Twitter'ın kullanıcılarının tweet'lerini güvenlik güçlerinin değerlendirmesine sunması gerektiği yönündeki mahkeme kararı, sosyal paylaşım siteleri üzerindeki devlet baskısının artırılması olarak yorumlanıyor. Karar, kullanıcıları otosansüre yöneltirken, Twitter'ı da paylaşım konusunda denetimi sıkılaştırmaya itebilir.

ABD'de Manhattan Ceza Mahkemesi'nin dün aldığı bir kararla, Twitter'ın "Wall Street'i İşgal Et" protestocularından birinin üç ay boyunca attığı tweet'leri güvenlik güçlerinin değerlendirmesine sunması gerektiğine karar vermesine uzmanlardan ve Twitter fenomenlerinden farklı yorumlar geliyor.

Geçtiğimiz yıl "Wall Street'i İşgal Et" eylemleri sırasında yaşananlar üzerine açılan davada ABD'li yargıç Matthew Sciarrino, Twitter'ı ve sitenin kullanıcılarını zor durumda bırakacak bir karara imza attı.

Yapılan anlaşmalar uyarınca kullanıcılar tarafından gönderilen içeriklerin kullanıcılara ait olduğunun altını çizen Twitter, bu bilgilerin savcılarla paylaşılmasına karşı çıkmıştı. Ancak Sciarrino'nun vermiş olduğu karar, Twitter yetkililerinin sitedeki içeriğin korunmasıyla ilgili itirazlarını boşa çıkarmış oldu.

UÇKAN: TWITTER BOYUN EĞERSE BATAR

İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde bilgi ekonomisi konusunda dersler veren Dr. Özgür Uçkan'a göre, ABD mahkemesinin kararı "emsal" teşkil etmeyecek nitelikte.

Kararı hurriyet.com.tr'ye değerlendiren Uçkan, "Twitter bu tür kararlarla ilk kez karşılaşmıyor. ABD otoriteleri son altı ay içerisinde Twitter'dan bu tip 679 talepte bulundu ve Twitter bu taleplerin %75'ini karşıladı" diyor.

Uçkan ayrıca Wikileaks sızıntıları ile ilgili olarak bu tür bir mahkeme kararının da Twitter tarafından reddedildiğini hatırlatıyor.

"Varlığını sadece kullanıcılarına borçlu olan bir sosyal medya şirketinin, bu tip kişisel veri korumasını ihlal eden, anayasal korumalarla çelişen taleplere boyun eğmesi düşünülemez" diyen Uçkan aksi takdirde şirketin batacağını belirtiyor.

HAKAN: DENETİM GEREKLİ

Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan da Twitter'da her gün binlerce takipçisine onlarca tweet atıyor. Hakan, Twitter'ın denetim altına alınması gerektiğini düşünüyor.

ABD mahkemesinin kararından bağımsız olarak konuyu değerlendiren Hakan, sanal kimliklerin arkasına sığınan isimlerin hakaret ve küfre varan sözler sarf edebildiğini hatırlatıyor. Ancak yine de sansür veya bu kararla birlikte doğabilecek otosansüre karşı olduğunu ekliyor.

SEZYUM: TÜRKİYE İÇİN FELAKET OLUR

İnternet ve sosyal paylaşım üzerine yazdığı yazılarla dikkat çeken Kaan Sezyum Twitter'ın uzun vadede boğazının tutulmak istendiğini ve konunun daha çok düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. 

Kullanıcıların hakaret gibi durumlarda yasal yaptırımlarla karşılaşabileceğini anımsatan Sezyum, Twitter’ın da bu konuda bilgi paylaşabildiğini belirtiyor. Ancak Sezyum’a göre, ABD mahkemesinin kararının benzerinin Türkiye'de alınması felaketle sonuçlanabilir. Nitekim Sezyum'a göre, Türkiye'de düşünce özgürlüğü kısıtlanmış durumda ve hakaret kelimesinin tanımı oldukça muallak. 

ABD'de görece bir konuşma özgürlüğü olduğunu belirten Sezyum, bu tip bir kararın alınmasının şaşırtıcı olduğunu belirtiyor.

EVANS: TWITTER KENDİNİ MAİL SERVİSİ OLARAK GÖRÜYOR

BBC'ye konuşan, Enders Analiz'den Medya Uzmanı Benedict Evans ise Twitter'ın kendisini bir elektronik posta servisi gibi gördüğünü ve tweet’lerle ilgili sorumluluk almak istemediğini hatırlatıyor. Ancak kararla birlikte Twitter’ın kullanıcılarının tweet’lerini denetleme yoluna gidebileceği belirtiliyor.

American Civil Liberties Union internette yayımladığı bildiride, ''Bu önemli bir konu. Yargı insanların internetteki aktiviteleri ile ilgili bilgi toplama teşebüslerinde giderek daha da agresifleşiyor'' ifadesine yer vermişti. 

Ancak Uçkan’a göre, sosyal paylaşım siteleri üzerindeki baskıyı artırmaya çalışan devletler, yine de bu savaşı kazanamayabilirler. Nitekim teknoloji, kullanıcıların kimliklerini anonimleştiren yeni çözümlerle bu baskıyı alt edecek çözümlere ulaşabilir.



Hürriyet