Ricciardone, Senato Dış İlişkiler Komitesi'nde katıldığı oturumda, büyükelçilik görevinin onaylanması süreci çerçevesinde, senatörlerin sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin PKK'ya karşı operasyonlarının ABD tarafından desteklendiğini belirten Ricciardone, PKK'nın Avrupa'daki faaliyetlerinin kesilmesi konusunda ABD'nin, AB'deki ortaklarıyla işbirliği yaptığını dile getirdi.

"Türk liderlerin de PKK terörüyle mücadelede siyasi, ekonomik ve kültürel tedbirlere duyulan ihtiyacın farkında" olduğunu belirten Ricciardone, "Türkiye'nin 'Ulusal Birlik Projesi', Kürtlerin ve Türkiye'deki diğer toplumlar ve hassas grupların insan hakları ve ekonomik durumunun geliştirilmesini amaçlıyor. Bu girişimin daha fazla devam ettirilmesi, sadece PKK'nın zayıflatılması değil, Türk demokrasisi ve tüm Türkler için insan haklarının ilerletilmesi ve güçlendirilmesine de katkı sağlayabilir" ifadesini kullandı.

"İlişkileri güçlendirme yönünde çalışacağım"

Ricciardone, "Türkiye ve ABD'nin on yıllar boyunca, terörizm ve kitle imha silahlarının yayılmasıyla mücadele, bölgesel çatışmaların çözümü, enerji güvenliğinin desteklenmesi, ticaret, yatırım ve ekonomik kalkınmanın genişletilmesi ve tüm bunların tamamlayıcısı olarak demokrasinin, insan haklarının ve hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi de dahil olmak üzere, bölgesel istikrarı desteklemek için yoğun işbirliği yaptığını" kaydetti.

Irak ve Afganistan konuları, İsrail'in komşularıyla barış arayışı, İran'ın nükleer silah edinme gayreti, Kıbrıs meselesi, Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesi konularına değinen Ricciardone, özellikle Türkiye'nin BMGK'da İran'a yönelik yeni yaptırımlara "hayır" oyu kullanmasının kendilerinde yarattığı "hayal kırıklığı" ile Türkiye-İsrail ilişkilerinde yaşanan gerilemeden duydukları kaygıyı dile getirdi.

Ricciardone, ataması onaylanırsa, Türkiye'nin ABD ile ilişkilerini güçlendirmek için çalışacağını vurguladı.

"Askeri bağlarımız hayati"

Türkiye'nin, ABD'nin Irak'taki başarısı veya başarısızlığının kendi iç güvenliğini etkileyeceğinin farkında olduğunu belirten Ricciardone, Türk hükümetinin, Irak hükümetiyle üst düzey stratejik diyaloğu ve Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimle diyalog yoluyla Irak'ı istikrara kavuşturma yolunda çok anlamlı katkıda bulunduğunu söyledi.

Ricciardone, Türkiye'nin ayrıca siyasi ve ekonomik işbirliği konusunda bölgesel toplantılara ev sahipliği yaparak Irak'ın yeniden inşasını desteklediği, petrol ve elektrik alt yapısının gelişimine yardım ettiği, ticaret ve yatırım faaliyetleriyle ülkenin gelişimine katkı sağladığına dikkati çekti.

Ricciardone, "Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetim de dahil olmak üzere Türkiye ile Irak arasındaki artan işbirliğini desteklediklerini" kaydetti.

"Türkiye ile askeri bağlarımız hem ABD hem Türkiye açısından hayati olmayı sürdürüyor" diyen Ricciardone, Türkiye'nin Irak ve Afganistan'daki ABD güçlerini destekleyen önemli bir lojistik merkez olduğunu vurguladı.

Ricciardone, "Irak'taki misyonumuza yönelik hava taşımacılığının yüzde 70'inden fazlası İncirlik Üssü üzerinden sağlanıyor. Bu üs ayrıca, Afganistan'a uçuşlarda yakıt ikmali için öncelikli bir durak konumunda. Türkiye, bu operasyonlara giden ABD uçaklarına hava sahasından geçiş hakkı veriyor, üsleri ve limanlarını Irak'ta insani yardım ve yeniden yapılanma faaliyetleri için kullanımına izin veriyor" diye konuştu.

Habur sınır kapısının da ABD askerlerinin ihtiyaç duyduğu malzemelerin Irak'a geçişi için kilit hat vazifesi gördüğünü belirten Ricciardone, Türkiye'deki 1700'den fazla ABD askeri personelinin varlığına işaret ederek, Türkiye'nin "bu konuda geleneksel misafirperver davranışının bulunduğunu" söyledi.

Türkiye-İsrail ilişkileri

Ricciardone, ABD'nin iki önemli ortağı, uzun yıllar önemli siyasi, ekonomik, güvenlik ve askeri bağları paylaşan Türkiye ve İsrail'in ilişkilerinde, özellikle İsrail'in Gazze'ye yardım gemilerine saldırdığından bu yana artan gerilim yaşanmasının, bölgesel barış ve istikrarda hem iki ülke hem de ABD'nin hayati önem taşıyan çıkarlarını geriletme riski taşıdığını söyledi.

