Açış konuşmalarını TBB Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, Başkan Yardımcısı ve Şiddetle Mücadele Kurulu Koordinatörü Av. Gürkan Altun ile Kurul Sözcüsü Av. Asude Şenol'un yaptığı etkinliğe; Filistin'in Ankara Büyükelçisi Dr. Faed Mustafa ve Güney Afrika Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi H. E. Dipuo Letsatsi-Duba da konuşmacı olarak katıldı.

Sempozyumu izleyenler arasında İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, Bursa Milletvekili Kayıhan Pala ve Askeri Yargıtay Onursal Başsavcısı Önder Ayhan da yer aldı.

TBB Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, açılışta yaptığı konuşmada, "Çatışmaların sona erdirilmesi, çocukların savaşsız, çatışmasız bir dünyada yaşayabilmeleri, her birimizin sorumluluğudur" vurgusunda bulunarak, İsrail’in işgal, tecrit ve katliam politikalarını, sahip olduğu ileri teknoloji ve yüksek savaş gücüyle iki buçuk milyon insanın yaşadığı Gazze Şeridi’ni top yekûn hedef almak suretiyle tarihte asla unutulmayacak bir insanlık suçu düzeyine çıkardığını ifade etti.

"İSRAİL HÜKÜMETİNİN İNSANLIK DIŞI FAALİYETLERİNE SESSİZ KALANLAR DA YAŞANANLARIN VEBALİNİ TAŞIMAKTADIR"

TBB'nin İsrail’in uluslararası ceza hukukuna ve insancıl hukuka aykırı davranışlarına karşı ilk andan itibaren, en üst düzeyde tepkisini koyduğunu kaydeden Sağkan, "Bugün geldiğimiz noktada, İsrail hükümetinin insanlık dışı faaliyetlerine kayıtsız kalan uluslararası kurumlar ve çeşitli ülkelerin siyasetçileri de yaşananların vebalini taşımaktadırlar" şeklinde konuştu.

Sağkan, TBB'nin 24 Kasım 2023’te İsrail’in işlediği suçlarla ilgili olarak, Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde başvuruda bulunduğu hatırlatmasını yaptı ve " Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde, 2012 yılında dönemin savcısı Bensouda tarafından başlatılan bir İsrail soruşturması bulunmaktaydı. Mevcut soruşturmanın, son yaşananları kapsayacak şekilde genişletilmesini talep etmek, acil bir zorunluluk olduğu gibi insani ve vicdani sorumluluğumuzdur" dedi.

"Uluslararası Ceza Mahkemesine yaptığımız başvuru, politik veya tarafgir bir başvuru değildir" vurgusunda bulunan Sağkan, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin yaptığı başvuru kapsamında Uluslararası Adalet Divanının bir tedbir kararına hükmettiğini hatırlatarak şunları söyledi:

"Adalet Divanının tedbir kararında, soykırım kastı olabileceğini göstermek üzere atıf yaptığı İsrailli yetkililerin açıklamaları, tam olarak Türkiye Barolar Birliğinin Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde yaptığı başvuruda kanıt olarak sunduğu açıklamalardır. Dolayısıyla uluslararası bir yargı mercii sunulan bu kanıtlara hukuki geçerlilik atfetmiştir. Uluslararası Adalet Divanı ile Uluslararası Ceza Mahkemesi arasında bir fark var; Adalet Divanı devletlere ilişkin karar veriyor, Ceza Mahkemesi ise kişiler hakkında… Biz, Uluslararası Ceza Mahkemesinin, Adalet Divanının İsrail hakkındaki kararını görmezden gelemeyeceğini ve sorumlu kişiler hakkında yargılama gerçekleştirerek yaptırım uygulaması gerektiğini düşünüyoruz."

Bir gün önce Filistin Barosu ile yaptığı görüşmede gündeme gelen iki önemli konuya ilişkin bilgi veren TBB Başkanı, hastanede gerçekleştirilen operasyonun insanlık adına utanç verici olduğunu söyledi. Sağkan, bazı ülkelerin İsrail istihbarat raporlarına dayanarak Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) yaptıkları yardımları askıya alacaklarını duyurduğuna dikkat çekerek, "UNRWA, insani yardıma kritik düzeyde ihtiyaç duyulan Gazze’de bu yardımların alınması, depolanması ve dağıtımını denetleyen yegane kuruluş konumundadır. Bu koşullar altında UNRWA’ya sağlanan fonun durdurulması kararı, Gazze’deki soykırım suçunun tırmanışa geçmesi anlamına gelmektedir" dedi.

