Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin ''Yurtbank'ın offshore bankası olan Yurt Security Off-Shore Bank'ta hesabı bulunan kişiye zararının faiziyle birlikte ödenmesine'' karar vermesi sonucu ING Bank, offshorezede'ye yaptığı 1,2 milyon liralık ödemeyi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndan (TMSF) talep etti. TMSF ise karara itiraz edecek.

TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, toplum adına bu karara üzüldüğünü ifade ederken, ''Yargı, offshore'cu lehine bir karar vermeyebilirdi. Çünkü biz hakim ortaktan normal alacağımızı almakta güçlük çekerken, bir de offshore nedeniyle kamuyu yeni bir maliyetin altına sokmanın bir anlamı yok. Bu konuda yargının TMSF aleyhine herhangi bir kararı bulunmamakla birlikte banka devir protokollerine dayanılarak dolaylı yoldan bu maliyet Fon'a yıkılmaya çalışılmaktadır'' değerlendirmesinde bulundu.

Gül, kararın son derece hatalı olduğunu savunarak, şu görüşleri dile getirdi:

''Yargı kararlarına uymak bizim yasalarımızda bir yükümlülük olmakla birlikte bu kararın hatalı olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu ülkeye vergisini vermeyen, TMSF'nin sigorta kapsamında olmayan offshore paralarının topluma ödettirilmesini toplum vicdanı kabul etmez diye düşünüyorum.

Biz 50 bin liralık limite sigorta sağlıyoruz, bırakın bunun üzerindeki bir rakamı hiçbir sigortası olmayan offshore gibi kayıt dışı bir işleme sınırsız güvence sağlanıp bu paranın ödenmesi toplum vicdanını yaralayacağı gibi dolaylı yoldan mevduat güvence sistemini de tahrip edecektir. Offshore paralarının kamunun kasasından çıkmasına toplum olarak karşı çıkmamız lazım, biz de kurum olarak elimizden gelen ne varsa yapacağız. Bu hususta hukukçularımız gerekli çalışmayı yapmaktadır.''

-''Hukuk sistemi, vergisiz tüm yükümlülüklerden muaf olan bu kazanç yöntemini korumamalıdır''-

TMSF'den AA'ya yapılan açıklamada da mevduat faizinin veya repo gelirinin off-Shore (kıyı bankacılığı) hesaplarından elde edilmiş olması halinde, bu gelirlerin yurt dışından elde edilmiş sayıldığından ve Türk vergi yasalarına göre herhangi bir vergi tevkifatına (kesintisine) tabi tutulmadıklarından, miktarı ne olursa olsun, beyana tabi bulunduğu ifade edilerek, offshore bankacılığının, bu bağlamda vergisel açıdan da önem arz ettiği, 1999 yılının Aralık ayından itibaren mevduat faizleri üzerinden yüzde 15 oranında tevkifat, tevkifat üzerinden de yüzde 10 fon kesintisi yapıldığı, oysa offshore bankalarda açılan hesaplara ödenen faizlerden bu kesinti yapılmadığı, bu bağlamda offshore müşterilerinin vergisel bir avantaj sağladığı ve yüksek getiriden yararlandığı belirtildi.

''Yargıtay'ın da pek çok kararında belirttiği gibi offshore şirketlerinde banka mevduat hesaplarının üzerinde bir faiz oranı verildiği, zaten offshore şirketi mudilerinin de bu yüksek faiz oranı nedeniyle offshore hesabı tercih ettikleri konusunda bir şüphe bulunmamaktadır'' denilen açıklamada, havale talimatını imzalayarak mevduatını offshore hesaplara yatıran mudilerin, paralarını Yurtbank A.Ş, Egebank A.Ş, Sümerbank A.Ş. veya diğer yurt içi bankalarda bırakmak yerine offshore hesaplara yatırarak değerlendirmeyi seçtiği ve offshore hesabın vergi istisnasından ve ulusal bankaların verdiği faizden daha yüksek bir faizden yararlanmayı tercih ettiği kaydedildi.

