincirinde çalışması, bir gün ise okula gitmelerine yer verilmiş; çırak öğrencilere yapılacak ücret ödemesinin %30’u, kalfa olan öğrencilere ise yapılacak ödemelerin %50’sinin Milli Eğitim Bakanlığınca karşılanması düzenlenmiştir. İmza altına alınan öğrenci protokolüyle öğrencilerin mesleki eğitimlerinin geliştirilmesi iddia ediliyor olsa da, çocuğun kişisel yatkınlık ve yeteneğine hiçbir katkısı olmayan bu düzenleme çocuğun savunmasızlığından çıkar sağlayarak emeğin ucuz ikamesi yerine geçmekten öteye gidememektedir.

Çocuk işçiliğinin büyük ölçüde yoksulluktan kaynaklandığı ortadadır. COVID-19 ile birlikte artan yoksulluk döngüsü neticesinde çocuk, ailenin ekonomik faaliyetlerine yardımcı olması amacıyla hareket ettirildiğinden çocuk işçi[2] sayısı giderek artmaktadır. Bununla birlikte, eğitim hayatından koparılan çocuğun nesiller arası sürecek olan yoksulluk döngüsüne saplanıp kalacağı aşikardır. Zira, imzalanan protokol neticesinde dört gün çalışacak bir gün okula devam edecek olan çocuğun eğitim hakkı, acı bir şekilde MEB tarafından engellenerek çocuğun geleceği baltalanmakta, yoksulluk zincirine bir halka daha eklenmektedir. Keza protokol ile birlikte, çocuk işçiliği normalize edilerek, çocuğun sömürülen bir çocuk işçi olması meşru zemine oturtturulmaktadır.

Çocuk işçiliğine dair yapılan düzenlemelerden, Çocuk ve Genç İşçı̇lerı̇n Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğinin 5. maddesinin ilk iki fırasında çocuk ve genç ı̇şçilerin çalıştırılma esaslarına yer verilmiştir. Şöyle ki;

Çocuğun ve genç işçinin işe yerleştirilmesinde ve çalışması süresince güvenliği, sağlığı, bedensel, zihinsel, ahlaki ve psikososyal gelişimi, kişisel yatkınlık ve yetenekleri dikkate alınır. Çocuk ve genç işçiler, okula devam edenlerin okula devamları ile okuldaki başarılarına engel olmayacak, meslek seçimi için yapılacak hazırlıklara ya da yetkili makamlar tarafından yeterliliği kabul edilen mesleki eğitime katılmasına engel olmayacak işlerde çalıştırılabilirler.” şeklindedir. Düzenleme uyarınca çocuk ve gençlerin çalıştırılması, bu kişilerin eğitim haklarının öncelikli olduğu, okuldaki başarılarının etkilenmemesi gerektiği, çocuğun yetenek ve kişisel yatkınlıkları dikkate alınarak çalıştırılması şartına bağlanmıştır. Yukarıda ayrıntılarından bahsedilen protokol, yönetmeliğe de aykırı olacak şekilde düzenlenmiş ve çocuğun gelişimi için hiçbir fayda sağlamayacak, geleceğine olumlu katkı sunmayacak, eğitim hayatına ket vuracak bir çalışma öngörmüştür. Devlet tarafından, Anayasa, yönetmeliğe ve diğer taraf olunan Uluslararası sözleşmelere aykırı davranılarak çocuğun üstün yararı ilkesi, eğitim hakkı ve diğer hakları ihlal edilmiştir.

MEB ve A101 arasındaki protokol, sistemin çocuğun sömürüsünden öteye gidemediğinin, öncelik olarak en zayıf halka olarak çocuğu seçtiğinin, devletlerin ve ilgililerin çocuğu tam olarak korumadığının somut karanlık bir resmiydi. -Di’li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü tüm bunlar ülkede infial yaratırken, gelen haklı tepkiler neticesinde protokolün iptal edildiği açıklanmıştır. Bu durum bize, çocuk işçiliğini normalleştiren ve süreklilik kazandıran kabullere ses çıkarmamız gerektiğini; çocuk işçiliğinin engellenmesinin ancak toplumda yer alan tüm aktörlerin ortak ve etkin katılımıyla mümkün olabileceğini bir kez daha hatırlatmıştır.

