TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AKIN KAHRAMAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/27182)

 

Karar Tarihi: 8/2/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Çağlar ÖNCEL

Başvurucular

:

Akın KAHRAMAN ve diğerleri (bkz. ekli tablo)

Vekilleri

:

bkz. ekli tablonun (E) sütunu

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, başvurucuların baro levhasına yazılma talebinin mahkemelerce kovuşturma sonucuna kadar bekletilmesine karar verilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Konularının aynı olması nedeniyle ekli tablonun (B) sütununda numaraları belirtilen başvuru dosyalarının aynı tablonun (1) numaralı satırında yer alan 2019/27182 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine ve incelemenin bu dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.

3. Başvurucular, baro levhasına yazılma talebiyle ilgili barolara başvurmuştur. TBB Yönetim Kurulu başvurucular hakkında ceza kovuşturmaları bulunduğu gerekçesiyle anılan taleplerin 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 5. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında kovuşturma sonucuna kadar bekletilmesine karar vermiştir.

4. Başvurucular söz konusu kararların kesinleşmesi üzerine Ankara İdare Mahkemelerinde (Mahkemeler) iptal davaları açmıştır. Mahkemeler davaların reddine karar vermiştir. Derece mahkemelerinin birbirine yakın olan gerekçelerinde özetle; başvurucular hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeliği suçundan kovuşturmanın devam ettiği belirtilmiş ve 1136 sayılı Kanun'un 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca TBB kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ifade edilmiştir.

5. Söz konusu kararlara karşı başvurucuların istinaf talebi Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi (Bölge İdare Mahkemesi) tarafından reddedilmiştir. Kararların gerekçesinde; Mahkemelerce verilen kararların usule ve hukuka uygun olduğu, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilmiştir.

6. Başvurucular, nihai hükümleri öğrendikten sonra yasal süresi içerisinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Ekli tablonun (D) sütunundaki ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

9. Başvurucular; baroya yazılma taleplerinin haklarındaki derdest kovuşturmalar gerekçe gösterilerek bekletilmesi nedeniyle masumiyet karinesinin, aynı durumdaki diğer kişilerin baro levhasına kayıt taleplerinin kabul edilmesine rağmen kendileri hakkında bekletme kararı verilmesi nedeniyle eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir. Ayrıca TBB'nin mevzuatta yer alan takdir yetkisini dayanaksız şekilde kullandığını ve Mahkemelerce gerekçesiz karar verildiğini beyan etmiştir. Başvurucular son olarak haksız ve hukuksuz yere mesleğe alınmamaları nedeniyle arkadaş, meslek ve aile çevresinde küçük düşürüldüklerini, bu nedenle de çalışma hakkı ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

10. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; süreçte verilen kararlara, konuyla alakalı içtihada yer verilmiştir. Ayrıca başvurulara konu olan kararların olağanüstü hâl döneminde alınması nedeniyle inceleme esnasında Anayasa'nın 15. maddesinin de dikkate alınmasının faydalı olacağı ifade edilmiştir. Sonuç olarak Bakanlık görüşünde, başvurucuların özel hayata saygı hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda görüşte yer verilen Anayasa ve ilgili mevzuat hükümlerinin, Anayasa Mahkemesi içtihadının ve somut olayların kendine özgü şartlarının dikkate alınarak bir inceleme yapılması gerektiği belirtilmiştir.

11. Başvurucuların iddialarının, baro levhasına yazılma taleplerinin TBB tarafından bekletilmesine, dolayısıyla serbest avukatlık yapmalarının engellenmesine ilişkin olduğu görülmüştür. Mesleki hayata yönelik bu tür tedbirlerin ya da müdahalelerin hangi durumlarda özel hayat bağlamında uygulanabilir olduğu hususunda belirlenen ölçütler Tamer Mahmutoğlu ([GK], B. No: 2017/38953, 23/7/2020, §§ 84-96) kararında açıklanmıştır. Söz konusu kararda kabul edildiği şekilde, somut başvuruların sonuca dayalı nedenlerle özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenebilir nitelikte olduğu değerlendirilmektedir.

