Bu kararla birlikte geçtiğimiz yılın ocak ayında başlayan ve bu süre içerisinde Yemen'i büyük bir siyasi krizin yanısıra iç savaş tehdidiyle karşı karşıya bırakan Salih rejiminin istifasına yönelik halk ayaklanmalarının en büyük tartışma konusu da son buldu. 
Yaşanan ayaklanmalar, yapılan gösteriler ve yer yer alevlenen sokak çatışmalarından sorumlu tutulan Salih, muhalif gruplarca istifasının yanı sıra mahkeme önüne çıkması talepleriyle 33 yıllık iktidarının en zor günlerini yaşadı.
Yapılan gösterilerde, göstericilere ateş açılması emrini bizzat veren kişi olmakla suçlanan Salih, 2011 yılı sonlarında Körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan arabuluculuğunda muhalif partilerle masaya oturmuş ve KİK planını imzalamıştı.
Muhalif partilerin aksine Salih'in yargı önüne çıkarılması ısrarına devam eden "devrimci" gençlerin, Salih'e sağlanacak dokunulmazlık şartı nedeniyle muhalif siyasilere olan kızgınlığı sonuçsuz kaldı.
BM daha önce uyarmıştı
Salih'in emri ile gerçekleştiği iddia edilen ve 52 sivilin yaşamını yitirdiği 18 Mart olaylarının yanı sıra, halk ayaklanmaları boyunca Sana ve Taiz'de yaşanan benzer şiddet olaylarında yaşanan can kayıplarından sorumlu tutulan Salih'in mahkeme önüne çıkarılması talepleri karşılıksız kaldı. 
Birleşmiş milletler (BM) daha önce yapılan güvenlik toplantılarında sık sık Yemen'de işlenen insan hakları ihlallerinden endişe duyulduğuna dair raporlar yazmış ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay, Salih'e dokunulmazlık sağlayacak herhangi bir anlaşmanın İnsan Hakları hukukuna aykırı olacağı yönünde görüş bildirmişti.
Yaşanan halk ayaklanmaları boyunca oluşan güvenlik zaafiyetlerinden dolayı özellikle ülkenin Güney bölgelerinde oluşan El Kaide yapılanmaları ABD ve Suudi Arabistan'ı duruma müdahale etmek zorunda bıraktığı ifade edilirken, KİK planı ile birlikte Salih'e sağlanacak dokunulmazlığın Yemen'de uzun yıllar yaşanacak iç savaşların önüne geçilmesinde tek çare olduğu şeklinde yorumlanmıştı. 


Cnn Türk