Meslektaşlarımın ve tüm yargı dünyamızın yeni adli yılını tekrar tebrik ederim.
6 Eylül günü yeni adli yıl açılış programları yapıldı. Yüksek yargı organları ve bir çok baro, yargıdaki “sorunsalları” dile getirdiler. Herkes pası diğerine attı ve bu gün top yine taca çıktı.
Herkesin derdi aynı belki. Ama yıllar geçtikçe yargıdaki sorunların kronikleştiğini görür olduk.
Ankara Ticaret Odası'nda yapılan adli yıl açılış töreninde konuşan sayın Yargıtay Başkanı A. Nazım Kaynak bir çok şey konuştu ve anlattı. Ama kamuoyunda iki cümle hafızalara kazındı.
İlki;  “2000 yılında 10 bin 735 dosyanın zaman aşımına uğradığını dile getiren Kaynak, Yargıtay'da 2010 yılında bu rakamın 18 bin 585'e yükseldiğini söyledi.”
Zamanaşımına uğrayan dosya sayısı korkunç.
Bu dosyalar ekseriyetle ceza dosyaları. Ceza dosyaları içerisinde de ekseriyetle karşılıksız Çek ceza dosyaları olsa gerektir. 
Bu kadar emeğe revamıdır. Yazık ki ne yazık.
Dosyanın taraflarını, hakimini savcısını, avukatlarını, polisini, adliye personelini düşünün. Bir tane dosyada bile belki onlarca kişinin emeği var.
Kaybolan yıllar, kaybolan ekonomik değerler. Niye uğraşılıyor ki.
Hakkını arayana, zamanaşımı tecziyesi. Vatandaşa hakkını arama cezanı da bulma denmiş oluyor.
Zamanaşımına bir çare bulunmazsa, düşüş trendindeki yargıya olan güven yerlerde sürünecektir.
Hukukihaber sitesine gelen yorumlarla zamanaşımına ilişkin traji komik atasözü ve deyimler sözlüğü oluşmuş. Bazılarını sizlerle de paylaşayım:
"BENİM SADIK YARİM ZAMANAŞIMIDIR"
"SAKLA DOSYAYI GELİR ZAMANAŞIMI "
"ZAMAN AKAR, DOSYA BAKAR"
"DOSYALAAR GELİR DÜLDÜÜR GÜLDÜÜR GEL DE YARGITAAY BENİİİ GÜLDÜR"
"GİT GEL YARGITAY 6 YIL"
"YARGITAYIN NERESİNDEN DÖNÜLSE KARDIR"
"BEN KARARA KARAR DEMEM ZAMANAŞIMINA UĞRAMADIKÇA"
"BEDAVA ZAMANAŞIMI BALDAN TATLIDIR"
"HEY GİDİ GÜNLEER HEEY, BİR ZAMANLAR BEŞ BUÇUK DAKİKADA BİR DOSYAYI ÇÖZERDİK"
"BİZİM GENÇLİĞİMİZDE 2 DAKİKADA BİR DOSYA BAKARDIK"
"TUU MUNİT"
"GÜLÜMSEYİN ZAMANAŞIMI"
"GEL GEL ZAMANAŞIMII GEEL GEL SANA AAŞIIĞIIM GEEEL."
"ANKARADA DOSYAM KAYBOLMUŞTUR HÜKÜMSÜZDÜR"
"UMADDIK DOSYA ZAMANAŞIMINA UĞRAR"
"GEL GÖR BENİ ZAMANAŞIMI NEYLEDİ"
"MEMLEKET İSTİYORUM ZAMANAŞIMI OLMAYAN"
"TOZ PEMBE DOSYALAR"
"İKİ DE BİR DOSYA GETİRMEYİN KARDEŞİM"
"1071 den beri Anadoluda En hızlı dosya çözülen yıl 2010”
Ben de birkaç tane ekleme yapayım sözlükte bizim de katkımız olsun:)
“Zamanaşımı kapıdan girerse, kanun bacadan çıkar”
“Avukat Kocar, hakim kocar, dosya kocamaz”
“Zamanaşımını seven senesine katlanır”
“Dosyayı temyize göndermişler, ya nasip (Zamanaşımı) demiş”
“Zamanaşımına uğramadık dosyadan ümit kesilmez”
“Zamanaşımının sesi uzaktan hoş gelir”
“Dosya dosyaya baka baka sararır”
“Zamanaşımından maraz doğar”
“Zamanaşımında keramet vardır”
“Dosyanın yavaş ilerleyeninden, davanın zamanaşımından kork”
“Zamanaşımının kestiği parmak acımaz”
Benim de "ZAMANAŞIMI TECZİYENAMESİ"ne katkım olsun. Atasözleri ve deyimler sözlüğünden faydalandığımı itiraf ediyorum. Atalar bulmuş her işin özünü…

Adli yıl açılış konuşmasına döneyim.
Sayın Yargıtay Başkanımızın hatırda kalan diğer cümlesi ise “Her bir dosyaya 2000 de 5,5 dakika ayırabiliyor iken 2010 da 2 dakika ayırabilmişiz…”,
Bu iki dakika olayına ciltler dolusu deyim ve atasözü gerek galiba.
İki dakika deyince hazır çorba reklamları geldi nedense aklıma.
Bi de yakışmıyor yani bu ne yavaşlık.
Van minüt varken tuu minüt!
Beğenerek takip ettiğim Habertürk Gazetesi karikatüristi Mehmet Çağçağ’a buradan çağrı yapıyorum. Bu tarihi günler adına birkaç gün “Tuu minüt” olsun köşenin adı…
Sütun komşum Farz-ı Muhal Paşa’nın yazısı gerçek mi olacak yoksa.
Bakalım daha neler göreceğiz.
Bundan sonra iyi şeyler görebilmek ve söyleyebilmek için tuu minüt diyorum.
Tuu minüt…
Av. Vedat ORUÇ