"YARGI YETKİSİNİN BAĞIMSIZ MAHKEMELERDEN TAZMİNAT KOMİSYONUNA DEVREDİLMESİ ANAYASA'YA AYKIRIDIR"

TBMM Adalet Komisyonu'nda, kamuoyunda 8. Yargı Paketi olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerindeki genel görüşmeler 20 Şubat 2024 tarihinde tamamlandı.

Komisyon Başkanı İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, milletvekillerinin teklifin tümü üzerindeki görüşlerini dile getirmesinin ardından Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. R. Erinç Sağkan'a söz verdi.

TBB olarak Meclis Komisyonlarında İçtüzükteki yetki ve görev tanımı kapsamında kanun teklifi maddeleri üzerinde görüşlerini dile getirdiklerini hatırlatan Sağkan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"1,5 yıl kadar öne yine bu salonda önümüze gelen 2 nolu barolara adli yardım bütçesinden daha fazla ödenek verilmesine ilişkin kanun teklifinde de aynı yöntemle siyasete girmeksizin; avukat sayıları, bütçe, nüfus, iş sayısı gibi tamamen nicel verilerle, bu kanun teklifinin orantısız bir artış getirdiğini ve bu yönüyle kabul edilmemesi gerektiğini, farklı yöntemlerin konuşularak daha doğru bir çözüm bulunabileceğini ifade etmiştik. Ancak bu talebimiz kabul görmemişti. Bildiğiniz gibi birkaç ay önce bizim burada ortaya koyduğumuz gerekçelerle, 2 nolu barolar yönünden yapılan artış Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Şimdi teklif yeniden Adalet Bakanlığı'nın ve burada siz kıymetli vekillerin zamanını alacak bir çalışma süresine dönüşecek. O nedenle bizim temennimiz Türkiye Barolar Birliği'nin bu teklifler doğrultusundaki görüş ve önerilerini, az evvel bahsettiğim motivasyonla hazırlandığının sayın kurul üyeleri tarafından bilinmesinden ibarettir."

TEKLİFE YÖNELİK İKİ ELEŞTİRİ BAŞLIĞI

Bu hatırlatmaların ardından teklifle ilgili görüşlerini açıklayan Sağkan, "Sürelerin tek tipleştirilmesi, para cezalarının artırılması, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve basit yargılama gibi düzenlemeleri olumlu bulduğumuzu ifade etmek istiyoruz" diye konuştu.

Sağkan, Teklifin maddeleri üzerinde TBB Hukuk Müşavirliği avukatlarının Komisyon'a ayrıntılı çalışmalarını sunacaklarını kaydederek, kendisinin iki konuya ilişkin eleştirilerini bir konu hakkında ise ek önerilerini dile getireceğini ifade etti.

İlk olarak Tazminat Komisyonu konusunda endişe duyduklarını söyleyen Birlik Başkanı, Anayasa'nın 9. maddesinin açıkça yargı yetkisini kullanmakta bağımsız ve tarafsız mahkemeleri yetkili kıldığının altını çizerek şöyle konuştu:

"Tazminat Komisyonu gibi komisyonlar, arızi durumlar için geçici süreli olmak üzere bazı olağanüstü hallerde kurulup sonlandırılabilecek komisyonlardır. Ancak bağımsız yargı makamının yetkisini alıp, tamamen ve sürekli olarak bir Tazminat Komisyonuna devretmek yargı yetkisinin devri anlamına gelmekte olup Anayasa'nın 9'uncu maddesine açıkça aykırıdır. Buradan çıkacak kararların, yargının bağımsız olması kadar bağımsız görünmesi ilkesine de ters olacağı bütün hukukçuların bildiği gerçektir. Devlete karşı açılacak tazminat davasının Adalet Bakanlığı bünyesindeki Tazminat Komisyonu tarafından görülmesi, tek başına görüntüsel olarak yargı bağımsızlığına aykırıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu tür tazminat komisyonlarının kararlarıyla ilgili bağımsızlık unusuru yönünden verdiği ihlal kararları bulunmaktadır. Biz Anayasa Mahkemesi'nin makul sürede yargılamaya ilişkin olarak verdiği karardan sonra Kasım 2023'te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Bölüm Başkanı Sayın Prof. Dr. Selin Esen tarafından hazırlanan 'Makul Sürede Yargılanma Hakkının Korunması Mevcut Durum ve Öneriler' başlıklı akademik çalışmayı Meclis'te grubu bulunan bütün siyasi partilerin grup başkanlarına ilettik. Bu işi komisyon marifetiyle yürütmek doğru değik diyerek çözüm için yöntemi de önerdik. Nasıl Ankara'da uzmanlık mahkemesi olarak Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi bulunmaktaysa, bu konuyu çözmek için de bir uzmanlık mahkemesi kurularak Tazminat Komisyonu yerine bir uzmanlık mahkemesi eliyle bu tür konuların çözülmesinin çok daha doğru ve ileride de sorun yaratmayacak bir yöntem olduğunu ilettik.