KAYNAKÇA

Çocuk ve Genç İşçı̇lerı̇n Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelı̇k, https://www.mevzuat.gov.tr/File/GeneratePdf?mevzuatNo=5457&mevzuatTur=KurumVeKurulusYonetmeligi&mevzuatTertip=5 .

Ercüment ERBAY, Türkı̇ye’de Çocuk İşçı̇lı̇ğı̇nı̇n Büyük Resmı̇, Toplum ve Sosyal Hizmet

Cilt 24, Sayı 1, Nisan 2013, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/796970 .

Hande Bahar AYKAÇ, Hukuksal Açıdan Çocuk ve Genç İşçı̇lı̇ğı̇, TBB Dergisi 2016 (116), ss. 336-386, http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2015-116-1453 .

Hayata Destek Derneği, Yoksulluk Döngüsü ve Suriyeli Çalışan Çocuklar, E-Bülten Sayısı: 1, Nisan 2016, https://www.hayatadestek.org/wp-content/uploads/2021/09/e-bulten-2016-1.pdf .

Özgür Hüseyin AKIŞ, MEB’den çocuk işçiliğine destek, 2 Kasım 2022, https://www.politikyol.com/mebden-cocuk-isciligine-destek/ .

Pelin SOMEL, Türkiye’de Yoksulluk ve Çocuk İşçiliği Üzerine Bazı Tespitler”, Politik Ekonomik Kuram, Cilt 3(1), 2019, ss. 19-37, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/748082 .

Protokol iptali hakkında haber: https://t24.com.tr/haber/chp-li-agbaba-duyurdu-meb-in-a-101-ile-imzaladigi-protokol-iptal-edildi,1069917

Salih BARIŞIK&Tarık EGE&Türker ŞİMŞEK, Türkı̇ye’de Çocuk İşçı̇lı̇ğı̇ Ve Ekonomı̇k Etkı̇lerı̇, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 17, Sayı: 2, 2016, ss. 161-179, http://esjournal.cumhuriyet.edu.tr/tr/download/article-file/282721 .

UNICEF, Çocuk İşçiliği, https://www.unicef.org/turkiye/çocuk-işçiliği .

Zakir AVŞAR&Eren ÖĞÜTOĞULLARI, Çocuk İşçiliği ve Çocuk İşçiliği ile Mücadele Stratejileri, SOSYAL GÜVENLİK DERGİSİ, Sayı: 1, 2012, ss. 9-40, https://www.acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1423911992.pdf .

------------------

[1] Türkiye’nin çocuk işçiliğine dair imzacı olduğu UA Sözleşmeler:

- Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi

- ILO 138 Numaralı Asgari Yaş Sözleşmesi

- ILO 182 Numaralı Kötü Şartlardaki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Önlemler Sözleşmesi

- Avrupa Konseyi Çocuk Haklarının Uygulanmasına Dair Avrupa Sözleşmesi

[2] TUİK "Çocuk İşgücü Araştırması" Anketi verilerine göre, 5-17 yaş grubunda ekonomik faaliyette çalışan çocuk sayısı 720 bin kişidir. Çocuk İşgücü Araştırması raporu için bkz. https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Child-Labour-Force-Survey-2019-33807 Uluslararası Çalışma Örgütü ve UNICEF tarafından hazırlanan başka bir raporda ise, aşırı yoksulluk ve krizlerin çocuk işçi sayısını arttırdığını ortaya koymaktadır. Detaylı bilgi için bkz. https://www.unicef.org/turkiye/bas%C4%B1n-b%C3%BCltenleri/%C3%A7ocuk-i%C5%9F%C3%A7ilerin-say%C4%B1s%C4%B1-20-y%C4%B1ld%C4%B1r-ilk-kez-artarak-160-milyona-y%C3%BCkseldi-uluslararas%C4%B1, Çocuk İşçiliği: Küresel 2020 tahminleri, eğilimler ve gelecekteki durum raporu için bkz. https://data.unicef.org/resources/child-labour-2020-global-estimates-trends-and-the-road-forward/