Sağkan konuşmasını "Cumhuriyetimizin 100. yılında hukuk aracılığıyla kurulacak evrensel bir barış uygarlığının onurlu yurttaşları olmanın mücadelesini vermeye devam ediyoruz" sözleriyle tamamladı.

ALTUN: BARIŞ HAKKINDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ

TBB Başkan Yardımcısı ve Şiddetle Mücadele Kurulu Koordinatörü Av. Gürkan Altun konuşmasına Gülten Akın'a atıfla "Gözlerimizin önündeki büyük katliama karşı, insan olma sorumluluğumuzu, uluslararası hukuktan doğru hayata geçirmeliydik" sözleriyle başladı.

TBB tarafından, Kurulun önerisiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılığına, İsrail devlet yetkililerinin ve eylemlerine iştirak edenlerin savaş ve soykırım suçlarından cezalandırılmaları için kapsamlı bir başvuru yapıldığını hatırlatan Altun, "Bu başvuru Gazze'deki çocuk, kadın ve erkeklerin barış hakkını korumak için, Roma Statüsünün deyişiyle 'savaş suçlarının cezasız kalmaması için', uluslararası hukuku hareketlendirmek için Türkiye Barolar Birliği olmamızın sorumluluğudur. İnsan haklarını korumak, geliştirmek ve işlerlik kazandırmak görevimizin sorumluluğudur" dedi.

Başvurunun hazırlanmasında gönüllü olarak görev alan hocalara ve Şiddetle Mücadele Kurulu adına emek katan üyelere teşekkür eden Altun, "Barış hakkından vazgeçmeyeceğiz. Bugünkü etkinliği, barış umudunun sınır aşan uluslararası mekanizmalarla güçlendirilmesi çabasını büyütmek ve mümkün kılmak için gerçekleştiriyoruz" ifadelerini kullandı.

ŞENOL: EN BÜYÜK ŞİDDET SAVAŞTIR

TBB Şiddetle Mücadele Kurulu Sözcüsü Av. Asude Şenol da açış konuşmasında en büyük şiddetin savaş olduğunu, dünyanın birden fazla coğrafyasında savaş ve zulmün sürdüğünü; çocukların, kadınların ve sivillerin öldürüldüğünü, aç ve ilaçsız bırakıldıklarını ifade ederek şunları söyledi:

"Bugün Filistin’de binlerce çocuk, kadın erkek, genç yaşlı herkese, onların sahip olduğu kadim toprakları işgal etmek amacıyla bir soykırım yaşatılıyor. Dünyanın kendisini gelişmiş olarak tanımlayan ama diğer ülkeleri çeşitli yollarla sömürme senaryoları uygulayan, bu amaçla yönetimlerine müdahale etme hakkını kendilerinde gören, buna inanan pek çok ülkenin bu açık soykırıma ya ses çıkarmadığını ya da destek olduğunu görüyoruz. Oysa Birleşmiş Milletler Bildirgesinin 3. Maddesinde 'yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır' yazılıdır ve yaşananlarla görülmektedir ki bu sadece yazılı olarak kalmaktadır."

Şenol konuşmasının sonunda, "ulusların bağımsızlığı, özgürlüğü, eşitliği için emperyalizme karşı hayatları pahasına mücadele eden üç büyük kahraman" olarak nitelediği Yaser Arafat, Nelson Mandela ve Mustafa Kemal Atatürk'ü selamladı.

FİLİSTİN BÜYÜKELÇİSİ: ÖLÜM GAZZE'NİN HER YANINI ÇEVİRMİŞ DURUMDA

Açış konuşmalarının ardından yapılan sinevizyon gösteriminden sonra Filistin'in Büyükelçisi Faed Mustafa konuk konuşmacı olarak kürsüye çıktı.

"Barış yeryüzünde yaşayan her insanın hakkıdır. Ne yazık ki durumlar istediğimiz gibi gitmiyor. Bunun en iyi örneği Filistin halkının 1948’den beri yaşadığı zulümdür" diyen Faed, şöyle konuştu:

"Ölüm Gazze’nin her tarafını gerek kurşunla gerekse açlıkla çevirmiş durumda. İsrail katliamı açık bir şekilde görülmektedir. Bütün insanlığa ve uluslararası hukuka rağmen katliama kalleşçe devam ediyorlar. Bugün 119. Gün, 27 binden fazla şehidimiz, 70 bin yaralımız ve 10 binden fazla kaybımız var. Ve okullar, hastaneler dahil yüzde yetmiş oranında alt yapı mahvolmuş durumda. Ayrıca iki milyon kişi yerlerinden yurtlarından olmuş, kış şartlarında caddelerde, çadırlarda ısınamadan yaşamakta ve bu sayı her geçen gün artmaktadır. Bu kalleşliğin durdurulması için uluslararası bütün hukukçular ve insanlar vicdanlarıyla hareket etmeli.

