9 Nisan 2003 tarihinde yasadışı örgüt Marksist- Leninist Komünist Partisi'ne (MLKP) üye olduğu şüphesiyle yakalanan Hatice Duman, 13 Nisan tarihinde tutuklandı. 23 Temmuz 2003 tarihinde İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Cumhuriyet savcısı, Duman'ın da aralarında bulunduğu sekiz kişi hakkında, "devletin anayasal düzenini bozmaya teşebbüs, yasadışı örgüte yardım ve yataklık etme ve üye olmak" suçlamasıyla iddianame hazırladı. DGM'lerin kaldırılmasının ardından yargılama, ağır ceza mahkemesinde devam etti. Yargılama sırasında Duman'ın tahliye talebi reddedildi. 4 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi, dosyadaki delillere dayanarak, eski TCK'nın 146. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, Duman'ı anayasal düzeni bozmaya teşebbüsten suçlu buldu ve müebbet hapse mahkûm etti. Duman, duruşmalarda kendisine ve avukatına, devam eden tutukluluğunun hukuka uygun olmadığı konusunda savunma yapma fırsatı verilmediğini ve cumhuriyet savcısı tarafından sunulan görüşlerin kendilerine tebliğ edilmediği gerekçesiyle AİHM'e başvurdu. Hükümet ise savunmasında, Duman'a karşı yapılan suçlamaların ciddiyetini, iddia edilen suçları işlemiş olduğuna dair şüphenin gerekçelerinin makul olduğunu, kanıtların korunmasını ve kaçma tehlikesini dikkate alarak, sanığın devam eden tutukluluğunun haklı olduğunu ileri sürdü.

-TÜRKİYE UZUN TUTUKLULUKTA AİHS'Nİ SIKÇA İHLAL EDİYOR-

Başvuruyu kabul eden AİHM, Duman'ın yerel mahkemede mahkum edilmeden önce 8 yıl tutuklu kaldığını belirterek, Türkiye'nin uzun tutukluluk konusunda AİHS'ni sıkça ihlal ettiği tespitine yer verdi.

Tutukluluk süresinin aşırı olduğuna dikkat çeken AİHM, tutukluluğunun incelenmesinde savcı ve tutuklu kişi arasındaki "silahların eşitliği" ilkesinin sağlaması gerektiğinin altını çizdi. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nin Duman'ın tutukluluğa itirazını Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra karar verdiğine dikkat çeken AİHM, tutukluluğunun devam etmesi gerektiğini belirten savcılık görüşünün, yargılamalar esnasında Duman'a ya da avukatına tebliğ edilmediğini belirtti. Savcının görüşüne Duman veya avukatına cevap verme fırsatının verilmediğine işaret eden AİHM, yerel makamların silahların eşitliği ilkesine uymaması nedeniyle Duman'ın ve avukatının itiraz süresince çekişmeli yargı hakkının engellendiğine işaret etti. AİHM, Türkiye'nin Duman'a 10 bin 800 Euro tazminat ödenmesine karar verdi.



Anka