FATİH KARAKILIÇ -ENİS ÖZNÜK - BURSA

Türkiye’nin birçok ilinde ‘dershaneler kapatılıyor, size sanal ortamda dershane hizmeti verelim’ yalanıyla öğrenci toplamaya çalışan ‘merdivenaltı sanal eğitim’ yuvalarının aslında kanunsuz faaliyet gösterdiği ortaya çıktı. Başka amaçlarla kurulan şirketler aracılığıyla sözleşme yaparak posta çeki hesabı veya banka hesap numarası üzerinden tahsilat yapan bu yapıların normal dershanelerin ödediği yüzde 8 KDV’yi de vermedikleri anlaşıldı.         Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişleri ve Merkez Örgütü Yöneticileri Derneği, sanal dershaneyle ilgili hukuki bir düzenleme bulunmadığını açıkladı. Emekli Milli Eğitim Bakanlığı Başmüfettişi ve Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişleri ve Merkez Örgütü Yöneticileri Derneği Üyesi Saim Açıkgöz, dershaneciliğin Türkiye’de bir ihtiyaçtan doğduğunu söyledi. Özellikle yükseköğrenim kontenjanlarının talepleri karşılamadığına dikkat çeken Açıkgöz’e göre, istediği üniversite ve fakülteye gitmek isteyen öğrenci farklılık oluşturmak zorunda. Bu öğrencilerin ya özel ders alması ya da dershaneye gitmesi gerektiğini belirten Açıkgöz, Milli Eğitim Bakanlığı’nın da yıllar içerisinde dershanelerin denetimlerine ilişkin sistem geliştirdiğini aktardı. Denetimlerin sanal dershanecilikte yetersiz kalabileceğini hatırlatan Açıkgöz, şunları söyledi: “Sanal dershanelerin nasıl gerçekleşeceği belli değil. Bu konuda ortaya konulmuş bir kanun, mevzuat, yasal düzenleme mevcut değil. Konuyla ilgili bir yönetmelik bile çıkarılmamıştır. Bugün için sanal dershanecilik bir hayal üzerine bina inşa etmeye benziyor.  Sanal dershaneciliğin artmasıyla birlikte ‘merdivenaltı’ dediğimiz özel ders alma sistemi yaygınlaşabilir, vergi kaçakçılığı artabilir.”
 
Eski Özel Dershaneler Birliği (ÖZ-DE-BİR) Genel Koordinatörü ve Emekli Milli Eğitim Bakanlığı Başmüfettişi Selahattin Özbay da dershanelerin kapatılmasıyla bir mesafe alınamayacağı görüşünde. Yeni eğitim öğretim yılına hazırlanan çocukların kendilerini geliştirme çabası içerisinde olduklarına işaret eden Özbay sözlerini öyle sürdürdü: “Mevcut dershanelerin kapatılması ve sanal dershanecilikle birlikte ‘merdiven altı’ denilen olay yeniden ortaya çıkacak. Gizli kapaklı şekilde bu eğitim öğretim devam edecek. Daha etkili daha rasyonel kararlar almak durumundayız.
 
Hükümet, bir oldubittiye getirmeden Türkiye’nin gerçekleri doğrultusunda bir önleme girmelidir. Dershanelerde çalışan binlerce öğretmen tedirginlik içerisindedir, bu insanlar ekmeklerini bu sektörden kazanıyor. Geçmiş yıllarda sanal dershanecilikle ilgili çok sayıda ihbar aldık. Avukat bürolarında özel ders verildiğini gördük. Sanal dershanecilik vergi kaybını da beraberinde getirecektir.” İnternet suçlarıyla ilgili çalışma yapan Bursa Barosu avukatlarından Volkan Aksu ise öğrenci ve velilere ‘bilmediğiniz, tanımadığınız’ kişi ve kurumlarla çalışmayın uyarısında bulundu. Vatandaşı en çok tabela şirketlerinin mağdur ettiğini dile getiren Aksu, “Öğrenci ve velilere tavsiyem bu eğitimi ÖZ-DE-BİR, GÜVEN-DER gibi bilinen yapılara üye şirketlerden alsınlar.” diye konuştu.
 
Göz göze eğitim olmazsa başarı zor
 
FEM Dershaneleri Rehberlik Uzmanı Faruk Ardıç, sanal ortamda yapılan ‘dershaneciliğin’ denetlenmesinin mümkün olmadığını söyledi. İnteraktif eğitim verdiklerini belirterek öğrenci kaydı yapan bu tür yapıların hem mali hem de müfredat olarak denetlenmesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Ardıç şunlara dikkat çekti: “Mevcut dershaneler sürekli denetim altında. Maliyeciler, vergi denetmenleri ve Milli Eğitim müfettişleri kendi alanlarıyla ilgili sürekli denetim yapıyorlar. İnternet sitelerini ise ekonomik anlamda herhangi bir denetim yok. Katma Değer Vergisi gibi herhangi bir vergi ödemesi yapmıyorlar. Müfredat olarak ne anlatıyorlar onu kontrol eden yok. Çünkü bunlarla ilgili yasal düzenleme mevcut değil.”