Gazeteye göre, parti yetkilileri, davada aklanması durumunda da, Nadir'den yeni bağış kabul edilmesine karşı.

Guardian, partinin Asil Nadir'le arasına mesafe koyma kararının Kıbrıslı işadamının davanın tamamlanmasından sonra Muhafazakarlara bağışlarını sürdürmeye hazır olduğu şeklindeki sözlerini izlediğini belirtiyor.

Gazeteye göre, Asil Nadir'in sahibi olduğu Polly Peck'in hesaplarını inceleyen uzmanlar, gruba bağlı bir şirketten 1985-90 yılları arasında, yönetim kurulu ve hissedarların bilgisi dışında defalarca bağış yapıldığını belirlemişti.

'Nadir davası aylarca sürebilir'
Guardian, 17 yıl önce, yolsuzlukla suçlandığı dava öncesinde Kuzey Kıbrıs'a kaçan ve geçen hafta İngiltere'ye dönen Kıbrıslı işadamı Asil Nadir'in Perşembe günü ön duruşma için yargıç karşısına çıkacağını anımsatarak davanın en az dört milyon sterline mal olmasının ve aylarca sürmesinin beklendiğini kaydediyor.

'Bankalara desteğe devam'
Financial Times, 16 ülkeyi kapsayan Euro bölgesindeki büyüme oranlarının Avrupa Merkez Bankası'nın tahminlerinin üstünde çıktığını ancak bankanın Amerika Birleşik Devletleri'nden gelen olumsuz işaretler ve bu yıl bütçe krizi yaşayan ülkelerden kaynaklanan tehdit nedeniyle ihtiyatı elden bırakmayacağını yazıyor.

Gazeteye göre, euro bölgesinin Amerika'da ya da küresel ölçekte yeni bir krize ne ölçüde dayanabileceğini ölçmeye çalışan Avrupa Merkez Bankası'nın bu hafta bankalara sağlanan acil durum yardımı uygulamasının süresini gelecek yılın başına kadar uzatacağını açıklaması bekleniyor.

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet'nin Perşembe günü, bankaların haftalık, aylık hatta üç aylık nakit taleplerinin 2011'in başına kadar tamamıyla karşılanacağını duyuracağı belirtiliyor.

Böylece 2008'de Lehman Brothers'ın batmasından sonra başlayan ve Avrupa Merkez Bankası'nın "niceliksel gevşeme"yle bir tuttuğu bankalara sınırsız nakit sağlama uygulaması üçüncü yılına girecek.

'FED harekete geçmeli'
Financial Times yazarı Clive Crook, gelen olumsuz işaretler sonrasında ABD Merkez Bankası'nın derhal harekete geçmesi gerektiğini belirtiyor. Yazar şöyle diyor:

"Amerika Birleşik Devletleri'nde toparlanma süreci duruyor. Ekonomik açıdan risk dengesi, yeni mali ve parasal teşvik önlemler alınması gerektiğine işaret ediyor. Siyasetçiler, ilk seçeneği dışlıyor, kendi içinde bölünmüş durumdaki Merkez Bankası da ikinci seçenekte tereddüt ediyor. Toparlanma süreci tamamen tökezleyebilir."

"Son rakamlar iç karartıcı. Cuma günü, yılın ikinci çeyreğinde büyümenin beklentilerin altında kalarak yüzde 1,6 olarak gerçekleştiği açıklandı.Konut sektöründe yeni bir kriz yaşanabileceğine dair önceden gelen işaretler, borsayı aşağı çekti. Temmuz'da yeni konutların satışları kayıtların tutulmaya başladığı 1963'ten bu yana görülen en düşük seviyeye indi. Diğer gelişmiş ekonomilerin aksine ABD, kabul edilebilir ölçüde düşük riskle, yeni mali teşvikler uygulayabilir."

Ama siyasi açıdan bunun önünde zorluklar olduğunu belirten yazar şöyle devam ediyor:

"Kongre önce böyle bir teşvik paketine destek verse ve ardından geride dursa bu risk ortadan kaldırılabilir. Yönetim, böyle bir paketin peşinde koşmalı. Ama bunu yapamıyor. Zira, büyük devletten usanan Amerikalı seçmenler, yanlış bir şekilde, ilk teşvik paketinin pahalı bir başarısızlık olduğuna karar verdiler. Bunda yönetimin de payı var. Seçmenin ihtiyaç duyduğu, teşvik önlemlerinin zamanı gelince, geçici bir dönem için ve belli amaçlarla uygulanması gerektiği mesajı kayboldu."

'Dış yardımlar güvenlik projelerine kaydırılacak'
Times, sızan bir rapora dayanarak, İngiltere hükümetinin 6 milyar sterlinlik dış yardım bütçesinin bir bölümünü savunma ve terörle mücadele projelerine kaydırmayı planladığını duyuruyor. Gazeteye göre, Başbakan David Cameron'un başkanlığındaki Ulusal Güvenlik Konseyi, kalkınma yardımları bütçesinin ulusal güvenliğe mümkün olduğu kadar çok katkıda bulunması gerektiği yönünde görüş bildirdi. Times, bu önerinin koalisyon hükümetinin her fırsatta yinelediği yoksul ülkelere yardımı artırma taahhüdüne tezat oluşturduğuna dikkat çekiyor.

Guardian, Bilgi Edinme Özgürlüğü yasası kapsamında ulaştığı belgeler ışığında, eski Muhafazakar Başbakan Margaret Thatcher'ın 1984-85 yıllarında İngiltere'yi sarsan maden grevleri sırasında Sovyetler Birliği'nden gelecek yardımı engellediğini belirtiyor. Haberde özetle şöyle deniyor:

'Thatcher, Sovyet yardımını nasıl engelledi?'

"Madenci Sendikaları Federasyonu, grevi devam ettirebilmek için şiddetle paraya ihtiyaç duyuyordu. Mahkeme federasyonun malvarlığına el konulmasını kararlaştırmıştı. Federasyonun Başkanı parayı Sovyetler Birliği'nden bulmak için çaba harcadı ve Rus madenciler, maaşlarından toplam bir milyon dolar bağış topladılar. Ama bu paranın, mahkeme tarafından el konulmaması için İngiltere'ye gizlice getirilmesi gerekiyordu. Ruslar, parayı sendikanın Zürih'teki hesabına yatırmaya çalıştı ama federasyonun diğer hesapları gibi bu da dondurulmuştu."

"Bu bağışa Sovyet Hükümeti'nin onay verip vermediğini anlamaya çalışan Thatcher, Sovyetler'e her koldan diplomatik baskı uyguladı. O dönem Çernenko'nun yerini almaya hazırlanan eski Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'a İngiltere ziyareti sırasında, "bunun içişlerine müdahale anlamına geleceği" uyarısında bulundu. Bir ay önce madencilerin bağış iznini bizzat imzalayan Gorbaçov, böyle birşeyden haberi olmadığını söyledi. Sonunda Thatcher yardımın gelmesini engelledi. Sovyetler Birliği, Demir Lady'yi kızdırmamak için İngiliz madencileri feda etti."


BBC