Erdengiz ile davada KKTC'yi temsil eden Saltzman & Evinch hukuk şirketinin avukatları David Saltzman ve Günay Evinch, dava sonucuyla ilgili basın toplantısı düzenledi. 

Erdengiz, kararda, Rum tarafının üç iddiasının da tamamen geçersiz kılındığına değinerek, şunları kaydetti: 

''Karşı taraf birinci iddiada, 'KKTC devleti Julio Iglesias'ı bilerek yanılttı' dedi. Diğer taraftan da dönüp, 'KKTC diye bir devlet yoktur' dedi. Yargıç da buradaki çelişkiye atıfta bulunarak dedi ki 'önce KKTC diye bir devleti dava ediyorsunuz, ama diğer yandan da KKTC diye bir devlet yoktur' diyorsunuz. Dolayısıyla bu çelişkiden dolayı birinci iddiayı tamamen düşürdü. 

İkincisi, maddi açıdan zarardan bahsediliyor. Halbuki, kontratı iptal eden zaten Türk tarafı değil, Iglesias'ın kendi şirketi. Fesheden tarafın da muhatabı KKTC olmadığına göre, KKTC devletinin herhangi maddi zarar, ziyan ödemesinde bulunması mümkün değil. Dolayısıyla bu da düşmüş oldu. 

Üçüncü husus da dava eden taraf Lanham Act adlı bir Amerikan kanununa atıfta bulundu. Bu yasa ise böyle bir konuyla değil, patent haklarıyla alakalı. Davacı taraf, yani Rum tarafı da zaten yaptığı başvurunun içerisinde bu konuda da geri adım attı ve böylece kendi iddiasının esasını çürütmüş oldu. 

Dolayısıyla yargıç diyor ki 'tümüyle bütün iddialarınız zeminsizdir ve bundan sonra bunu istinafa götürmek isterseniz bu iddianamenizi gözden geçiriniz'. Çünkü, tam o kelimeleri kullanmıyor ama onu söylemeye çalışıyor, 'bu iddianame neredeyse gülünç bir iddianamedir' diyor.'' 

''Dava, KKTC açısından artık bitmiştir''

Erdengiz, davacının isterse tekrar temyize taşıyabileceğini ama tüm iddialar çürüdüğünden aynı şekilde başvurmasının mümkün olmadığını belirterek, ''KKTC açısından çok büyük başarıyla sonuçlanmış bir davadır bu. Aslında çok ilginç bazı gelişmeler oldu. Verilen kararda davacı taraf International Creative Talent Agency (ICTA), KKTC'nin adını zikretmeden bu davayı açmak istedi. Ancak yargıç kararı verirken, 'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti' diye açık açık KKTC'yi kayıtlara geçirmiş oldu. Dolayısıyla mahkeme nezdinde tescil edilmiş oldu. Yargıç, Rum tarafının iddianamesini adeta siyasi iddianameye dönüştüğünü söylüyor ki bu da bizim için çok önemli. Dolayısıyla şu anda KKTC açısından dava büyük oranda artık bitmiştir. Yani bundan sonra temyize gidilse de Rum tarafının iddia edebileceği fazlaca birşey kalmadı'' dedi. 

Bu kararın, KKTC'deki Voyager Kıbrıs şirketinin ve Net Holding'in Iglesias aleyhine, iptal edilen konser öncesi ICTA'ya ödedikleri 280 bin doları geri almak için açtıkları Florida'daki davaya da olumlu yansıyabileceğini ifade eden Erdengiz, ABD'deki hukuk camiasına ait çeşitli yayın organlarının da davaya yakın ilgi gösterdiğini kaydetti. 

Erdengiz, bir soru üzerine, Iglesias'ın konser vereceği otelin Rumlara ait olduğu iddiasının ''tamamen asılsız'' olduğunu söyledi. 