Açıklamada, ''Tüm dünyada bankacılık veya finansal sistemde yatırımcılar işlemlerinin sonuçlarına katlanırlar. Hukuk sistemi, vergisiz tüm yükümlülüklerden muaf olan bu kazanç yöntemini korumamalıdır. Mudilerin paralarını yatırdığı offshore bankasının aciz halinde olmasının sonuçlarına katlanması gerekir'' görüşüne yer verildi.

Offshore mudilerinin, Türk bankalarında parasını değerlendiren ve vergilerini ödeyen diğer banka mudilerinden daha avantajlı bir hale getirildiği, bu gerçeğin de, offshore mudileri tarafından açılan davalarda ileri sürülen mağduriyet iddiaları ile çeliştiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Oysa Mahkemelerce; offshore şirketlerine yatırılması için havale talimatı verilen tutarların yurt içindeki bankalardan gerçekte çıkmadığı, mevduatların offshore şirketlerine havale edilmesi yönünde banka çalışanlarınca mudileri yönlendirici ve aldatıcı telkinlerde bulunulmuş olduğu, offshore şirketlerine gönderilen tutarların, bankanın ortağı olduğu grup şirketlerine usulsüz kredi verilerek tüketilmiş olduğu ve bütün bu olguların hakim ortakların yargılanmış oldukları ceza davalarında yer alan rapor, beyan ve belgelerle sabit olduğu gerekçeleriyle offshore şirketlerine havale edilmiş olan tutarların bankalardan tahsil edilerek offshore şirketi mudilerine verilmesine karar verilmekte ve bu kararlar da yüksek mahkemece onaylanarak kesinleşmektedir.

ING Bank'ın offshore davalarında külli halef sıfatıyla sorumlu tutulması yasal değildir. Mudilerce açılan davalarda hasım gösterilen ING Bank A.Ş. (Oyakbank A.Ş.), Yurtbank, Egebank ve Sümerbank'ın bazı aktif ve pasiflerini TMSF ile imzalanan 9 Ağustos 2001 tarihli hisse devir sözleşmesi gereğince TMSF'den devralmıştır. Daha doğrusu bu bankaların bazı aktif ve pasifleri Fon'a devredilmiş olan Sümerbank ile birleştirilmiş ve daha sonra söz konusu banka da yeni unvanı ile ING Bank'a (Oyakbank) devredilmiştir. ING Bank'ın kanuni sorumluluğu devraldığı bankanın bilanço kalemleri ile sınırlı olup davada tartışılan tazminat veya haksız fiil sorumluluğunun ING Bank tüzel kişiliği ile hiç bir ilgisi bulunmamaktadır. Dolandırıcılık ya da haksızlığı yapan, bankaların eski hakim ortaklarıdır. Dolayısıyla mudilerin/davacıların muhatabı da bu şahıslar olmalıdır. Yargıtay kararlarında bu yönüyle herhangi bir değerlendirme yapılmadan sadece külli halefiyet gerekçesi ile yetinilmesi hak ve adalete uygun düşmemektedir. Egebank Off-Shore Ltd., Yurt Security Off-Shore Bank Ltd. ve Efektifbank Off-Shore Ltd. nezdinde bulunan offshore mevduat tutarlarının toplam dolar karşılığı; murakıp raporlarında yer alan tespitler dahilinde, Egebank, Yurtbank ve Sümerbank'ın Fon'a devir tarihleri itibarıyla yaklaşık olarak 185 milyon dolar, banka teftiş kurulları tarafından hazırlanan rapor ve bilgi notları, offshore banka hesap ekstreleri ve diğer belgeler üzerinden yapılan incelemeler neticesinde, offshore bankanın varlıklarından yapılan ödemeler sonrasında kalan offshore mevduata ilişkin en son tespitin yaklaşık olarak 110 milyon dolar, bu konuyla ilgili olarak hali hazırda açılmış davaların (anapara) dava tutarının toplam dolar karşılığının 15 Kasım 2011 tarihi itibariyle yaklaşık 58 milyon dolar (2000 yılından bu yana işleyecek faiz dahil değildir), 15 Kasım 2011 tarihine kadar offshore mevduatlarla ilgili olarak kurumumuzca yapılan ödemelerin anapara ve faiz toplamının, ödeme tarihleri itibariyle dolar karşılıkları toplamının 8,7 milyon dolar olduğu tespit edilmektedir.''