12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

13. Öncelikle Anayasa Mahkemesi Mehmet Çetinkaya ve D.K., ([GK], B. No: 2018/27392, 15/4/2021) kararında, mevzuatta bir kişi hakkında ceza soruşturması olmasının baro levhasına kayda engel oluşturduğuna dair düzenlenme olmadığını, mahkemelerin ilgili mevzuattaki düzenlemeleri makul olmayacak biçimde genişletici ve öngörülemez bir yoruma tabi tuttuğunu vurgulayarak başvurucular hakkında ceza soruşturması olduğu gerekçesiyle baro siciline kaydın iptali şeklindeki müdahalenin kanuni dayanağının bulunmadığına karar vermiştir (Mehmet Çetinkaya ve D.K., §§ 48, 49). Tamer Mahmutoğlu ([GK], B. No: 2017/38953, 23/7/2020) kararında ise kamu görevlisi olmayan, bir idari sözleşmeyle veya ticari ya da sınai nitelikteki bir özel hukuk sözleşmesiyle kamu hizmetinde çalıştırılmayan ve mesleklerini serbest şekilde icra eden avukatların kamu hizmetinde istihdam edildiklerinin kabulünün mümkün bulunmadığı, mahkemelerin ilgili mevzuattaki düzenlemeleri makul olmayacak biçimde genişletici ve öngörülemez bir yoruma tabi tuttukları, neticede başvurucunun baro levhasına yazılmamasına yönelik olarak gerçekleştirilen müdahalenin kanuni dayanağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır (Tamer Mahmutoğlu, §§ 115-118).

14. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi Zeynep Eren Bozoğlu (B. No: 2019/29332, 19/12/2023) kararında; başvurucu hakkında kovuşturmanın devam etmesi durumunun mevzuatta yer alan baro levhasına yazılma talebinin reddi nedenlerinden biri olarak öngörülmediğini, kişi hakkında devam eden bir kovuşturma bulunması durumunda ilgili baronun, levhaya yazılma talebinin kabulüne karar vermesi veya talep hakkında karar verilmesinin kovuşturma sonuna kadar bekletmesi yönünde takdir yetkisinin bulunduğunu belirtmiştir. Bu itibarla hakkında kovuşturma devam eden kişinin baro levhasına yazılma talebinin reddedilmesi yönünde baroya yetki veren bir kanuni düzenleme bulunmadığından, baronun başvurunun reddine karar vermesinin ve derece mahkemelerince başvurucu tarafından açılan davanın reddedilmesinin kanuni dayanaktan yoksun olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Zeynep Eren Bozoğlu, §§ 36, 37).

15. Öte yandan Anayasa Mahkemesi Furkan Şen kararında başvurucunun baro levhasına yazılma talebinin bu kişi hakkında yürütülen kovuşturmanın sonucuna kadar bekletilmesine ilişkin TBB kararının kanuni dayanağının ve meşru amacının bulunduğunu belirlemiştir. Anılan kararda başvurucu hakkında devam eden ceza yargılamasının sonucuna göre başvurucunun avukatlık mesleğine kabulüne veya reddine yönelik nihai karar verilebileceği dolayısıyla TBB tarafından başvurucunun talebinin, hakkındaki kovuşturmanın sonucuna kadar bekletilmesine karar verilmesinin -başvurucunun hakkındaki ceza yargılamasının sonucuna göre avukatlık mesleğine kabulü açısından yeniden karar verilebileceği hususları da gözetildiğinde- demokratik toplum gereklerine uygun ve ölçülü olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Furkan Şen, B. No: 2019/26841, 5/10/2023, §§ 28-39).

16. Bu bilgiler ışığında somut başvurular incelendiğinde, TBB tarafından başvurucuların baro levhasına yazılma taleplerinin, haklarındaki kovuşturmaların sonuçlanmasına kadar bekletilmesine karar verildiği görülmüştür. Bu nedenle Anayasa Mahkemesinin Mehmet Çetinkaya ve D.K, Tamer Mahmutoğlu, Zeynep Eren Bozoğlu ve Furkan Şen kararlarında açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Talepte bulunan başvurucuların adli yardım taleplerinin KABULÜNE,

B. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucuların yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,

E. Diğer başvurucu tarafından yapılan yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 8/2/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.