AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), güneydoğuda bazı il ve ilçelerde ağustos ayından bu yana uygulanan sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili gelen şikâyetlerle ilgili bir basın açıklaması yaptı. Basın bildirisiyle bu konunun takipçisi olduğunu gösteren AİHM, Aralık 2015’ten beri kendilerine ihtiyati tedbir uygulaması için 20’den fazla başvurunun geldiğini bildirdi. İhtiyati tedbir kararını ancak istisnai durumlar için almasıyla tanınan AİHM, sokağa çıkma yasaklarına yönelik taleplerde de büyük ölçüde bu eğilimini korudu. Ancak AİHM aynı zamanda bazı davalara öncelik tanımayı da kabul etti.

CİZRE’DEN 14 BAŞVURU

AİHM, cuma günkü açıklamasında iki davayla ise ayrıntılı bilgi verdi. 23 ve 26 Ocak’ta doğrudan mahkeme önüne gelen “Yavuzel ve diğerleri” ile “Irmak” davalarında 14 kişi, Aralık 2015’ten bu yana sokağa çıkma yasağı uygulanan Cizre’de yaralı oldukları gerekçesiyle AİHM’den ihtiyati tedbir uygulamasını talep etti. Davacılar, derhal sağlık kuruluşlarına erişimlerinin sağlanması ve hak ve özgürlüklerine ilişkin orantısız kısıtlamalara son verilmesi konularında AİHM’nin Türk hükümetine bildirimde bulunulmasını istedi.

ANAYASA MAHKEMESİ

AİHM, 26 Ocak’ta tedbir değerlendirmesini erteleyerek başvuru sahiplerinden Anayasa Mahkemesi’ne başvurmalarını talep etti. Bunun üzerine davacılar Anayasa Mahkemesi’ne gitti. Anayasa Mahkemesi ise başvuruyu reddetti. Mahkeme kararında başvurucu kişilerin, “kamu makamları ile doğrudan iletişime geçme yönünde isteksiz davranmaları, kamu makamlarını üçüncü kişilere yönlendirmeleri, bulundukları yere ilişkin farklı tarihlerde farklı adresler bildirmeleri” gibi hususlara vurgu yapıldı. Bunun üzerine davacılar yeniden AİHM’ye başvurdu. Ancak AİHM, Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygun bulduğunu, başvurucuların şikayetlerini hafifletecek potansiyele sahip olduğuna hükmetti. AİHM acil durumlarda iç tüzüğün 39’uncu maddesi uyarınca devreye soktuğu geçici tedbir uygulamasına başvurmadı. Ancak belirli bir davaya öncelik tanınmasına olanak veren iç tüzüğün 41’nci maddesini devreye soktu.

BİLGİ TALEBİ

Bu çerçevede karar alan AİHM, Türk hükümetinden başvuru sahipleri kim olursa olsun davacıların yaşam hakkını ve fiziksel bütünlüklerini korumak amacıyla gerekli her adımı atmasını beklediğinin altını çizdi. Türk hükümetini başvuru sahiplerinin durumlarına ilişkin gelişmeler ve sağlık durumları hakkında kendisini bilgilendirmeye çağıran AİHM, yeni gelişmeler olması halinde önce Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması kaydıyla yeniden ihtiyati tedbir başvurusu yapılması konusunda da kapıyı açık bıraktı. İhtiyati tedbir uygulamasına başvurduğu davada ise AİHM, yaralı olan başvuru sahibinin hayatının ve sağlığının korunması için her türlü önlemin alınması yolundaki çağrısının geçerli olduğunu bildirdi.

İLK TEDBİR KARARI PAKSOY İÇİN ALINMIŞTI

AİHM, sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili ilk tedbir kararını ocak ayında 16 yaşındaki başvurucu Hüseyin Paksoy için almıştı. Cizre’de yaralanan Paksoy’a ambulans ulaştırılmaması nedeniyle hayatının tehlikede olduğu gerekçesiyle yapılan başvuruda, AİHM hükümetten gencin yaşam hakkının ve vücut bütünlüğünün korunması için her türlü önlemi almasını istemişti. Ancak AİHM’in bu kararının avukatına yollandığı saatlerde Paksoy hayatını kaybetmişti. AİHM’in bu kararının gelecekteki kararlara da emsal olabileceği belirtilmişti.

AİHM İÇTÜZÜĞÜ NE DİYOR

Madde 39: Daire veya gerekiyorsa Daire Başkanı, bir tarafın veya ilgili herhangi bir kişinin talebi üzerine veya doğrudan kendisi, tarafların menfaati veya önündeki davanın gereği gibi görülebilmesi için alınması gerektiğini düşündüğü geçici tedbirleri taraflara bildirebilir.

Madde 41: Daire incelemeye hazır duruma gelen başvuruları sırasıyla ele alır. Bununla beraber Daire, belirli bir başvuruya öncelik tanınmasına karar verebilir.



Güven ÖZALP/ Hürriyet