-''Vergi kaybına da neden olunmaktadır''-

Açıklamada, ortada mudiler/davacılar tarafından daha fazla faiz getirisi elde etmek için seçilen bir hesap türü ve paralarını bu hesapta değerlendirmek üzere verdikleri talimat ve bankanın da mudilerin bu talimatlarına uygun gerçekleştirdiği havale işlemleri mevcut olduğu halde, mudiler/davacıların şimdi fazla faiz getirili, ancak devlet güvencesinde olmayan yatırımları sebebiyle ulaşamadığı alacaklarını ING Bank A.Ş. ve TMSF'den tahsil etmeye çalıştığı, bu davalarda offshore şirketlerine yatırdıkları mevduatlarını kamu bütçesinden eksiksiz bir biçimde alan mevduat sahiplerinin bu gelirlerinin herhangi bir vergilendirmeye tabi tutulmadığı, ayrıca, Türkiye'nin vergi kaybına da neden olunduğu belirtildi.

Egebank Off-Shore Ltd, Yurt Security Off-Shore Bank Ltd. ve Efektifbank Off-Shore Ltd Bank'ın ödemediği/ödeyemediği mevduatların sorumluluğunun ING Bank veya TMSF'ye yüklenmemesi gerektiği, Fon'un, sorumluluğu bulunmadığı halde yüksek faiz beklentisi içinde parasını offshore bankasına gönderen mudilerin/davacıların mevduatını faiziyle birlikte ödemek zorunda kaldığı vurgulanan açıklamada, ''Mevduatını karlı ve fakat riskli bir mecrada değerlendirmeyi seçmiş olan kişilerin Türk bankalarında mevduat hesabı açmış olan büyük çoğunluğa göre daha karlı bir sonuç elde etmeleri, mahkemelerin ne yazık ki buna izin vermeleri ve bunun yükünün de kamuya fatura edilmesi hak ve adalet duygusuna aykırı düşmekte ve kamu vicdanında derin yaralar açmaktadır'' denildi.

-Olayın geçmişi-

Bursa'da yaşayan Müjdat Mançu'nun Yurt-Security Off-Shore hesabına yatırdığı 204 bin 198 liranın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılan davada, yerel mahkeme, ilk kararında davayı zamansız açılma gerekçesiyle reddederken, Mançu, konuyu bir üst mahkemeye taşımıştı. Başvuruyu değerlendiren Yargıtay, 2009 yılı Aralık ayında yerel mahkemenin kararını bozarak davanın yeniden görülmesine hükmetmişti. Davayı yeniden ele alan yerel mahkeme, bu kez Ekim 2010'da mudi lehine karar verdi. Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından da onandı ve Daire, paranın ING Bank tarafından ödenmesine hükmetti.

ING Bank, mudinin parasını gecikme faizi ile birlikte 1,2 milyon lira olarak ödedi. Banka, OYAK ile TMSF arasında yapılan hisse devir sözleşmesi gereği söz konusu miktarı TMSF'den talep etti.

-Offshore bankacılık-

Offshore bankacılık, ulusal bankacılık sisteminin dışında faaliyet gösteren, faiz, vergi, denetim yönünden ayrıcalık ve kolaylıklara sahip, temel amacı yabancı para ve sermaye piyasalarıyla bütünleşme ve uluslararası bankacılık işlemlerinin hacmini genişletmek olan ve bankacılık lisansı aldığı ülkede ikamet edenlere kapalı bir bankacılık türü olduğundan, yüksek faiz getirili fakat mevduat sigortası kapsamı ve güvencesi dışında bir sistem olarak biliniyor.