Erdengiz, ''Kıbrıs'a pek çok sanatçı geliyor. Bunların arasında maalesef ömrü vefa etmediği için gelemeyen Luciano Pavarotti de var, KKTC'de konser vermeyi kabul etmişti. Bunların içerisinde Jose Carreras da var. Keşke Iglesias da gelebilseydi, ama olmadı. Ama bu da bize hukuki bir davayı kazanmamızı ve bundan sonra özellikle Amerika kıtasından gelmek isteyenlere de yolu açmış oldu'' diye konuştu. 

ICTA'nın ortakları arasında bir Türk'ün olmasına dair bir soru üzerine Erdengiz, ''Uluslararası bir şirkette bir Türk ortağın bulunması şaşırtıcı değil ama bir Türk'ün, 'bilgi sahibi' değilim demesi biraz şaşırtıcıdır. Tabi ki herkes Kıbrıs meselesinin inceliklerine vakıf olmayabilir ama yine de her Türk'ün asgari de olsa Kıbrıs meselesi hakkında bilgisi vardır'' dedi. 

Bir soru üzerine Erdengiz, davanın düşmesiyle ICTA'nın KKTC'den 10 bin dolarlık tazminat talebinin de reddedilmiş olduğunu kaydetti. 

''Davanın esas kaybedeni Iglesias oldu''

Davada KKTC'yi temsil eden Saltzman & Evinch hukuk şirketinin avukatları David Saltzman ve Günay Evinch de davanın teknik detayları hakkında gazetecilere bilgi verdi. 

Saltzman, KKTC için önemli kazanım olarak nitelediği bu mahkeme kararının ardından, Voyager Kıbrıs ve Net Holding'in ICTA'ya karşı açtığı Florida'daki davayı da kazanmasını beklediğini söyledi. 

Burada ''esas kaybedenin'' Julio Iglesias olduğunu ifade eden Saltzman, ''Ödenen avansın kendisine olmadığını söylüyor. Bu parayı aldı mı, alıp da menajerlik şirketine mi verdi bilmiyoruz. Sonuçta bu bir siyaset değil, Iglesias bir şarkıcı, istediği her yerde şarkılarını söyleyebilmeli, kendine has bir izleyici kitlesi bulunmakta. Güzel bir program olacaktı, ama Iglesias burada kaybeden oldu'' diye konuştu. 

Evinch de KKTC'ye karşı benzer komplo teorilerinin öne sürüldüğü benzer başka davaların da olduğuna dikkati çekerek, ancak bu son mahkeme kararında da görüldüğü üzere, bu tür teorilerin dağılmaya devam edeceği inancını dile getirdi. 

Bu ve benzeri davaların, adada çözüm çabalarını olumsuz etkilemesine izin verilmemesi gerektiğini vurgulayan Evinch, mahkeme kararının, özel şirketler arasında sözleşmeden kaynaklanan sorunların KKTC'yi ilgilendirmediğini ortaya koyduğunu, bunun KKTC'de iş yapmak isteyen eğlence sektörü temsilcileri için çok önemli bir gelişme olduğunu kaydetti. 

Kararla, KKTC'de bu tür kültürel etkinliklerin düzenlenmesi için kapıların daha da açılacağını belirten Evinch, Iglesias'ın bu davada siyasi oyuna alet edildiği görüşünü dile getirerek, ICTA'nın, aldığı avansı geri ödemesi gerektiğini sözlerine ekledi. 

ICTA, Iglesias'ın 2010 yılında KKTC'de konser vermesi için Net Holding ile kontrat imzalamış ve bu kontrat sonucunda kendisine 250 bin dolar civarında avans ödenmişti. Ancak konser, Kıbrıs Rum yönetiminin baskıları sonucu iptal edilince, Net Holding de ödediği parayı geri almak için ICTA'yı, merkezinin bulunduğu ABD'nin Florida eyaletinde dava etmişti. ICTA ise, bu parayı ödemek bir yana, Net Holding ve onun alt şirketi Voyager Kıbrıs ile KKTC'ye karşı Washington DC'de dava açmıştı. Ama mahkeme yargıcı, davacı şirketin şikayetnamesinin siyasi olduğuna, bu davanın KKTC ile bir alakası bulunmadığına ve bunun bir kontrat davası olduğuna hükmederek, davayı düşürmüştü. 




AA