Norveç, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en kanlı günleri yaşamasına yol açan Anders Behring Breivik'in en ağır ceza almasının yollarını arıyor. Cuma günü önce başkent Oslo'daki başbakanlık konutu önünde patlattığı bomba ile 8, sonra da Utoya Adası'ndaki gençlik kampında düzenlediği silahlı saldırı ile 68 kişiyi öldüren Breivik, ülke yasalarına göre terör suçu ile itham edildiğinde en fazla 21 yıl hapis cezası alabiliyor. Bunun önüne geçmek amacıyla, önceki gün çıkarıldığı mahkemede her iki katliamı gerçekleştirdiğini itiraf eden Breivik'in "insanlığa karşı suç işlemekten" yargılanması için çalışmalar başlatıldı. Norveç polisi 32 yaşındaki köktendinci Hıristiyan Breivik'in, 30 yıl hapis cezasını öngören "insanlığa karşı suç" kapsamında yargılanmasının düşünüldüğünü bildirdi. Savcılık sözcülerinden Henreiksboe ise polisin şu ana kadar terörle ilgili 147 sayılı fıkraya başvurduğunu, başka hükümlere de başvurmayı düşündüğünü kaydederek, "henüz hiçbir nihai kararın alınmadığını" söyledi.

UYUŞTURUCU İLAÇ ALMIŞ

Breivik'in avukatı Geir Lippestad, dün müvekkiliyle görüşme yaptıktan sonra konuştuklarını basına aktardı. Breivik'in hedef aldığı iktidardaki İşçi Partisi üyesi olduğunu açıklayan avukat, müvekkilinin mahkemeye getirilirken öldürüleceğini düşündüğünü ve katliam öncesinde kendini daha güçlü hissetmek için uyuşturucu ilaçlar aldığını ileri sürdü. Yaptığı her şeyi ayrıntılarıyla planlayan ve çok zeki olduğu söylenen zanlının avukatı ise, "Bütün olanlar onun bir deli olduğuna işaret etse de müvekkilime 'deli' demek için daha erken" dedi. Avukat, Breivik'in akli dengesi yerinde olmayan biri olarak yargılanmak istemediğini ifade etti. Avukat, müvekkilinin psikolojik testlerden geçmeyi reddetmesi halinde davadan çekileceğini de belirtti. İşçi Partili olmasını de değerlendiren avukat, "Birileri bu işi yapmak zorundaydı" dedi. Norveç'te ruhsal dengesi bozuk olanlar işlediği suçlardan sorumlu tutulmuyor. Fakat Norveç yasalarına göre, aldığı uyuşturucunun etkisindeyken suç işleyenlerin sorumluğu üstlenmeleri gerekiyor. Breivik'in işlediği suçun uzun hazırlık süreci göz önüne alınınca, uzmanlar böyle bir savunmanın mümkün olamayacağı fikrinde birleşiyor.

ÖRGÜT AĞI ARAŞTIRILIYOR
Avukat Lippestad, müvekkilinin Norveç'te iki, Avrupa ülkelerinde ise birçok hücre ile bağlantısı olan İslam karşıtı bir organizasyonun parçası olduğunu ve yaptığı iki saldırıyı da savaş halinde olduğu için gerçekleştirmek zorunda olduğunu söylediğini de aktardı. İngiltere Başbakanı Cameron da Breivik'in ülkelerindeki bağlantılarının araştırıldığını doğruladı. Ancak detaylar hakkında bilgi verilmedi. İngiliz Telegraph gazetesi ise, Breivik'in aşırı milliyetçi İngiltere Savunma Birliği üyeleri ile yakın bir ilişkisi olduğunu yazdı. Norveç basını da, katilin İslam karşıtı bir organizasyon olan Norveç Savunma Birliği üyeleri ile çok yakın ilişki içinde olduğunu öne sürdü. Breivik'in öldürdüğü gençlerin kimlikleri de dün itibariyle açıklanmaya başlandı. Avrupa'da ırkçılık ve yabancı düşmanlığının yükselişte olduğunu ortaya koyan raporlara rağmen bununla mücadele için somut önlemler almayı ihmal eden Avrupa Birliği, Norveç saldırılarının ardından aşırı sağ tehditlerle ilgili çalışma kararı aldı.

ERDOĞAN, TÜRK KIZI GİZEM'İN AİLESİNİ ARADI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Norveç'in başkenti Oslo ve Utoya Adası'nda cuma günü meydana gelen saldırılar sonrasında kendisine ulaşılamayan Türk kızının ailesini dün telefonla aradı. Alınan bilgiye göre, Başbakan Erdoğan, kayıp Türk kızı Gizem Doğan'ın ailesinden konuyla ilgili bilgi aldı. Utoya Adası'ndaki olaydan bir gün sonra Türk kızı Gizem Doğan'ın kayıp olduğu açıklanmıştı.

YÜZÜKLERİN EFENDİSİ DİNLEYİP ATEŞ ETMİŞ
Breivik'in Utoya Adası'nda katliam yaptığı esnada İngiliz besteci Client Mansell'in Lux Aeterna isimli parçasını dinlediği ortaya çıktı. Breivik, bin 500 sayfalık günlüğünde de katliam sırasında iPod'unda sürekli tekrar çalan parçayı korkusunu bastırmak için dinleyeceğini anlattı. Lux Aeterna şarkısı Yüzüklerin Efendisi filmlerinde savaş sahnelerinde kullanılmıştı.

KATİL, POLİSİ BEKLEDİ SONRA DEVAM ETTİ
Breivik'in avukatı Geir Lippestad, müvekkilinin Utoya Adası'ndaki katliama başladıktan kısa bir süre sonra polisin gelmesini beklediğini ancak gecikince saldırıya devam ettiğini anlattı. Yaşatan çifte katliamda Norveç polisi hem Utoya Adası'na geç gitmekle hem de Breivik hakkında bir soruşturma başlatıp daha sonra peşini bırakmakla eleştirildi. Adalet Bakanı Storberget'den ise dün polise övgü geldi. Storberget, adadaki katliama geç kaldığı eleştirilerine rağmen polisin iyi çalıştığını söyledi

AVUKATI: KENDİNİ SAVAŞTA SANIYOR
Breivik'in avukatı, soğukkanlı ve paranoyak savaşçı biri olarak tanımladığı müvekkili için "Kendini savaşta sanıyor ve yaptıklarının suç olduğunu düşünmüyor" dedi.

LÜKS CEZAEVİNDE KALACAK
Breivik'in mahkûm olmasından sonra dünyanın en insani ve lüks hapishanesi olarak bilinen Norveç'in güneybatısındaki Halden Fengsel'de kalması bekleniyor. Silahsız gardiyanların koruduğu cezaevinde, spor salonu, müzik odası ve ziyaretçiler ile tutukluların kalacağı özel evler bulunuyor.



Sabah