Bu tür komisyonlarla ilgili bir diğer endişemiz ise, bu çuval bir açıldığında başka unsurlarında bunun içerisine dahil edileceği yönündeydi ki zaten bu endişemizde çok da haksız olmadığımızı gördük. Önümüzdeki kanun teklifinde Ağır Ceza Mahkemelerinde görülmekte olan haksız tutuklama sebebiyle yürütülen tazminat davalarının da bu tazminat komisyonunun görev alanının içerisine dahil edildiğini görüyoruz. Tamamen yargı yetkisinin komisyona devredilmesi çok açık bir Anayasa ihlalidir. Biz bu konunun özellikle altı çizilerek burada değerlendirilmesi gerektiği ve bu yanlıştan kesinlikle dönülmesi gerektiği kanaatindeyiz."

TAZMİNAT KOMİSYONLARINDA AVUKATLARIN VEKALET ÜCRETİ SORUNU

Sağkan, konuya ilişkin görüşlerini dile getirirken Tazminat Komisyonlarında avukatların vekalet ücreti alamadığının altını çizerek şunları söyledi:

"Bir avukat normalde Anayasa Mahkemesi'ne, Ağır Ceza Mahkemesine başvururken verdiği emeğin aynısını Tazminat Komisyonlarına başvururken de veriyor. Ancak tazminat komisyonları yargı mercii olarak kabul edilmedikleri için vekalet ücretine hükmedemiyorlar ve bu durum avukatlar bakımından da bir hakkaniyetsizliğe dönüşüyor. Son zamanlarda avukatların içerisinde bulunduğu ekonomik krizin derinliğini öngörecek olursak; bu ağır yükü sizlerin de omuzlarına yüklemek benim meslek örgütü başkanı olarak da boynumun borcudur. Bunları sizlerle paylaşmak durumundayım."

Sağkan, ikinci olarak TCK 220/6 konusundaki eleştirilere katıldığını söyleyerek, "Üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek konusunda Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar açısından özellikle belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine ilişkin eleştirilerinin yeni düzenlemede de hiçbir şekilde giderilmediğini görüyoruz. Bu durumda yasalaşacak olan bir maddenin aynı şekilde Anayasa Mahkemesi önüne gitmesi halinde yine aynı gerekçeyle karşımıza bir sorun olarak çıkmasının kuvvetle muhtemel olduğunu sizlerle paylaşmak isterim" dedi.

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU'NDA DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ

Birlik Başkanı Sağkan, avukatların görevlerini yapmasında önemli bir engel olan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na ilişkin olarak da şunları söyledi:

"Ben artık bu kangrenin, sizlerin bilgisi dahilinde son bulması gereken bir sorun olduğunu düşünüyorum. Çünkü Kişisel Verilerin Koruması Kanunu nedeniyle avukatlık mesleği artık yapılamaz hale gelmiştir. Bizim artık bir nüfus müdürlüğünden nüfus kaydı bile alamadığımız, Avukatlık Kanunu'nun 2. maddesindeki 'avukatın kamu kurumlarından ve özel kurumlardan bilgi ve belge alması, incelemesi gibi delil toplama yetkisinin' tamamen yok olduğu bir süreci yaşıyoruz. Bu kanunun bu şekilde devamı halinde bizim avukatlık mesleğini hakkıyla yapma şansımız kalmayacak. Özellikle ceza yargılaması açısından da dikkatinizi çekmek isterim ki bir tarafta kamu adına hareket eden Cumhuriyet Savcısının sanığın, tanığın, müştekinin, mağdurun bütün bilgilerine tek bir tuşla uluşabildiği bir yerde avukatın oradaki sanıkla, tanıkla, diğer bileşenlerle ilgili hiçbir veriye erişemediği bir yargılamada ne silahların eşitliğinden bahsedebiliriz ne de o yargılamanın adil bir yargılama olduğundan bahsedebiliriz. Bu sorun artık bizim açımızdan gerçekten bu mesleği yapılamaz hale getiren bir sorundur.

Önerimizle sorunun çok basit bir şekilde çözülmesi mümkündür. Sizlerden 180 bin avukat adına Birlik Başkanı olarak talebimizdir. 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Hakkındaki Kanunu'nun, 'Bu kanunun hükümleri aşağıdaki hallerde uygulanmaz' başlıklı 28. maddesinin (d) bendine, 'kişisel verilerin soruşturma, kovuşturma ve yargılama veya infaz işlemlerine ilişkin olarak yargı makamları veya infaz mercileri' derken araya 'mesleki faaliyetleri kapsamında avukatlar' hükmünün eklenmesi halinde biz bu çok önemli dertten kurtulacağız. Emin olun bu avukatın derdi değil, milyonlarca vatandaşın adalete erişimi derdidir."

TBB Başkanı Sağkan'a eşlik eden TBB Hukuk Müşaviri Av. Seray Şenfer, teklifin maddeleri üzerindeki görüşmeleri takip ederek, görüş ve önerileri iletti.