Bugün insanı yardımların bölgeye erişmesi çok zor koşullarda sağlanabiliyor. Bu nedenle insanların hayatta kalması daha da zorlaşıyor. Gazze’nin bütün bölgelerinde yaşayan insanlar ölüme mahkum olmuş durumdalar. Bu savaşı durdurmak ve hukuki açıdan da takip etmek çok önemlidir. İster ceza mahkemesinde ister uluslararası adalet divanında, bütün hukukçuların birlik olması lazım. İsrail’in uluslararası hukuka saygı duymamak ve göz ardı etmek ile dolu uzun bir tarihi geçmişi var. 1948’den itibaren Filistin davası ile ilgili gerek BM Güvenlik Konseyi’nden gerek BM İnsan Hakları Konseyi’nden binden fazla karar çıktı ama İsrail hiçbirine aldırış etmedi ve uygulamadı. İsrail kendisini bütün kanunların üzerinde görüyor."

Faed, tek çözümün işgali bitirmek, hür ve bağımsız Filistin devletini kurarak barışı sağlamak olduğunu vurguladığı konuşmasında "Vatan ve hürriyet her şeyden önemlidir ve bunun için mücadele edeceğiz, geri adım atmayacağız. Bütün Türk halkına ve sivil toplum kuruluşlarına bize destek çıktıkları için teşekkür ediyoruz" dedi.

GÜNEY AFRİKA BÜYÜKELÇİSİ DAVA SÜRECİNİ ANLATTI

Güney Afrika Cumhuriyeti Büyükelçisi H. E. Dipuo Letsatsi-Duba, sempozyumun ilk oturumunda "Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail Aleyhine Uluslararası Adalet Divanına Açtığı Dava" başlıklı sunumunda, davanın sürecini anlattı.

Letsatsi-Duba, Eski Güney Afrika Cumhurbaşkanı Nelson Mandela'nın, ülkesi bağımsızlığını kazandığında söylediği "Güney Afrika'nın özgürlük mücadelesi, Filistinliler özgür olana kadar devam edecektir" sözlerini hatırlatarak, "Filistin halkı özgür olana kadar mücadelemiz devam edecek" dedi.

İsrail'in UAD'ye rapor sunması için iki haftanın kaldığını belirten Letsatsi-Duba, "Adalet Divanı temel olarak İsrail'in soykırım sözleşmesini ihlal ettiğini tespit etmiş durumda. Uluslararası Adalet Divanını bu konuda alkışlamak lazım. Nihayetinde İsrail'in gidip cevap vermesi gerektiği bir dava ortaya çıktı" değerlendirmesini yaptı.

Letsatsi-Duba, "Filistin çocukları hürriyetini kazanana ve İsrail hükümeti tarafından bu düşmanlık ortadan kalkana kadar asla çabalarımızı durdurmayacağız" ifadesini kullandı.

SEMPOZYUM İKİ OTURUMDA TAMAMLANDI

TBB Şiddetle Mücadele Kurulu Yürütme Kurulu Üyesi Av. Doğan Erkan'ın başkanlığındaki ilk oturumda Dr. Kıvılcım Turanlı "Barış Hakkı", Dr. Öğretim Üyesi Timuçin Köprülü de "Soykırım Sözleşmesinin 9. Maddesi ve Uluslararası Adalet Divanı Uygulaması" başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi.

TBB Şiddetle Mücadele Kurulu Yürütme Kurulu Üyesi Av. Aslı Koçak Arıhan'ın başkanlığındaki ikinci oturumda da İnsan Hakları Gündemi Derneği Ankara Temsilcisi Av. Dr. Günal Kurşun "Uluslararası Ceza Mahkemesinin Yargılama Yetkisi", çevrimiçi bağlanan Doç. Dr. Doğa Elçin "Savaş ve Kitlesel Göç", Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Av. Zelal Nur Ünal "Savaşta Kadın İhlalleri", Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Hilal Çelik de "Çocukları Savaştan Korumak" başlıklı sunumlarını yaptı.