Clinton, İstanbul'da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ortak bir basın toplantısı düzenledi.



Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın görevden ayrılmadığı sürece Suriye'nin demokratik ve insan haklarına saygılı bir bir ülke olamayacağını belirten Clinton, Esad’ın iktidarı bırakarak ülkeyi terk etmesini istedi.



Clinton, şu ifadeleri kullandı:

“Bence herkes için gayet açık ki, Suriye’de şiddet devam ediyor. Daha da kötüleşiyor. Henüz başarılı olamadık. Kesinlikle birlikte olduğumuzun altını çizmek ve diğer uluslara mesaj vermek gerekmektedir. Esad’ı destekleyen ülkelere de mesaj vermeliyiz.



Biz daha fazlasını yapmamız gerekenin farkındayız. Türkiye’nin muhalefetle bir toplantı yapacağını söyledim. Suriye’dekilerinülke dışında toplantıya katılmaları zor. Annan ve planına son desteği vermemiz gerekiyor. İran’ın dahil edilebilecek bir katılımcı olduğunu düşünmüyorum.



Esad’ın destekçilerine karşı diplomasiyi kullanmalıyız. Terörizmle mücadele söz konusu olduğunda birlikte daha yakın çalıştık.”


'PKK'nın faliyetleri hepimize hakarettir'


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise İstanbul Conrad Otel'de düzenlenen "Terörizmle Mücadele Küresel Forumu'nun-Global Counterterrorism Forum (GCTF)" açılış konuşmasında, Türkiye'nin terörle mücadele konusundan bahsetti. Davutoğlu,terörizmin küresel güvenlik, istikrar ve refahın önünde önemli bir engel olmaya devam ettiğini söyledi. Terörizmin ayrım gözetmeksizin herkes için bir tehdit olduğunun altını çizen Davutoğlu, ayrıca ekonomik kalkınma için gerekli olan ortamı da baltaladığını vurguladı. Terörizmle baş etmede sınırlı kapasiteye sahip olan ülkelerin ve özellikle geçiş ülkelerinin terörist eylemlerin hedef olduğunu belirten Davutoğlu, Somali ve Libya'nın ilk akla gelen örnekler olduğunu söyledi.

"Ancak teröristler, daha güçlü savunma mekanizmalarımıza sahip olanlarımız da dahil bizim her birimize meydan okuyacak kadar cüretkardırlar" diyen Davutoğlu, teröristlerin operasyon yöntemlerini kolayca değiştirdiğini ve yaptıkları eylemlerde giderek daha etkin hale geldiğine işaret etti.



Teröristlerin çok iyi yaptıkları birşeyin ise savunma sistemlerinde sürekli bir boşluk arayışında olmaları ve kendilerini bu boşluklara göre uyarlamaları olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Teröristler aynı zamanda açık toplumların nimetlerini kendi emellerine alet etmede ve kötü niyetli faaliyetlerini gizleme konusunda çok mahirdirler. Bu durum güvenlik kuruluşlarımızı hemen her gün büyük bir sorumlulukla karşı karşıya bırakmaktadır. Bu belayla mücadele etmemiz ve vatandaşlarımıza emniyet ve güvenlik sağlamaya çalışmamız, güvenlik kuruluşlarımızın özverili çabaları ve fedakarlıklarıyla gerçekleştirmektedir" dedi. Davutoğlu, bu vesileyle görevlerini yerine getirirken yaralanan ve şehit düşenler başta olmak üzere güvenlik personelini saygıyla anmak istediğini söyledi.



Ülkelerin tamamının terörist tehdidi ile karşı karşıya kalırken bazen terör örgütleri ve suçlular karşısında değişen tehdit algılarının ve ulusal önceliklerin varoluşunun dile getirilmeyen bir gerçeklik olduğuna işaret eden Davutoğlu, "Hiç bir ülke bu tehditten azade değildir ve hepimiz elele vermediğiiz sürece terörizmle mücadelen galip çıkamayız. Bu mücadele uluslal tehdit algılarına veya önceliklere bakılmaksızın hiçbir terör örgütüne karşı gaflet içinde bulunmaya müsade etmez. Terörizmin arkasındaki yıkıcı ve kötü gerçekliklere tanıklık etmiş ve maalesef etmeye devam eden bir ülkeden gelen birisi olarak bu noktaya tam bir inançla değinmekteyim" dedi.



Türkiye'nin tam bir kararlılıkla ve hukukun üstünlüğü ile mutlak bir uyum için PKK terörü ile mücadeleye devam edeceğinin altını çizen Davutoğlu, küresel toplumdan uluslararası hükümlülüklerine uygun olarak bu mücadelede tam destek beklendiği çağrısında bulunarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"PKK, yurt dışında görünüşte yasal yapılar ve naylon örgütlenmeler altında faaliyetlerini devam ettirmesi mümkün olmamalı. Bunları faaliyetelerini sürdürmesi hepimize bir hakarettir. Ayrıca Europol dahil, ilgili uluslararası kuruluşlarca da belirtildiği gibi uyuşturucu kaçakçılığı, haraç, karapara aklama ve turizm finansmanını da içeren PKK faaliyetleri her nerede olursa olsun bir güvenlik tehdididir. PKK'nın ifade özgürlü ilkesini suistimal etme ve kendi amaçları için kurulmuş bazı meyda kuruluşlarının hizmetlerinden faydalanma çabaları bizim için önemli bir problemdir. PKK, televizyon ve radyo istasyonları kurma ve işletme konusunda yasal boşlukları istismar etmede oldukça başarı göstdermiştir. Propaganda, eleman devşirme, nefrete teşvik ve hatta operasyonel amaçlar için bu medya kuruluşlarını kullanmaktadır. Bu meseleyi de ele almak hassasiyet arz eden bir konudur. Güvenlik gereksinimleri ve temel özgürlükler arasındaki doğru dengeyi bulmak oldukça zor. Bu nedenle dostlarımızla, özellikle de bu tür faaliyetlerin yürüdüğü ülkelerle yakinen çalışmamız ve bu çalışmaların gerçek mahiyetine göre hareket etmemiz gerekir. Bizim en büyük beklentimiz, PKK'nın bu yöndeki teşebbüslerine karşı gösterilen tepkinin diğer terör örgütlerine karşı gösterilen tepkinin aynı olmasıdır."



Anka