Babacan, CNN Türk'te katıldığı bir programda, yeniden yapılandırma sürecinin dün bittiğinin hatırlatılması üzerine, Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılmasının Cumhuriyet tarihinin en geniş kapsamlı yeniden yapılandırması olarak kayda geçtiğini söyledi.

Bu çerçevede güzel bir programın ortaya çıktığını ve şartlar da uygun olduğu için çok sayıda vatandaşın başvuruda bulunduğunu anlatan Babacan, bazı kurumlara halen postayla başvurular olduğunu, postayla başvuruların gelmesinin biraz daha vakit alması ve Gelir İdaresi ile SGK'ya başvuruların elektronik posta ve normal postayla yapılması nedeniyle ilave rakamlar gelebileceğini belirtti.

Kesinleşmemiş rakamlara göre, Gelir İdaresine başvuruda bulunan mükellef sayının 5 milyon 78 bin, SGK'ya başvuran mükellef sayısının da 1 milyon 887 bin olduğuna işaret eden Babacan, şöyle devam etti:

''İki rakamı toplamakta dikkatli olmak lazım,aynı kişi iki yere de başvurmuş olabilir. Yeniden yapılandırılan ve taksit taksit ya da peşin olarak ödenecek toplam tutara gelince Gelir İdaresi tarafında 35 milyar 800 milyon lira, SGK tarafında da 22 milyar 500 milyon, toplamda da 58 milyar 300 milyon. Bu tabi belediyeler, TEDAŞ gibi kurumlara ödenecek rakamlar var, doğalgaz borcu var, emlak vergisi bunları içermiyor. Onların henüz bütün bu kurumlardan derlenip toparlanması, olmadı bu rakamlar elimizde yok bu en az bir ayı bulur. Öncelikle hem başvuru sayısı hem de yeniden yapılandırılan tutar beklentinin üzerinde ama bu henüz nakit tahsilat anlamına gelmiyor çünkü bu ayın sonuna kadar peşin ödeyenler için dahi bu ayın sonuna kadar süre var. Taksit yapmak isteyenler hazirandan sonra ilk ödemeyi yapacaklar, tercihlerine göre 36 aya kadar taksitle ödeme imkanları var.''

Kasaya girmeden herhangi bir adım atmak, toplanan yeni parayla alakalı herhangi bir karar vermek istemediklerini vurgulayan Babacan, bunun ağırlıklı olarak borç geri ödemesinde kullanılacağını, belki Türkiye'nin rekabet gücünü artıracak alt yapı yatırımlarına da bir kısmı yönlendirilebileceğini ifade etti.

Babacan, cari açık yüksek seyrettiği için kamu maliyesi tarafında da dikkatli hareket etmek gerektiğinin altını çizerek, bu nedenle kendilerinin tercihinin ağırlık olarak bunu borç geri ödemesinde kullanmak olduğunu söyledi.

-SÖZLEŞMELİ PERSONEL ALIMI-

Babacan, sözleşmeli personel alımına ilişkin olarak da sözleşmeli personel ile ilgili kanundaki maddenin 4B kadrolu personel için de 4 A olduğunu hatırlattı. 4B kapsamındaki personelin 4A kapsamına alınmasıyla ilgili Başbakanın kararı ve talimatı olduğunu belirten Babacan, ''Dolayısıyla bu aktarılacak ancak şu da var ki Türkiye'nin en ücra köşesine kadar devletin hizmet götürmesi gerekiyor. Genelde sözleşmeli personel özellikle taşra da normal kadrolu personelin pek gitmek istemediği alanlarda çalışıyor'' dedi.

4B kapsamındaki personeli 4A'ya alacaklarını, ancak bir yandan da Türkiye'ye hizmetin ulaşabilmesinde bir aksaklık olmamasıyla ilgili bazı adımlar atılacağını belirten Babacan, bu kapsamda muhtemelen bir yasal düzenleme yapılacağını bildirdi.

Babacan, daha önce bir kanun hükmünde kararname yetkisi aldıklarını söyleyerek, ''Bu yetki yasasının bunun için kullanılır kullanılmaz hukukçular arasında ciddi bir ihtilaf var, sözleşmeli personelimiz bir yıl süreyle sözleşme yapıyor. Şimdiye kadar sözleşmesi yenilenmeyen personel yok'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın da 4B kapsamındaki bütün personeli 4 A kapsamına alınması yönünde kendilerine talimat verdiğini belirten Babacan, şunları kaydetti:

''Ama hizmetin aksamaması gerekiyor. Örneğin taşradaki okullardaki öğretmenlerin İstanbul'a Ankara'ya döndüğünü düşünürsek, taşradaki sağlık personelimizin birden bire merkezi şehirlere döndüğünü düşünürsek, o zaman oradaki vatandaşlarımızın kim hizmet edecek? Orada bir şehirden şehre yer değiştirme konusunda bazı adım adım kriterler, bazı yeni kurallar olacak ki buradaki amaç 74 milyon nüfusumuza hizmetin aksamaması. Sözleşmeli personelimiz için önemli olan bir güvence, her sene sözleşme yenilenirken kendilerini boşlukta hissediyorlar bu sene yenilecek mi yenilenmeyecek mi diye. Oysaki devlet hiç bir zaman sözleşmeli devam eden personeli işten çıkarmamış sözleşmeyi yenilememe gibi bir uygulama hiçbir zaman olmamış ama kadro olunca biraz daha kendilerini huzurlu hissediyorlar. Aslında özlük hakları değişmiyor bu işin bize getirdiği ek bir maliyet yok, bütçeye sadece statü değişecek ve her sene sözleşme imzalamaktan kurtulacaklar.''



AA