Kapitalist üretim ilişkilerinin sonunda toplumsal yaşantımıza eklenen ve vazgeçilmez olarak gösterilen“hapishaneler” ezelden beri gelen bir kavram ve mekan değildir.

Cezalandırmanın bu yeni biçimi, “kapatma cezası” için düşünülmüş mekanlar hapishane diye toplumsal tarihimize girmiş ve günümüze kadar çeşitli değişimler geçirerek gelmiştir.

Kapatma, yani kişileri hürriyetinden ‘belli bir süre’ için alıkoyma cezaevleri koşulları ne olursa olsun genel olarak önerilecek bir yol değildir ve aşağıdaki metni yayınlarken kapitalist devlet otoritesinin ‘keşfettiği’ kapatma cezasını şirinleştirmeden ve fakat orta vadede toplumların önünde böyle bir sorunsalın aşılamayacağı gerçeği ile bu probleme yaklaşımı olan bir proje olarak izleyenlerimizle paylaşıyoruz.

Pensilvanya Üniversitesi Tasarım Okulunda eğitmen Matthias Hollwich rehberliğindeki öğrenciler Andreas Tjeldflaat ve Greg Knobloch, Amerika Birleşik Devletleri tarihi boyunca görülen geleneksel cezaevleri sorununa mekansal manada bir alternatif önerdiler. Yenilikçi yüksek katlı bu cezaevi New Jersey ıslahevleri, her yıl yayımlanan bilgilerden öğrenildiğine göre 14.000 mahkumdan yaklaşık üçte ikisinin beş yıl içinde barınmasına olanak verecek, periyodik olarak transfer edilen, yer değiştiren mahkumlara ev sahipliği yapacaktır.

499.SUMMIT biraz da bu istatistik bilgiyi tersine çevirmek ve mahkumların tekrar topluma başarıyla geçişine yardım etmek niyetiyle bir çözüm öneriyor, bu çözüm arayışını sunuyor.

Andreas Tjeldflaat ve Greg Knobloch tarafından yapılan proje Açıklaması:

ABD’de cezaevi sisteminde, geçtiğimiz yüzyıl boyunca gelişmeleri görmek lazım. Bilindiği gibi bir çok değişiklik yapılmasına rağmen cezaevi sistemi sonuçta başarısız oldu. Ancak bu konu yine de umutsuzca yenilik ve yeniden hayal gücü gerektiren, çaba sarfedilmesi gereken bir alandır. Literatürde cezaevleri mekansal yapılarının sosyolojik etkilerini sorgulamaya başladığımızda, mahkumlar için ev fikrinin ve beklentinin bu yönde geliştiğini görebiliriz.

499.SUMMIT ABD cezaevi sisteminde statik kurumlara eleştirel bir bakış sonucudur. Bu kelime yani “hapishane” bütün önyargılı kavramları içeren bir toplumsal zeminde iken ortaya konan bu proje ile teklif edilmekte olan kentsel bir cezaevi olarak yüksek katlı bir yapıdır. Hayal edilen ve tasarlanan bu yapı kütlesini biri kemer şeklinde olmak üzere üç kuleden oluştuğu görülmektedir.

‘Kemer’ biçimindeki kütle doğal doğrusal yapıdaki diğer kütleleri kavrar. Biçimsel nitelikleriyle bu yapı genel dolaşım kavramını bizim için mümkün kılar. Kemer kütlesinde yukarıdan aşağıya doğru ağırlıklı fonksiyonel kademeleme mevcuttur.. Her kemerin üç temel aşaması vardır: Hapsedilme (yukarı bölüm), dönüşüm (orta bölüm) ve entegrasyon (alt bölüm) vardır. Kemerlerden oluşan yapının hapsedilme aşamasında izole edilerek başlayacak sürecin sonuçta entegrasyon aşamasında hem fiziksel hem de programlı olarak toplumla bir arada birleştirilmesiyle finale ermesine olanak tanıyacak bir tasarım yolu tutulmuştur. Tesis ile mahkumlar, mümkün olduğu kadar yumuşak olarak toplumuna geçiş yapmakta, sosyal etkileşimleri giderek artan derecede sağlanarak topluma nüfuz etmeleri kolaylaştırılmaktadır. Katalizör olması için bu sürecin, kamu program ve konut entegrasyon aşaması özel bir eğitim-katılım programıyla sürdürülmektedir.


Kaynak:Arch Daily
Çeviri: Mimdap