Türkiye'de 'Ergenekon', 'Balyoz Planı' ile 'Futbolda şike' gibi önemli soruşturma ve davalara ev sahipliği yapan, geçen Mayıs ayında ise Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na taşınan Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi, bina ve bahçe olarak üniversite öğrencilerine hizmet veriyor. 

Beşiktaş'ta Çırağan Caddesi'ndeki merkezi konumuyla, bu yıla kadar Türkiye'nin önemli dava ve soruşturmalarına ev sahipliği yapan, özel yetkiyle donatılmış cumhuriyet savcıları ile hakimleri barındıran İstanbul Adliyesi, tüm birimleriyle geçtiğimiz Mayıs ayında Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na taşındı.

Adliye binası Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi'ne tahsis edilirken, bahçesinde ise yan taraftaki binada eğitim veren Bahçeşehir Üniversitesi öğrencileri vakit geçiriyor. Adliyenin bahçesinde Bahçeşehir Üniversitesi öğrencileri Boğaz'ın tadını çıkarırken, adliye binasında ise Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi öğrencileri tarihi davaların havasını soluyor.

Eski adliye binasının bahçesinde ders çalışıp, muhabbet ederek zaman geçiren Bahçeşehir Üniversitesi öğrencileri, AA muhabirine, binanın önceki haliyle şimdiki durumunu karşılaştırdı.

Bazı öğrenciler, adliyenin taşınmasından memnuniyet duyduklarını ifade ederken bazıları da adliyeyi uzaktan izleyerek sosyolojik gözlem yapma imkanı bulduklarını söyledi.

-'Bu inanılmaz bir duygu'-

Ekonomi Bölümü 1. sınıf öğrencisi Elif Nur Kasan (20), tarihi bir mekanda İstanbul Boğazı'nın güzelliklerini seyredebildi için şanslı olduğunu belirtti. Kasan, 'Burasının geçmişte, Türkiye'nin adli tarihine tanıklık eden Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) olması, ayrı bir güzellik. Burada önemli davaları yürüten, soruşturmalar yapan savcı ve hakimlerin çalıştığını, sanık ve sanık yakınlarının, gazetecilerin günlerce, gecelerce beklediklerini biliyorum. Şimdi ise burada sadece manzaranın tadını çıkarıp, eğitim görüyoruz. Bu inanılmaz bir duygu' diye konuştu.

İletişim Fakültesi Yeni Medya Bölümü 1. sınıf öğrencisi Gamze Mamat da (19) özellikle geçen yıl 'Futbolda şike' soruşturmasına ilişkin yoğunluğu ve koşturmacayı gözlemlediğini anlatarak, 'Uzaktan gözlemlediğimiz o koşturmacanın yaşandığı mekanda artık kendim zaman geçiriyorum. Bu, medya okuyan bir öğrenci için önemli bir şey. Bunu ilerde herkese anlatacağım' dedi.

-'Adliyede sosyolojik inceleme'-

Üniversiteye gidip gelirken, sürekli kalabalık olmasıyla dikkati çeken Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ni zaman zaman gözlemlediğini aktaran Sosyoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi Zeynep Demirdağ da (22), şunları söyledi:

'Benim için, öğrenciler ile adli işlerle uğraşanların ve sanıkların, yan yana bir şekilde rutin hayatı yaşamalarının, her kesimin kendi işiyle meşguliyetinin oluşturduğu resim, fazlasıyla ilginçti. Bir taraftan dava peşinde koşturan, orada yatıp kalkan gazeteciler, sanık yakınları, eylemciler ve protestocular ile bu kişileri bekleyen çevik kuvvet ekipleri. Diğer tarafta ise civardaki kafelerde fütursuz duruş sergileyen, ilgisizlikle oturan öğrenciler. Bu benim için ilginç bir resim. Sanık olan bir kadının götürülmesi sırasında, o kadının yakını kendisini yerden yere atarken, beri taraftaki genç ve dinamik kitlede duyarsızlık vardı. Bu da gençlerin bu tabloyu ne kadar içselleştirdiğini gösteriyor. Bu acılara ve duyarsızlıklara tanıklık eden yer, şimdi başka bir yere dönüşmüş oldu. İnsanlar burada artık pankart veya döviz taşımıyorlar, çay, kahve içip, kitap taşıyorlar.'


-'DGM'yi okulun bir parçası gibi algılamıştık'-

Yine Sosyoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi Büşra Yılmaz da (23), Sosyoloji öğrencisi olarak adliyeyi uzaktan da olsa gözlemleyebildiği için kendisini şanslı hissettiğini ifade etti.

Yılmaz, 'Adliyenin burada olması, taşınması ve sonrasını gözlemlemem benim için bir şanstı. Adliyenin öncesini ve sonrasını yaşadım. Gözlem yapabilmek için farklı kitleleri bir arada bulunduran bu mekana tanıklık etmiş oldum. Önceden DGM'yi, okulun bir parçası gibi algılamıştık' dedi.

Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Ece Aktaş (21) da adliye bahçesinde zaman zaman bazı olaylara tanıklık ettiğini anlatarak, 'Bu gibi olaylara tanıklık etmem, hukuk öğrencisi olduğum ve gelecekte nelerle karşılaşacağımı bilmem için önemliydi' diye konuştu. Aktaş, adliyenin taşınmasından da memnuniyet duyduğunu söyledi.

Uluslararası Ticaret Bölümü 3. sınıf öğrencisi Yağmur Toprak da (21), yapılan bir eylemle ilgili gözlemini şöyle anlattı:

'Üniversiteye geldiğimde, adliyenin önünde parasız eğitim için eylem yapan öğrencilerin davasına gelenleri gördüm. Okula girerken bütün o bakışlara maruz kaldık. Sonuçta yaşıtlarımın, parasız eğitim için bir araya gelmesi güzel bir şeydi. Katılamadım ama destekledim. Sonuçta bizler, para vererek okuyoruz.'

-Türkiye'nin yargılama tarihine tanıklık etti-

2004'te DGM'lerin kaldırılmasıyla Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi olarak anılmaya başlanan ve özel yetkili mahkeme ile savcılığa ev sahipliği yapan binada, 4 Temmuz 1994'ten bu yılın mayıs ayına kadar adli hizmet verildi.

6 özel yetkili ağır ceza mahkemesi ve savcıların faaliyet yürüttüğü adliyede, çok sayıda iş adamı, sanatçı, politikacı, gazeteci ve sporcu hakkında yargı işlemleri yapıldı.

Bunların arasında, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde, Ümraniye'deki bir gecekonduda 12 Haziran 2007'de el bombalarının ele geçirilmesiyle başlayan 'Ergenekon' soruşturmasının yanı sıra, çok sayıda emekli ve muvazzaf askerin yargılandığı 'Balyoz Planı', 'İrtica ile mücadele eylem planı', 'Poyrazköy'deki kazılarda bulunan mühimmat', 'Amirallere suikast', 'Kafes eylem planı', 'Şantaj ve askeri casusluk' ile 'Gölcük'te ele geçirilen belgeler' ile 'Hrant Dink cinayeti' gibi soruşturmalar yer aldı.

'Futbolda şike' soruşturması kapsamında futbol dünyasından çok sayıda kişinin sorgulandığı Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde, Tarkan Tevetoğlu, İbrahim Tatlıses, Yıldız Tilbe, Deniz Seki, Haluk Levent, Fatih Ürek, Azer Bülbül ve Alişan gibi ünlü isimler de hakim karşısına çıktı. 



AA