Konuşmasına 1990 yılında Hollanda’ya göç eden babaannesinin hikayesi ile başlayan Sarıaslan, kendisi ile babaannesi arasında bir nesil olmasına rağmen çok büyük farklılıklar bulunduğunu ifade etti. Babaannesinin kendisine, daha önce bir çok kadının okula gönderilmediğini ve erken yaşlarda evlenmek zorunda bırakıldığını anlattığını aktaran Sarıaslan, “Kadınlar çok çalışır. Zor şartlar altında sebat eder ve pek çoğu şiddet mağduru olurmuş. Babaannem bunları anlatırken ben, onun anlattıklarını anlamaz ve umursamadan oyunuma devam ederdim.” dedi.

Türk öğrenci, babaannesinin kendisine anlattıklarını yıllar sonra anladığını belirterek şunları söyledi: “O, gençler olarak bizlerin kendimizi yetiştirmeye devam etmesi ve geleceğe yatırım yapması gerektiği mesajını veriyordu. Yani okula gitmemi, diplomamı almamı, bağımsız olmamı ve dünyayı değiştirmemi istiyordu. İşte bu, benim kendi yöntemlerimle yapmaya çalıştığım şeydir ve kadınlar ve gençlerin sesinin duyulmasını sağlayacak fitilin ateşlenmesi ile mümkün olacaktır. Karar alma mekanizmalarında kadınlara ve gençlere yer vermek, kadınları şiddetten korumak, cinsiyet eşitsizliğine son vermek ve gençlere hak ettikleri şekilde seslerini duyurma imkanı sağlamak için hayati öneme haizdir.” diye konuştu.

“Hollanda’da yaşamak demek; farklı kültürler, dinler ve ırklar arasında yetişmek demektir.” diyen hukuk öğrencisi, “İki kültür arasında yetişmiş olmanın zorluklarına rağmen, beni ben olduğum ve olmak istediğim kişi için destekleyen bir toplumda yaşama şansına sahiptim. Ben, tüm dünyadaki kadınların ve gençlerin Hollanda’da sunulan güvenlik ve fırsatlara sahip olması için mücadele eden biri olmak istiyorum.” şeklinde konuştu.

Türk asıllı Sarıaslan, bir mülteci kampında yaşayan Suriyeli bir kadının, kadınlara karşı uygulanan şiddet ile ilgili olarak “Her şeyi geride bırakmak zorunda kaldık, haysiyetimizi bile!” şeklindeki sözünü aktardığı konuşmasına şöyle devam etti: “Her gün tecavüz ve tacize maruz kalan bu gibi kadınlar için bir şeyler yapılmalı. Yoksulluğun azaltılması, barış inşası ve sosyal ve ekonomik gelişme gibi konularda anahtar rol oynayan kadınlara yardım edilmediği takdirde, dünya haysiyetini kaybedecektir. Haydi, kadına karşı şiddeti önlemeye ilişkin düzenlemeleri bir an önce uygulayalım ve harekete geçelim.”

Genel Sekreter Ban Ki-mun tarafından yakın zamanda yürürlüğe konulan '2013 Milenyum Kalkınma Hedefleri’nin içinde özellikle kadın ve kızlar açısından hala eşitsizlik içerdiği eleştirisinde bulunan Hollanda Temsilcisi, “Dünya genelinde bulunan parlamentolardaki ortalama kadın üye oranı, yüzde 20’nin biraz üzerindedir. Haydi, kadınları destekleyerek ve onlara ekonomik güvence ve sosyal haklar sağlayarak, çalışmayı ve üst düzey görevler icra etmeyi kadınlar için kolaylaştıralım. Bu hedefe ulaşmak için, ulusal ve uluslararası düzeyde gözetleme ve hesap verme mekanizmalarına ihtiyacımız var.” ifadelerine yer verdi.

Sarıaslan’ın konuşmasını salonda dinleyen Hollanda BM Daimi Temsilcisi Kvan Oostreom duygulanması dikkat çekti. Salondaki dinleyiciler ise Sarıaslan’ın konuşmasını uzun süre alkışladı.

KONUŞMA İÇİN BİR YIL BOYUNCA HAZIRLANDIM

Hollanda BM Gençlik Temsilciliği'ne 2012 yılında 2 yıllığına seçilen Zehra Sarıaslan, BM’de yapacağı ‘Kadın hakları ve genç kuşağın sorunları’ konulu konuşmasına bir yıl boyunca çalıştığını söyledi. BM’deki oturumun ardından katılımcılardan olumlu tepkiler aldığını belirten Sarıaslan, özellikle Hollanda BM Daimi Temsilcisi Kvan Oostreom’un gözlerinin dolduğunu ifade etti.

Bir Türk olarak Hollanda adına BM’de konuşmanın büyük bir mutluluk duyduğunu vurgulayan genç öğrenci, Hollanda Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmayı veya politikaya atılabileceğini söyledi.

Hollanda genelinde 60 adayın yarıştığı oylamada birinci seçilmeyi başaran Sarıaslan Utrecht Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu.

Hollanda'nın Harderwijk şehrinde yaşayan Sarıaslan ‘kadın hakları ve genç kuşağın sorunları’ üzerine yazdığı makaleyle Hollanda BM Gençlik Temsilciliği için yarışmaya hak kazanmıştı.