(DHA) -- Gideon Rachman imzalı yazıda, Türkiye ile ilgili bir de karikatüre yer verildi.

Karikatürde, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın öncülüğünde Türk halkı, ellerinde bavullarıyla, bir hendeğin başında, Avrupa Birliği'ni temsil eden kalenin önünde bekliyor. Kapısı yarı açık bir halde olan kalenin burçlarında ise Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy ve İngiltere Başbakanı David Cameron bekliyor.

“'İkiyüzlülüğe son verin ve Türkiye'yle konuşun" başlıklı yazıda Türkiye'nin Batı için öneminin, hem Amerikan Başkanı Barack Obama, hem de İngiltere Başbakanı David Cameron'un iktidardaki ilk aylarında Türk parlamentosunda konuşma yapmalarından anlaşılabileceği belirtilerek, buna karşılık Ankara'nın BM Güvenlik Konseyi'nde İran'a yeni yaptırımlara karşı oy vermesinin ve İsrail ile 'tehlikeli bir şekilde düşmanca' bir ilişkiye girmesinin Batı'da kaygı yarattığı ileri kaydedildi.

Gazete buna rağmen Türkiye'nin Batı'yla belirsiz ilişkisini asıl temsil eden durumun Ankara'nın Avrupa Birliği'ne girme çabalarındaki durulma olduğunu savunarak şöyle devam etti:

"Türkiye'yle konuşmak, açıkça konuşmak ve meselenin özünü ele almak anlamına geliyor. Ama Avrupa Birliği'nde Türkiye'yle konuşmak yuvarlak ve kaçamak sözlerle eş anlamlı hale geldi. Dolayısıyla belki de bu kez Türkiye'yle gerçekten konuşmanın ve açık olmanın zamanı geldi çattı. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olması hakikaten harika bir şey. Ama bu olacaksa, yeni bir temel üzerinde olmalı. Türkiye ve Avrupa Birliği arasında insanların serbest dolaşımını içermemeli. "

AB kurallarının tüm birlik vatandaşlarının aynı haklardan faydalanmasını öngördüğünü hatırlatan gazete ancak Türkiye'nin üyeliği için bu kuralların değişmesi gerektiğini savundu. Türkler için farklı kurallar koymanın haksız ve ırkçı diye kınanabileceğini belirten Financial Times, “Ancak Türkiye'nin üyeliği, diğer birlik ülkelerine kitlesel göç ihtimalini artırdığı sürece, bunu Avrupalı seçmenlere pazarlamak imkansız olacaktırö diye yazdı.

Gazete, İngiltere Başbakanı Cameron'un geçtiğimiz günlerdeki Ankara ziyaretinde, Türkiye'nin üyeliğine destek verdiğini ve Ankara'ya kötü davranıldığı için kızgın olduğunu söylediğini hatırlattıktan sonra şu sözlere yer verdi:

“Ancak aynı Cameron ertesi gün İngiltere'de göçmen sayısını keskin bir şekilde düşürme kararlığını tekrar etti.  Nitekim mantık da her ikisini birden yapmasına izin vermiyor. Serbest dolaşım hakkı olmadan da Türkiye'nin üyelikten büyük çıkarları olacaktır. Örneğin Türkiye'nin Avrupa Parlamentosu'nda çok sayıda milletvekili olacak ve yasa yapımında büyük ağırlığı olabilecek. Ayrıca Ankara'nın Avrupa ortak pazarına girebilecek, yardımlardan faydalanabilecek, dış politikada ağırlık sahibi olacak ve Avrupa Birliği'nin sağlayacağı yasal ve diplomatik korumalardan faydalanacak. Bu durumda Türk vatandaşlarının seyahatlerinde şimdiye kıyasla büyük kolaylıklar sağlanabilecek. 'Türkiye, serbest dolaşım hakkı olmadan AB üyeliğini reddedebilir ya da kabul edebilir. Ama en azından bu iyi niyetle yapılmış bir teklif olur"