Dokuz Eylül Üniversitesi Ulaştırma Bakanlığı ve Rekabet Kurumu tarafından düzenlenen ''Ulaştırma Sektöründe Serbestleştirme, Rekabet ve Rekabet Hukuku'' Sempozyum Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Yerleşkesi'ndeki Denizcilik Fakültesi'nde başladı. İki gün sürecek sempozyumun açılışında konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, sempozyumda serbestleştirme, rekabet ve rekabet hukukunun bütün yönleriyle tartışılacağını söyledi. Sempozyumun İzmir'de olmasının ayrı bir önemi olduğunu belirten Bakan Yazıcı, İzmir'de ulaştırma sektörünün kara, deniz, hava ve demiryolu ayaklarının da bulunduğunu kaydetti.
Serbestleştirmenin herhangi bir alanda kamunun tekelini kaldırmak olarak açıklanabileceğini belirten Bakan Yazıcı, şunları söyledi:
''Siz herhangi bir faaliyet alanında insanlara hizmet sunan, üreten, hizmet alanları olan bir faaliyet alanında kamunun tekelini kaldırıyorsanız, bu alanı serbestleştiriyorsunuzdur. O zaman ne olacak, birden çok, kamu dışında müteşebbisler o alanda icrai faaliyetlere girecek. İşte bunların arasındaki hizmet yarışının adı rekabet. Kimin için rekabet? bunun öznesi ne? Muhatap kitlen ne? Tüketici. Nerede, ne tür bir faaliyet yürütüyorsanız yürütün bu Türkiye söz konusu ise muhatap kitleniz 74 milyon. Her işin, her davranışın, her iletişimin mutlaka bir hukuku var. Onun için hukuk önemli. Bu bazen yazılıdır, bazen de sözlü olabilir. Muhatabınızla konuşurken bir yere gelirsiniz, size hitaben kullandığı sözcükler hoşunuza gitmezse (haksızlık yapma) dersiniz, ölçü hatırlatıyorsunuz. Hizmet üretirken yarış yapmak, bu yarışın da ortaya koyduğu kalite ölçeğinden gerçekleştiren, müteşebbislerin kendi aralarında gerçekleştirdikleri bu davranış biçiminin hukuka uygunluğunu da kontrol eden, denetleyen bir de kurum var. İşte Türkiye'de bu kurumun adı Rekabet Kurumu. Rekabet Kurumu bakanlığımın ilgili kuruluşu olması dolayısıyla buradayım, bu paneli de son derece önemsiyoruz.''
Rekabet Kurumu'nun bir kanun çerçevesinde rekabet uygulamalarını yürüttüğünü belirten Bakan Yazıcı, şöyle devam etti:
''Temmuz ayında 1957 yılından bu yana yürürlükteki Türk Ticaret Kanunu yerine 6102 sayılı yeni ticaret kanunu 1 Temmuz 2012'de yürürlüğe girecek. Bu kanun müteşebbislerin üreteceği hizmetin etkinliği ve kalitesi, haksız rekabetin önemlenmesi, haksız kazancın önlenmesi, yaptırımlar açısından yepyeni bir hukuk açacak. 1996 yılından bu yana Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği Anlaşması imzalamışız. Taahhütlerimiz var, topluluğun da taahhütleri var. Topluluk Türkiye dışında başka hiçbir ülke ile böyle anlaşma imzalamamış. Türkiye gümrük anlaşması çerçevesinde bütün yükümlülüklerini harfiyen icra etmesine rağmen, maalesef topluluk Gümrük Birliği ile üstlendiği pek çok yükümlülüğü yerine getirmiş değil. Hak hukuku söz konusu olduğunda bu alanlara dikkat çekilmesi, herkesin yapması gerekenin hatırlatılması bizim görevimizdir. Uygulamalar açısından baktığımızda gümrük giriş çıkışları ve özellikle emtia taşımacılığında, nakliyecilikte birçok tarife dışı engellerle karşılaşmaktayız. Bu davranış biçimlerinde müzakeresini sürdürdüğümüz, ki hala o fasıl açılmadı, kapanmadı, rekabet faslı açısından da dikkatimizi çeken konuların başında yer alıyor.''



AA