Tekin'in ailesi kararı temyize götürmeye hazırlanırken anne Döne Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Mahkemeye sunulan otopsi raporunda Mikail'in dövülerek ve boğularak öldürüldüğü ifade edilirken, elleri bağlı birine bunu yapanlar nasıl suçsuz bulunur?" diye sordu. Acılı anne, "Yaşadığım sürece hukuk mücadelem sürecek. Ölürsem de Türkiye Cumhuriyeti bunun peşini bırakmaz" dedi.
Döne Arslan, Mikail Tekin'in naaşına Türkiye'de de otopsi yapılmasını istediklerini, ama Belçika'daki otopside bazı iç organların alınması ya da yerlerinin değiştirilmesi suretiyle delillerin karartıldığını öğrendiklerini anlattı.
Anne Arslan, Charleroi mahkemesinin aldığı kararda, zanlı arkadaşlarıyla dayanışma gösteren gardiyanlar ve diğer cezaevi çalışanlarının grev tehdidinin etkili olduğunu savundu.
PEŞİ BIRAKILMAYACAK
Kararı mahkemede öğrenen Türkiye'nin Brüksel Başkonsolosu Ali Barış Ulusoy, "Charleroi Ceza Mahkemesi'nin bu kararı, merhumun aile yakınlarını ve kamuoyu vicdanını rahatlatmak bir yana, yeni bir yara açtı. Aile kararı temyiz etmekte kararlı görünüyor. Başkonsolosluğumuz yargı sürecinin bundan sonraki aşamalarında da merhumun ailesine her türlü desteği vermeyi sürdürecek. Sürecin tüm Belçika kamuoyunun ve Belçika Türk toplumunun vicdanını rahatlatacak ve adaletin tecelli ettiği hissiyatını uyandıracak bir kararla sonuçlanması ortak temennimiz" dedi.
POLİSLE TARTIŞMIŞTI
Üç yıl önce Charleroi'de kimlik kontrolü yapan polislerle tartışan Mikail Tekin tutuklanarak Jamioulx Cezaevi'ne konulmuş ve aynı gün hayatını kaybetmişti.
Olaya tanıklık eden mahkumlara göre Tekin, tartıştığı 3 gardiyan tarafından dövülerek yerlerde sürüklenmiş ve boğularak öldürülmüştü.
Tekin'in otopsisinde ölüm nedeninin "fiziksel şiddet" olduğunun belirlenmesi üzerine geçici bir süre açığa alınan 3 gardiyan savcılıkça sorgulanmış ve bu sırada diğer gardiyanların arkadaşlarına destek için eylem yapmaları üzerine serbest bırakılmıştı. Gardiyanlar birkaç hafta sonra görevlerine geri dönmüştü.
AA