Ricciardone, "Türkiye ve İsrail'e, her iki tarafın yararına olacak ilişkilerinin, hem kendileri hem de ABD açısından önemli olduğunu vurguladıklarını" kaydetti.

Francis Ricciardone, Kabil'deki Büyükelçilik Yardımcılığı görevi sırasında da tanıklık ettiği gibi, Türkiye'nin "köklü kültürel ve tarihi bağlarının bulunduğu Afganistan'da önemli bir ortak olduğunu ve bu ülkenin birliği, egemenliği ve toprak bütünlüğünün en önde gelen destekçilerinden biri olduğunu" söyledi.

"İran'a yönelik, özellikle yaptırımlar konusunda ABD ile Türkiye arasında zaman zaman taktik farklılıkları bulunduğunu" belirten Ricciardone, "Müttefikimiz ve ortağımız Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nin 1929 sayılı kararının desteklenmesinde NATO müttefiklerinin yanında yer almamasından hayalkırıklığına uğradık" dedi.

Türkiye ve Brezilya'nın, Tahran Anlaşmasına yönelik çabalarının farkında olduklarını dile getiren Ricciardone, "Büyükelçi olarak, İran'ın, nükleer programına dair uluslararası toplumun kaygıları hakkında UAEK ve P5 1 ile doğrudan temas kurması gerektiğini anlamasında ABD'nin, Türkiye'nin yardımına ihtiyacı olduğunu vurgulamaya devam edeceğim" dedi.

ABD'nin, Türkiye'nin AB'ye katılım arzusuna yönelik köklü desteğini devam ettirdiğini belirten Ricciardone, "AB'ye katılım beklentisinin Türkiye'deki reformlar için güçlü bir itici güç vazifesi gördüğünü ve son birkaç yılda AB üyeliği için gerekli anlamlı siyasi ve ekonomik reformların hayata geçirildiğini ancak daha fazlasının yapılmasına ihtiyaç bulunduğunu" kaydetti.

Din özgürlüğü

"Türklerin, basın özgürlüğü gibi belli haklar da dahil olmak üzere insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda daha fazla ilerleme sağlamayı istediğini" ifade eden Ricciardone, "Türkiye'nin, din özgürlüğünün koruyucusu olarak parladığını görmeye özellikle ilgi gösteriyoruz" dedi.

"Türkiye'nin dini hoşgörü konusundaki tarihi mirasına, Heybeliada Ruhban Okulu'nun tekrar açılmasından daha güçlü bir modern kanıt olamaz" ifadesini kullanan Ricciardone, "ekümenik" (evrensel) olarak tanımladığı Fener Rum Patrikhanesi'nin haklarının korunması gerektiğini, bu konu ele alınana kadar bu yönde çağrılarda bulunmaya devam edeceklerini kaydetti. Ricciardone, atanması onaylanırsa, 10 yılı aşkın görmediği Fener Rum Patriği Bartholomeos'u ziyaret etmeyi de "sabırsızlıkla beklediğini" söyledi.

"Kıbrıs'ın bölünmesinin çok uzun sürdüğünü", Adadaki iki toplum arasında BM Genel Sekreteri'nin himayesinde müzakereleri desteklediklerini ve iki toplumun Adayı, iki bölgeli ve iki toplumlu federasyon şeklinde birleştiren bir çözümü müzakere etme fırsatını yakalamaları çağrısında bulunduklarını kaydeden Ricciardone, Türkiye ve Yunanistan'ın Kıbrıs'ta çözüm doğrultusunda yapıcı rol oynayabileceğini belirtti. Ricciardone, Türk hükümetinin de bu sürece yönelik
desteğini açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.

Türkiye-Ermenistan ilişkileri

Ricciardone, Türkiye ile Ermenistan arasındaki yakınlaşmanın Kafkasya'da istikrar ve refahın artışını teşvik edeceğine işaret ederek, Obama'nın 24 Nisan konuşmasına atıfta bulundu.

ABD'nin iki ülke arasında imzalanan protokolleri onaylaması için Türkiye'ye çağrıda bulunmaya devam edeceğini söyleyen Ricciardone, Türkler ve Ermeniler arasında anlayışı inşa eden programları destekleyeceklerini kaydetti.

Türkiye-ABD arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilere de değinen Ricciardone, Türkiye'nin dünya enerji piyasasındaki önemine değinerek, iki ülke arasındaki enerji işbirliğini anlattı.

Ricciardone, Türkiye'de daha önce yaşadığı dönemde "harika deneyimleri" olduğunu belirterek, "Ankara'ya geri dönmek, iki ülke arasındaki dostluk ve iletişimin resmi ve özel alanlarda geliştirilmesi adına benim için özel bir ayrıcalık olacak" dedi.

Francis Ricciardone oturuma, Türk üniversitelerinde eğitim gören ve öğretim görevliliği yapan eşi Marie ve Türkiye'de doğan kızı Francesca, babası Francis Ricciardone ile bazı yakın akrabalarıyla katıldı.



Cnn Türk