Uçar, tatil sezonunun açılmasıyla birlikte yıllık izin karmaşasının da yeniden boy göstermeye başladığını hatırlatarak şöyle konuştu: "Bu dönemde işverenden muhasebecilere, işçilerden insan kaynaklarına kadar birçok birim sistematik bir karmaşanın içinde buluyor kendini. Yıllık izin kavramı her dönem değişen yönetmeliklerle bilinirliğini yitiriyor ve asıl zorluk burada başlıyor. Bu yüzden çoğu zaman iş hukuku anlamındaki çalışmalarda özellikle yıllık izinlerde el yordamıyla, varsayımlarla hareket ediliyor. Özellikle dikkat edilmesi gereken azami sürenin doldurulması halinde işçinin motivasyonu ve vücut sağlığı için yıllık iznin feragat edilemeyecek bir zorunluluk olduğudur. İş Kanunu'na göre, işçinin yıllık izin hakkını kullanması şarttır. Bu bakımdan, izinin paraya çevrilmesi ve işçinin izin ücretini alarak işyerinde çalışmaya devam etmesi söz konusu olamaz."
 
YILLIK İZİN YASAL BİR ZORUNLULUKTUR
 
İş Hukuku Enstitüsü Başkan Yardımcısı Avukat Naciye Uçar, yıllık izinin işçi için bir hak olduğunu ve bu dinlenme hakkının Anayasa'nın 50. maddesinde de düzenlendiğini belirterek şöyle konuştu: "Özellikle yıllık izin çok kapsamlı ve yanlış yönlendirmelerden dolayı birazda karmaşık gözüken bir sistemdir. Genel olarak değerlendirecek olursak, izin süresi 4857 sayılı İş Kanunu'na göre ilk parçası 10 günden aşağı olmamak üzere bölünebilir. Bu da demektir ki beş yılını doldurmayan işçinin yıllık izni ancak 10 gün ve 4 gün olarak bölünebilecektir. 4857 sayılı Kanun'un 53'üncü maddesine göre uygulanan yıllık izin süreleri hizmet süresi; bir yıldan beş yıla kadar olanlara yılda 14 gün, beş yıldan fazla ve on beş yıldan az olanlara yılda 20 gün, on beş yıl ve daha fazla olanlara yılda 26 gün ücretli yıllık izin verilir. Dolayısıyla beş yılını dolduran çalışanın yıllık izin süresi 20 gündür ve bu süreden daha az olmak üzere kullandırılamaz. Şayet daha az süre ile kullandırılmışsa ücretleri iş sözleşmesinin feshi tarihi itibariyle ödenmelidir. İş Kanunu'na göre, 18 ve daha küçük yaştaki işçiler ile 50 ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin 20 günden az olamaz. Bu kurala aslen yıllık izin kullandırılmaması ile ilgili de hüküm eklenmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Zira bu yaş grubunda yer alan insanlara fazladan izin süresinin verilmesinin sebebi çalışmalarından dolayı yıpranma derecelerinin fazla olmasıdır."
 
Yıllık izinin paraya çevrilemeyeceğini anlatan Uçar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Paraya çevrilmesinin tek istisnası, sözleşme feshi olduysa ve içeride işçinin kullanamadığı yıllık izni varsa, bu izinler paraya çevrilebiliyor.Yıllık izin ücretleri ancak iş sözleşmesinin sona erme tarihi itibariyle ödenir. İşçinin çalışma dönemi içerisinde izin kullandırılmayıp izin ücretinin ödenmesi söz konusu olamaz. Bu durum yasaya da aykırıdır aynı zamanda Yargıtay'ın ilke kararları vardır. İşveren, işçinin iznini kullandırmak zorundadır."